•20•

4.8K 206 9
                                    

"Yardım etmeme izin verir misin?"
"Ayakkabılarımı giyeyim önce" dedim ve aldığım ayakkabıları ayağıma geçirdim. Dikiş atıldığı için artık daha fazla acıyordu. Sedyeden inerken kolumdan tutup yardım etmişti.
"Teşekkür ederim"
"Seve seve"

Benim kolumdan tutuyor yürümemde yardımcı oluyordu. Birlikte arabaya doğru ilerledik. Küçücük cam parçası nasıl olur da bir bacağı kullanamaz hale getitebilirdi ki?

"Ben" dedim. Cümlemi tamamlayamadan sürücü koltuğunda oturup yola bakan yüzünü bana doğru çevirdi. Gözleri gözlerime takıldı.
"Efendim?" dedi, devam etmemi beklerken.
"Ben sizin kalbinizi kırmak istememiştim"
"Ne konuda?"
"Sizle evli olmadığımı söylerken"
"Haklısınız, biz evli değiliz. Ama unutmayın, biz sadece arkadaş da değiliz. Evli olmadığımızı söylerken kırılmadım, sadece arkadaşız dediğinde kırıldım. Biz arkadaş değiliz, en çok da biz sadece değiliz. Biz herşey olabiliriz ama sadece olamayız, olmamalıyız" şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdığımda gülümsedi.

"Bu kadar şaşırma, sen benim nasıl sana baktığımı görüyorsun fakat sen, senin nasıl baktığını, gözlerini, göremiyorsun. Kendi güzelliklerini göremiyorsun İkra" dedi. İlk defa ismimi tek başına kullandı ve kalbimizin artık daha yakın attığını hissediyordum. Ama dudaklarımdan bir kelime bile çıkmıyordu.
"Bir şey söylemene gerek yok, seni zor durumda bırakmak istemiyorum ve şuan konuşmak için kendini zorluyorsun, farkındayım. Bazı zamanlarda sadece beni dinlesen de olur, yeter ki ne demek istediğimi anla"
"Beni" dedim.
"Beni çok iyi anlıyorsunuz, gözünüzden hiçbir şey kaçmıyor" diyerek gülümsedim.
"Konu sensen kaçmaz"

Bir süre sonra evine vardık. Evine girdik. Tam kapının orda ayakkabı giymek için puf vardı.
"Sen ayakkabını burda çıkart, ben sana yeni çorap getireyim. Çok kanlı ve kirliler, yaraların mikrop kapmasın"
"Tamam" dedim hiç ikiletmeden. O gelene kadar ayakkabımı ve çoraplarımı çıkardım.

"Al" dedi.
"Yeni almıştım çorabı daha önce hiç kullanmadım"
"Tamam teşekkür ederim"
"Seve seve" dedi ve ceketini çıkartıp astı. Ben de yeni verdiği çorapları giyip ceketi verdim. Onu da astı. Kollarımdan tutup beni kaldırdı, oturma odasına doğru ilerledik. Beni koltuğa oturttu.

"Şey, aç mısın?"
"Yok değilim" dediğim esnada evin sessizliği yüzünden karnımdan çıkan guruldama sesini ikimiz de duymuştuk.
"Miden öyle demiyor ama. Ne yapmamı istersin, ne seversin?"
"Sen açsan yemek yap, yoksa uğraşma hiç"
"Ben de acıktım ama aç olmasam da yapardım. Şimdi söyle, ne seversin?"
"Bilmem, ayırt etmem ben. Sen ne yapabiliyorsan ondan yap"
"Övünmek gibi olmasın ama ben hemen hemen her yemeği yaparım" derken eyvallah der gibi elini göğsüne vurdu. Yaptığına güldüğümde gözleri gözlerimden kayıp gülüşüme odaklanmıştı.

"Immm, peki o zaman ben bir şeyler hazırlayım. Sen de güzelce dinlen. Daha fazla aç kalmayalım"
"Yardım etmemi ister misin? Ben o kadar iyi değilim yemeklerde ama yine de yardımım dokunur"
"Fazla ayakta kalma sen, ben herşeyi hallederim"
"Peki o zaman, bir şeye ihtiyacın olursa seslen"
"Emredersin güzelim" ne dediğini fark edince gözlerini irice açtı ve ensesini kaşıyarak hızlı bir şekilde mutfağa gitti.

Emin yemek hazırlarken ben de uzun zamandır bakmadığım telefonumu elime aldım. Annemden bir sürü mesaj gelmişti.

Annem: geliyor musun kızım (20:46)

Annem: sana da yemek ayırdım hadi gel (20:58)

Annem: iyisin değil mi? (21:17)

Annem: saat kaç oldu hala bakmadın (21:47)

Annem: sıkıntı yoktur inşallah (21:49)

İkra: iyiyim annecim merak etme (22:03)

Annem: ah kızım nerdesin bunca saattir

İkra: önemli bir şey olmadı, arkadaşıma geldim oturuyoruz

Annem: hangi arkadaşında

İkra: sonra konuşuruz anne öptüm

Telefonu elimden bırakıp kafamdaki dünyaya geri döndüm. Babamın bana yaşattıkları geldi aklıma, sonra da Emin Bey'in bana olan sevgisine. Hep herkesin aynı olduğunu düşünürdüm. Onunla tanışana kadar... Bana o kadar narin davranıyor ki çok özel hissettiriyor. Babamın hissettirdiğiyse bir fazlalıktan farksızdı.

"İkra hanım sofra hazır, hadi gelin" dediğinde düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım. Üstünde çiçek desenli mutfak önlüğü vardı. Gülmeden duramadım.
"Ya gülmeyin, annem vermişti ilk kendi evime taşındığımda. O günden bu yana bunu kullanıyorum"
"Çok yakışmış, bayıldım" derken hala gülüyorum. Gülerken bir yandan da ayağa kalktığımda gülüşümü aniden kesen acıyla yüzümü buruşturdum.

"Dur yardım edeyim, tek başına yürümeye çalışma"
"Çok sağ ol" gülümseyip beni mutfaktaki sandalyelerden birine oturttu. Daha sonra da önlüğü çıkartıp o da karışma oturdu. Sofrada et sote, mercimek çorbası ve salata vardı.
"Bu yemekler, enfes görünüyor. Özellikle et çok güzel kokuyor" derken derin nefes alıp kokusunu içime çektim.

emin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

emin.demir;🖤
347beğeni, 111yorum.

ireminizzz;çıtırın insta?

eylülke@ireminizzz; instada paylaşmış zaten gerizekalı

ireminizzz @eylülke; adamın yakışıklılığından beynim durdu

ahahahahslwm@ireminizzz; en başından beri olmadığını düşünüyorum

eyylem.dmr; aslan abim :)

Görücü mü Geliyor?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin