•40•

2.1K 127 15
                                    

Duyduğum sözden sonra arkamdaki anneme döndüğümde ağladığını gördüm.
"Ne olur bir şey sorma İkra" hıçkırıklarının arasından zor anlaşılıyordu söyledikleri.
"Anne neden ağlıyorsun? Ayrıca sormak zorundayım. Babam yani değilmiş öyle söyledi, doğru mu bu? Babam değil mi?"
"Bana biraz zaman ver kızım, şuan anlatamam" koşarak banyoya gitti ve kapısını kilitledi. Koridorda tek başıma yaşadıklarımı idrak etmeye çalışıyordum.

Birkaç dakika bekledikten sonra babamın odasının önünde durdum. Kapıyı tıklattım.
"Baba, konuşabilir miyiz? Lütfen, biriniz bana gerçekleri söylesin artık" kapının kilidi yavaşça açıldığında kalbimin atışını duyabiliyordum.

"Gerçekler canını yakabilir"
"Belirsizlikten daha fazla yakacağını düşünmüyorum"
"Umarım öğrendikten sonra da aynı şeyleri söyleyebilirsin" ilk defa babam benim için güzel bir dilekte bulunmuştu, garip bir durumda sıkışıp kalmıştım.
"Ayakta olmaz. Gel içeride oturup konuşalım" benle konuşurken yüzüme bakmamaya dikkat ediyordu. Babamın da canı yanıyor gibiydi. Ama nedenini bilmiyordum.

Birlikte içeriye girdiğimizde farklı koltuklara oturduk. Babama biraz zaman tanıdım, derin bir nefes alıp düşünüyordu.
"En başından anlatacağım, bu ilk ve son olacak. O yüzden beni iyi dinle"
"Tamam" dedim kekeleyerek.

"Annenle severek evlendik. Başlarda her şey güzel gidiyordu. Annen benim hayattaki tek varlığımdı, onu deliler gibi seviyordum. Bir de çocuğumuz olsun istedim. Çok kez denedik ama bir türlü olmadı" hiçbir şey söylemeden dikkatle dinliyordum.
"Birlikte hastaneye gittik, neden olmadığını öğrenmek için. Sorunun kaynağı bendim. Benim yüzümden bizim çocuğumuz olmuyordu. Bunu duyunca çok suçlu hissettim. Ama elimden de bir şey gelmiyordu. Durumumuz tedavi için yeterince iyi değildi. Bu yüzden mucize bekledik, mucizelere inanmak aptalcaydı. Bunu bana annen öğretti" yavaş yavaş ne olduğunu anlıyordum fakat içten içe olmaması için dua ediyordum.

"Bir gün annen hamile olduğunu söyledi" ilk defa ağladığını gördüm, ağladığını sadece gözünden düşen bir damla yaştan anlayabiliyordum. Çünkü yüzü kaskatı duruyordu.

"İlk dualarım kabul oldu sandım. Annenin hiç yapmadığı kadar ağladığını gördüm. Sevinçten değildi bu. Ne olduğunu sordum, yıllarca beklediğimiz şey gerçekleşmişti. Anlayamamıştım neden mutsuz olduğunu. Ağlamaları esnasında özürler dileyip duruyordu. En sonunda söyledi nedenini" ellerim titremeye başlamıştı. Buna hazır değildim.

"Annen beni aldatmıştı, tek sorun da bu değildi. Beni benim abimle aldatmıştı" ellerini yumruk yaptığını gördüm. Artık üzgün değil, nefret doluydu.
"Çocuğu olsun istemiş, bana anlatmayacaktı ama vicdan azabı çekiyordu. Anlatmadan duramadı. Asıl babanı hiç görmedin, yurt dışında yaşıyor. Seni ve anneni de bırakıp kaçtı. Seninle bir sorunum yok İkra. Sen bana, bana yapılan ihaneti hatırlatıyorsun. Sana her baktığımda iliklerime kadar hissediyorum bunu. Her kendini bana sevdirmeye çalıştığında içimden bir şey kopuyor. Seni sevmem kendime ihanet gibi geliyor" tüm sözleri kalbime bir hançer gibi saplanıyordu. Babamın bir suçu yoktu, beni çok üzmüştü evet. Ama kendisi bu kadar acı çekerken bunları yapmış olması doğru muydu? Bilmiyorum. Sadece burda bir hatalı arayacak olsam o kişi artık babam değil annem olurdu.

"Özür dilerim İkra. Sana bunca yıl acı çektirdim, yapmamalıydım. Yanlış olduğunu biliyordum ama yine de yaptım. Benden istediğin kadar nefret edebilirsin"
"Senden nefret etmiyorum baba" kafasını kaldırıp konuşma boyunca ilk defa bana baktı.
"Ayrıca babamın kim olduğu umrumda değil. Bunca yıl bana bakan sendin, seni anlayabiliyorum. Yaptıkların için hala sana çok kızgınım. Ama artık neden yaptığını biliyorum" söylediklerimi bitirdiğimde yüzünde acı bir tebessüm oluştu. Hiçbir zaman gerçek bir baba kız olamayacağımızı biliyordum, ama artık kalplerimizin daha yakın attığını hissediyorum.

Banyo kapısının açılma sesinden hemen sonra annemin adım seslerini duydum. Oturma odasına geldiğinde bizim önümüzde duruyordu. Gözleri kıpkırmızıydı, bunca zamandır ağladığı çok aşikardı.
"Anlattın mı?" dedi direkt babama doğru.
"Anlattım" derin nefes alıp annem yavaşça bana doğru döndü. Benden bir hareket bekliyordu, ama ben duyduklarımın etkisinden yalnızca ona bakabiliyordum.

Ağzımdan tek bir sözcük çıkmıyordu, beynimdeki tonlarca konuşmalara rağmen.

"Bir şey demeyecek misin?"
"Ne demem gerekiyor?" dedim.
"Bilmiyorum, bağır çağır. İstediğini söyle ama böyle sessiz kalma"
"Neden daha önce söylemedin?"
"Söyleyemedim. Mustafa'nın söylemesini bekledim. O da söylemedi, öğrenip de üzülmeni istemedi" babama baktığımda bize değil yerde herhangi bir yere baktığını gördüm. Bizimle değil gibiydi.
"Beni affedebilecek misin peki kızım?"
"Önemli olan benim değil babamın affedip affetmeyeceği"
"O beni asla affetmez"
"Hakkıdır" dedim soğuk bir sesle. Babam o zaman bize katılmıştı.

"Seni lanet olsun ki seviyorum Meryem, ama seni affedeceğim anlamına gelmiyor. Seni seviyorum, hamileyken tek başına sokaklarda kalmana izin veremezdim. Daha sonra da küçük bir çocukla, sonra kansere yakalandın uzun bir süre yine senden vazgeçemedim. Belki İkra' dan vazgeçerim dedim ama yine olmadı. Bu kalp hiçbir zaman soğumadı. Hem senden nefret ediyorum hem de seni çok seviyorum. Allah kahretsin!" dedi bağırarak. Askılıktan ceketini aldıktan sonra dışarı çıktı. Ben de anneme bakamadan odama gittim.


Pek iç açıcı bir bölüm olmadı ama neysehh. Bundan sonra güzel bölümler bizi bekliyor:))

"birkitappsevdalisi" adında instagram hesabım var. Bundan sonra kitaplarım hakkında paylaşımlar yapacağım. Ordan ne zaman yeni bölüm geleceğini öğrenebilirsiniz. Ayrıca sohbet etmek isteyenlerle de güzel vakitler geçiririzz

Yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayınn

ÖpüldünüzZzZ<3

Görücü mü Geliyor?حيث تعيش القصص. اكتشف الآن