•27•

4.1K 197 33
                                    

İkra: sizden bir şey isteyebilir miyim?

Emin Bey: iste güzelim

İkra: belki biraz çocukça gelebilir ama

İkra: bana çiçek alır mısın?

Yazdığım an keşke yazmadaydım dedim. Çünkü çocukça bir istekti. Bana bir şey almasını istemek bir anda saçma gelmişti.

Emin Bey: sen iste yeter ki, işim bittiği an alacağım

Emin Bey: isteme sırasında o kadar heyecanlıydım ki almayı unutmuşum, özür dilerim:(

İkra: yok o yüzden istemedim ki zaten

İkra: bana daha önce hiç çiçek alınmadı

İkra: hayallerimden biriydi, o yüzden söyledim

Emin Bey: bütün hayallerini gerçekleştireceğim

Emin Bey: hepsini tek tek, en güzel şekilde gerçekleştireceğiz

İkra: çok teşekkür ederim

Emin Bey: seve seve güzelim, seve seve

Emin Bey: şimdi işe dönmem gerek müşteri geldi, sonra görüşürüz

İkra: tamam, görüşürüz

Telefonu kapattığım an mutluluktan havalara uçacaktım. Bu adam gerçek miydi? Beni nasıl bu kadar mutlu edebilirdi ki?

🌚🌝

Emin Bey: ben geldim, aşağıya in hadi

İkra: hemen geliyorum

Emin Bey: bekliyorum

Anneme haber verip hızlıca ayakkabılarımı giydim. Asansörü bekleyemeden merdivenlerden indim. Dış kapıya çıktığımda etrafıma baktım. O sırada elinde kocaman buketi olan bir çiçekle birisi bana doğru yaklaşıyordu. Çiçek yüzünden kim olduğunu göremiyordum ama Emin olduğuna da emindim.

"Oha" dedim benim karşımda dururken. Buketi yana çekip bana şaşkın gözlerle baktı.
"Niye bu kadar büyük aldın, yani çok teşekkür ederim" karşımda gülüyordu.
"Alamadığın bütün zamanlar için olsun istedim, beğenmedin mi?"
"Şey, çok beğendim. Hatta bayıldım!" dedim gülümseyerek.

"E almayacak mısın? Sahibine gitmek için can atıyor"
"Alıyım" dediğimde tek elimi ona uzattım.
"Yalnız bu çok ağır, baksana bana kucaklıyorum" dedi. Konuşurken kafasını yana yatırıyordu, yoksa çiçek buketi yüzünden kafasını göremiyordum.

"Doğru haklısın" dedim ve çiçeği kucakladım.
"Lan bu ne kadar ağır böyle, kaç kilo bu" yanında artık ne dediğime fazla dikkat etmemem dikkatimi çekmişti, onun gözlerine baktığımda onun da dikkat ettiğini fark edip gülümsedim.

"Fazla ağır, çok durmadan yukarı çık. Yormasın seni"
"Tamam, ama önce bir fotoğraf çekinelim mi?"
"Hadi çekinelim, hiç fotoğrafımız yok güzel olur"
"Aynen" diyip güçlükle telefonumu çıkarttım ve nasıl çektiğime bile bakmadan geri koydum.
"Ben gidiyorum o zaman"
"Git hadi"
"Tamam, sen de git hadi"
"İçeri gir ben de giderim"
"Tamam" diyip çiçeğin ağırlığıyla güçlükle apartmana girdim.

Eve geçtiğimde annem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
"Kızım bu ne?"
"Emin almış, bu kadar büyük olacağını düşünmemiştim" dedim.
"Koy hadi şuraya ağırdır" dediğinde çiçeği masaya bıraktım ve ne yapacağımı düşünmeye başladım. O sırada mesaj geldi.

Emin Bey: fotoğrafı bana da atsana güzelim

İkra: hemen atıyım bir saniye

İkra:

Emin Bey: e fotoğrafta biz yokuz, ben de sana bakacağım bir fotoğraf daha oldu diye seviniyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emin Bey: e fotoğrafta biz yokuz, ben de sana bakacağım bir fotoğraf daha oldu diye seviniyordum

İkra: anca bu kadar olmuş ama ne yapayım:(

Emin Bey: olsun tekrar çekiniriz

İkra: çekiniriz tabii

"İkra kızım evde yoğurt kalmamış, bi koşu bakkala gidip al hadi"
"Anne bakkalda şimdi Serkan olacak bulaştırma beni"
"Çok nadir orda oluyor, denk gelmez sana"
"Valla bendeki bu şansla denk gelir"
"Uzatma hadi al gel"
"Of yaa" diyerek oturduğum koltuktan kalkıp ayakkabımı ayağıma geçirip asansöre bindim.

Bakkala gidene kadar kimse beni görmesin diye hızlı hızlı yürüdüm. Kimseyle uğraşacak durumda değildim.

İçeriye girdiğimde Serkan'ın olduğunu gördüm fakat arkası dönük telefonda konuşuyordu. Uğraşmamak için geri çıkacakken ismimi kullandığını duydum. Bu yüzden gizlice girip ona uzak olan rafta bir şeylere bakıyormuş gibi yaparken dinledim.

"Yok oğlum İkra'ya aşık olduğum için istemeye gitmedim ki" telefonun sesi açık olduğu için telefondaki kişinin sesi de duyuluyordu.
"Niye istemeye gidecektin o zaman?" diye sordu telefondaki kişi.
"Oğlum kız kapalı, az da olsa bir güzelliği var. Kapalı kızlar benim çok dikkatimi çekiyor. Fiziklerini göremediğim için merak uyandırıyorlar. İkra'yı da merak ettim işte. Kullanıp fiziğini görecektim, ha sonradan sevip evlenebilirdim orası ayrı. Şerefsizin teki geldi durdurdu beni"
"Ulan sen de az değilsin varya" dediğinde kendimi sinirden durduramıyordum. Ne hakla böyle konuşabiliyorlardı?

Raftaki gördüğüm cam şişeyi elime alıp Serkan'a doğru gittim. Masaya oturmuş yayılıyordu. Beni görünce donup kaldı.

"İkra, sen ne zamandır buradasın" dediğinde cam şişeyi ona doğru fırlattım. Bilerek kafasına isabet ettirmedim, amacım sadece gözünü korkutmaktı. Bu yüzden arkasındaki duvara çarpıp tuzla buz oldu.

"İkra manyak mısın napıyorsun?"
"Sen ne hakla böyle konuşabiliyorsun!" diye bağırmaya başladım.
"Kimsin lan sen! Kızlara bu gözle bakmaya ne hakkın var senin!"
"Doğruları söylemek de suç olmuş" diyerek beni ciddiye almadığını fark ettim. Bu kadarı da fazlaydı!

"Şu camı niye kırdın sen? Sana temizleteceğim!"
"Bok temizletirsin" dediğimde giydiği kapşonlu sweatshirt gözüme takılmıştı. Ani hareketle şapkasını kafasına kadar çekip alnını masaya art arda vuruyordum. Kendimden geçmiş gibiydim. Söylediği sözler kafamda yankılanıyordu.
"İkra bırak beni! Manyak mısın kızım sen bırak" diye bağırdığında son defa kafasını sertçe masaya vurdum.

"Aaahhh"
"Bir daha ben ya da başka bir kız, kim olursa olsun, böyle bir şey söylersen seni fena yaparım duydun mu beni!" diye bağırıyordum. Kafasını kaldırıp bana baktığında kaşının yarıldığını ve kaşından akan kan yüzünden tek gözüyle bana bakabildiğini gördüm.
"Bir dahakine bu gözünü bir daha açamayacak hale gelirsin" diye tehdit savururken koşar adımlarla bakkaldan çıktım.

Görücü mü Geliyor?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin