Zehirli Yılan

5.5K 320 239
                                    

Bölüm şarkısı:Ahuzar: Mendilimin Ucuna Sakız Bağladım.

Lütfen beğeni ve yorum yapın arkadaşlar 🥰
Bir sonraki bölümde bazı gerçekler gün yüzüne çıkacak,hazır olun.
Bu bölümde birazcık Kardelen ile Yakup 'a değinmek istedim . Umarım beğenirsiniz ☺️

"Halil ağam buradan birbirleri geçmiş."

Ben duyduğum isim ile içimdeki sevincini yaşarken Mihrali'nin duyduğu isimle bedenin kasılmasını hissetmiştim.
Ben altında kaldığım bedenden kurtulmak için çırpınmaya başlayınca Mihrali bedenini üzerimde bırakarak hareket etmeme mani olmaya çalışıyorken bir yandan da ağzımdaki elinin baskısını artırıyordu.
Tekrar kulağıma eğilerek konuşmaya başladığında bedenim çırpınmayı bırakmak zorunda kalmıştı.

"Eğer biraz daha ses çıkarmaya kalkarsan kapıdaki iti acımadan  öldürürüm.
Kendi canımın hiçbir önemi olmaz!"

Bedenim ölü gibi durulduğunda üzerimdeki ağırlığını yana vererek beni biraz olsun rahat bırakmıştı ama elindeki baskısı hala aynıydı.
Dışarıdan gelen at seslerinin kesilmesi ile Halil'in beni bulmasının zor olmadığını düşünüyordum.
Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu,onun kolları arasında durduğum heran Halil'e ihanet ettiğimi düşünüyordum.
Mihrali'nin keskin gözleri benim yüzümden gezinirken kulağı ise kapıdaydı ,en ufak bir harekette ne yapacağını deli gibi merak ediyordum.
İlk işi benim başıma bir silah dayamak olabilirdi ya da beni kalkan olarak kullanılır Halil'i vururdu.
Ben düşünceler içinde kaybolurken dışardan gelen sesler biraz uzağımızdan gelmeye başlamıştı.

"Ağam sadece bir at izi var ama izler burada karışıyor sanki geçen kişi ne tarafa gittiğini anlamamızı istemiyor."

"Ağam bir eşkıya tek başına dolaşmaktan korkar kesin bu başka birinin izi"

"He ya doğru dedin , eşkıyalar korkak olmasa dağlarda neden saklansınlar."

Mihrali duyduğu sözler ile boştaki elini sıkmaya başladığında ağzımdaki baskısı hala aynıydı.
Zoruna gidiyordu ona korkak demeleri ,ama korkak değildi aksine çok kurnaz bir adamdı.
Korkacak olsa tek başına yola düşmezdi ,ya da beni kullanıp bir kenara atmak yerine nikahına alarak Halil'e 'bak senin sahip olamadığını kendime kadın ettim'der gibiydi hareketleri.
Mihrali'nin nasıl bir adam olduğunu şu iki günde azda olsa çözmeye başlıyordum ama beni korkutan gözünün önüne inen perde ile neler yapacağıydı.
En sonunda duymak için can attığım ses kulaklarıma ulaşmıştı.

"Eğer benim kadınımı kaçıran Kurtdereli ise o asla korkak bir adam olmadı Nihat.
Zamanında bana ettiklerini bilmez misin!"

"Ya o değilse ağam?"

"Ondan başka kimse buna cesaret edemez,kimse Vardarlı Halil'e bulaşmaya cesaret edemez."

"Ağam biz niye bu kadının peşine düştük ki ,diğer kızları arasak daha iyi olmaz mı?"

"Ulan ben Halil'in kadınını dağa kaldırmışlar dedirtmem önce Gazal ardından diğer kadınlar.
Amcam daha fazla köpürmeden bulalım şunları."

"Ya senden önce sahip olduysa kadına ağam,o zaman ne olacak?"

"Ulan benim derdim o kız mı,benim derdim namım ,benim derdim tüm işlerin ortaya çıkması.Amcam bu kez hiçbirimize acımaz lan!"

"Ağam şu ileride derenin orada at izleri var ,tepeyi aşmış olmalılar."

"Yürüyün gidiyoruz."

Son kez duymuştum Halil'in sesini, ardından giden birçok atın ayak sesleri ile.Neler duymuştum ben ne demekti onlar, herşey yalan mıydı yani.Mihrali benim yanımdan kalkarak mağaranın kapısının önüne giderek etrafa baktığında bende uzandığım yerden kalkarak onun yanına gitmiştim.
Başını bana çevirerek baktığında,onun karşısında yine eski Gazal olmuştum.

Alageyik Where stories live. Discover now