•31•

3.8K 216 11
                                    

"Buradaki çocuklar kim?"
"Arkadakiler ben ve Eylem, öndeki kız eski bir tanıdık"
"Nereden tanıyordunuz?" dedim merakla. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu, soruşturmam garibine gitmiş olmalıydı. Buradaki kız gerçekten bensem benim burada ne işim vardı öğrenmem gerekiyordu.
"Babam bir kız çocuğuna yardım etmişti, ordan tanıyorum"
"Nasıl yardım etmişti ki?" dediğim sırada içeriye babası Kadir amca girdi.

"O kız çocuğunu mu merak ettin kızım?"
"Evet, nasıl bir yardım etmiştiniz?"
"Ailesi kızını istemediği için yurda verdiler. Ama bir gün bir daha o kızı bulamadım. Sanırım ailesi onu tekrar yanlarına aldı"
"Şey, siz acaba" derken ellerim titriyordu. Bu gerçekten de benim hayatımla tıpatıp aynıydı. Bu kadar tesadüf fazlaydı. Gerçekten bana yardım eden adam Kadir amca mıydı?
"Ben ne, iyi misin kızım?"
"Siz eskiden, güvenlik görevlisi miydiniz? Bir lunaparkta?"
"Sen nereden biliyorsun?" dedi Emin. Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Elimde tuttuğum fotoğraf çerçevesini düşürmemek için yerine bıraktım.

"Ben, nasıl anlatacağımı bilmiyorum Kadir amca ama sanırım" dediğimde Elif teyze de buradaydı. Hepsi merakla bana bakıyordu.
"Sanırım yardım ettiğiniz çocuk bendim" dedim en sonunda. Bu mümkün olabilir miydi?

"Kızın adı da İkra'ydı fakat bunu normal karşılamıştım. Sonuçta aynı isim olabilirdi. Fakat gerçekten, o kız çocuğu sen misin kızım?" Kadir amca da benim kadar meraklıydı.
"Babam beni bıraktığında bir görevli bana yardım etmişti. Hatta evinde bir gün kalmıştım, bir kızı bir de oğlu vardı. Arada ziyarete gelirdi. O kişi sizsiniz değil mi?"
"Evet, evet. İnanamıyorum şuan. Sensin kızım. O kız çocuğu gerçekten de sensin. Seni çok aradım ama bulamadım. İki yıl boyunca her hafta geldiğimde bir gün ailenin alıp gittiğini öğrenmiştim"
"O olaylardan sonra şehir değiştirip buraya geldik"
"Tüm şehri soruşturmuştum. Ama elim kolum çok uzun değildi. Bulamadım bir türlü seni. Kendi kızımdan ayırmıyordum seni ve bir gün kaybetmiştim. Bir daha da hiç bulamadım. Yeni iş açmak için de buraya taşındık"

"Kader bizi tekrar araya getirdi" dedim gözlerimin dolması yüzünden yüzlerini net göremezken. Kadir amca yanıma gelip bana bir baba şefkati gibi sıkıca sarıldığında ben de ona sarılıyordum.
"Sizi bulduğuma çok sevindim" dedim uzaklaşırken.

"Benim seni bıraktığımı düşünmedin değil mi?" dedi. Küçükken bırakılıp ne kadar da kalbimin kırıldığını bildiği ve hatta gördüğü için tekrar bunu yaşatmaktan korkuyor olmalıydı. Aslında küçükken çok düşünmüştüm, onun da beni bırakıp gittiğini ve bir gün herkesin beni bırakacağına inanmıştım. Ama gerçekler böyle değildi ve benim de bu konuları açmam gereksiz olurdu.

"Hayır tabii ki öyle bir şey düşünmedim. Bana iyi davrandığınızı, yalnız bırakmadığınızı biliyorum. Küçükken hiç teşekkür edememiş olsam da, çok teşekkür ederim Kadir amca. Sizin sayenizde ve en çok da Eylem bana o zamanlar arkadaşlık ettiği için teşekkür ederim"
"Ah benim güzelim ya. İkimiz de çocuktuk o zamanlar. Yaşadıklarını bilmiyordum. Sadece oyun arkadaşım olduğunu sanıyordum, sen benim hayat arkadaşımmışsın meğer" dediğinde sıkıca sarıldı. Uzakta kalarak bizi izleyen Emin'e baktım.
"Ben, özür dilerim. O zamanlar ergenlik dönemlerimdi. Bir defa geldim yanına"
"Bir kez gelsen bile benim kalbimde yerin o zamanlardan çok büyüktü"
"Nasıl?"
"Sen bana yerden bir papatya kopartıp vermiştin, hatırlıyor musun?" dedim gözümden akan yaşları silerken.
"Evet hatırladım. Sen diyince hatırladım"
"O papatya hâlâ kitabımın arasında duruyor, o zamandan beri en sevdiğim çiçektir papatya. Sana daha önce hiç çiçek almadığım dediğimde küçükken alınan çiçek sayılmaz diye düşünmüştüm" dediğimde yüzümü avuçlarının içine aldı.

"O zamanlar sana gelmiyordum. Çünkü sana baktığımda bir şeyler hissetmiştim. Fakat çok küçüktün. Yanlış bir şeyler var demiştim içimden. Olmaz dedim. Çocukluk aşkım olarak kalırsın sanmıştım. Hem sen daha 6 yaşlarındaydın, bense 12 Nereden bilebilirdim ki kaderim olacağını"
"Kim bilebilirdi ki yollarımızın kesişeceğini" dedikten sonra yüzümdeki duran ellerini tuttum. Arkasına baktığımda hepsi dolu gözlerle gülümseyerek bizi izlediğini gördüm. Tekrar Emin'e baktığımda gözümden akan yaşlarımı yanaklarımdan sildi. Yüzüme kocaman gülümseme yerleşti. Emin'in de gözleri kızarmıştı, ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Tekrar titreyen ellerimle fotoğrafı aldım. Bakarken gülümsemeden edemiyordum.

"Bakın biz"
"Evet biz" dedi. Hem fotoğrafa hem bana bakıyordu. Diğerleri de yanımıza geldi.
"E hadi ama çocuklar yeter ağladığımız" dedi annesi.
"Haklısınız, günü mahvetmeyelim"
"O yüzden demedim kızım. Kendinizi ağlaya ağlaya bitirdiniz. Bakın bir halinize, böyle güzel bir tesadüf ancak kitaplarda ya da filmlerde olur. Ağlamayı bırakalım gülüp eğlenelim artık"
"Tamam" dedim burnumu çekerek. Elimdeki resmi yerine bıraktığımda Eylem'in yanına geçtim.

Görücü mü Geliyor?Where stories live. Discover now