Epilog (Part 2)

185 24 84
                                    

"Dün akşam hakkında bir açıklama yapman gerektiğini düşünmüyor musun?"

"Ne olmuş dün akşam?"

"Bilmiyormuş gibi davranma." dedi Mikasa kızgınca. Levi, Mr Jeager ın partisinde Armin nin doktorunu neden suya attığını hala anlatmamıştı ve meraktan çatlamak üzereydi. "Hange yi nereden tanıyorsun?"

"Seni ilgilendirmez. Yemeğini ye. Okula geç kalacaksın." Levi onu umursamadan çay demlemeye devam etti.

"Dün akşam ne olmuş?" Onlara kulak kabartan Kenny kafasını gazetenin arkasından çıkardı. "Yoksa eve sırılsıklam gelme sebebinle bir bağlantısı mı var?"

"Levi Armin nin doktorunu havuza attı."

"Önce o attı." diye huysuzlandı Levi arkasını dönmeden. "Bilmediğin şeylere burnunu sokma."

"Ama onu kışkırtan da sensin. Barın arkasındaydım, her şeyi duyduk."

"Duyduk?" Levi kaşlarını çatarak ona döndü. Birden çok ciddi bir havaya bürünmüştü. "Kim duydu? Ne duydunuz? Başkasına anlattınız mı?"

"Sakin olsana. Eren ve Armin vardı sadece." neden birden bu kadar sinirlendiğini anlayamayan Mikasa da gerildi. "Kadınla zorla flört ediyordun. Sen onu sıkıştırınca da sinirlenip seni suya itti."

"Ne? Onunla- neyse, öyle görünüyorsa sorun yok." diye mırıldandı Levi. "O iki man kafaya söyle, bu konu hakkında başkasına tek kelime anlatılarsa üçünüzü de-"

"Hapse atarsın, evet anladık." Mikasa gözlerini devirdi. "Gerçekten çok tuhafsın. Neden artık kız arkadaşın olmadığına şaşırmıyorum bile."

Levi somurttu. "Ne diyorsun velet?"

"Kadınlarla nasıl konuşulması gerektiğini hiç bilmiyorsun, değil mi? Zorla güzellik olmaz. Bir şansın varsa bile onu suya attıktan sonra yok ettin."

"Dedi yıllardır gerizekalının tekini ayartamayan on yedi."

"Kapa çeneni!" Mikasa ellerini öfkeyle masaya vurup ayağa kalktı. Partiden erken ayrıldığı için zaten bütün gece Levi ya öfkeliydi. Bu zamana kadar Eren ile bir şansı olmamasının sebebi kendisiydi. Tuvalete gitme bahanesiyle yukarı kata çıktı.

Levi kol saatine baktı. "On dakika sonra aşağıda ol. Okula geç kalacaksın." arkasından seslendi.

Yukarıdan öfkeli bir yanıt geldi. "Canın cehenneme!"

Levi çayını fincana döküp Kenny in yanına oturdu. Yaşlı adamın attığı imalı bakışların farkında değilmiş gibi davranmak giderek zorlaşıyordu. En sonunda iç çekip çayından bir yudum aldıktan sonra "Düşündüğün gibi değil. Soruşturma ile ilgili." dedi.

Kenny tek kaşını kaldırdı. "Soruşturma?"

"Aradığımız doktor o- daha doğrusu aradığımız kuklacı o kadın." diye açıkladı Levi.

"Ah, neden doktor partisine bu kadar hevesle gittiğin şimdi anlaşıldı." dedi Kenny. "Bahsettiğin şu kadının katil olduğuna emin misin?"

"Emin olsaydım seninle kahvaltı ediyor olmazdım." dedi Levi huysuzca.

Kenny gazetesini katlayıp masanın bir köşesine bıraktı. "Şunu baştan anlat bakalım."

Levi ona Hange den, hastanedeki görüşmelerinden ve partide neler olduğundan bahsetti. Kenny hepsini büyük bir sakinlikle dinledi. Bitirdiğinde yüzünde anlamlandıramadığı garip bir ifade vardı.

"Ne düşünüyorsun? Sence gerçekten katil Zoe mi?"

"Henüz bir yorum yapmak için çok erken. Sonuçta birine katil diyebilmek için elinde kanıt olması lazım." dedi Kenny. Sonra kıkırdadı. "Demek seni suya attı ha? Renkli biriymiş."

ACKERMANS 2Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz