16. Bölüm ~ İnkar ~

188 29 27
                                    

"...Mutlaka bir yanlış anlaşılma olmalı dedektif Mike!" Armin ondan daha kıdemli polislere belki de yüzüncü defa tekrarlıyordu. Anlatmaktan dilinde tüy bitmişti. Hala üzerinde damatlığı vardı. Birkaç saat önce gıcır gıcır görünen takımı şimdi Jeager ın kurumuş kanıyla kaplıydı. Her şey öyle ani gelişmişti ki üzerini değitirmeye vakti bile olmamıştı. "Dünya üzerinde Eren e en son zarar verecek kişi Mikasa dır. Hem bunu neden yapsın? Çocuğunun babasını öldürmek için hiçbir sebebi yok."

"Yüzlerce insanın gözü önünde kocasını çekip vurdu. Neyin yanlış anlaşılmasından bahsediyorsun Arlert?" Mike kaşlarını çattı ancak o da olan bitenler yüzünden şaşkındı. 

"Hata yapıyorsunuz," dedi Armin hararetle. "Onu hapiste tutamazsınız-"

"Ackerman suçunu ne itiraf ediyor, ne reddediyor. Bu şartlar altında serbest bırakılması olanaksız." Mike teklifi reddetti. "Diyelim ki ortada bir yanlış anlaşılma var, silahı nereden buldu? Kim arkadaşının düğününe silah getirir? Önceden planlanmış olduğu gayet açık."

"Çünkü...." Armin ne söyleyeceğini bilemedi. Yutkundu. Kendini kabusta gibi hissediyordu. "Bilmiyorum ancak Mikasa şokta. Bahse girerim ki ne yaptığının o da farkında değildi." dedi Armin gergince. Şuan Mikasa nın ne halde olduğunu hayal bile edemiyordu. Armin de ayıldıktan sonra onunla konuşmaya çalışmıştı ancak Mikasa nìn ağzını bıçak açmıyordu. Muhtemelen Eren yaşam mücadelesi verdiği için kendini böyle cezalandırıyordu.

Armin yardım istercesine Erwin e baktı. PPD ye döndüklerinden beri en az Mikasa kadar suskundu. Sarışın adam Mike ın masasının yanındaki - bir zamanlar kendisine ait olan masa - koltukta dalgın dalgın oturuyordu. Elini çenesine dayamış, çenesindeki ufak sarı kıllarla oynuyordu. Düşünceli bir hali vardı.

"Sen ne diyorsun Erwin?" Mike Armin den önce davrandı. Ortalık yaygın yerine dönmüşken Erwin nin bu sakin hali sinirlerini zıplatıyordu. "Hiç yorum yapmadın."

Erwin omuz silkti. "Bunun bir cinayet olduğu açık," diyerek Armin i hayal kırıklığına uğrattı. Ta ki devamını duyana kadar. "Ancak katil Mikasa değil."

"Öyleyse kim?" Mike kaşlarını çattı.

"Elbette silahı Mikasa ya veren kimse o." dedi Erwin.

"Doğru." Armin hevesle dogruladı. "Ancak bazı taşlar yerine oturmuyor. Mikasa yı Eren i vurmaya nasıl ikna etti anlamıyorum. Mikasa asla Eren i öldürmez. Ancak-" Armin durdu. Gözleri korkuyla büyüdü. Yüzü kireç gibi olmuştu. "Hayır.... Yoksa-"

"Sonunda aklını kullanmaya başladın Arlert." dedi Erwin.

Mike "Biri ne halt döndüğünü açıklayabilir mi?" Odadaki olan bitenden haberi olmayan tek kişi olmaktan bozulmuştu.

"Serum dedektif." dedi Armin ciddiyetle. "Ancak bir serum bu cinayeti Mikasa ya işlettirebilir."

Mike yüzünü buruşturdu. Sinirle burnunun kemerini sıktı. "Bir bu eksikti... O şeyler piyasadan toplatılmamış mıydı?" soygun sorası serumlar Paradis in her köşesinden tek tek toplatılmıştı. Yeraltı dünyasında bile. Bu operasyonu bizzat yönetenlerden biri de Mike tı. "Zaten Rod Reis yüzünden çoğu şişe kraliyet ailesinin elindeydi. Kraliçe Frieda hepsini imha edildiğine dair bir rapor bile verdi. Öyle herkesin marketten satın alabileceği bir şey değil ki."

"Doğru, soygundan sonra Eren de babasının deposunda kalan ne varsa kraliçeye teslim etti." dedi Armin.

"Demek ki hala ortalıkta gezen iki üç şişe var." dedi Erwin. Kravatını gevşetirken "Geriye yalnızca tek bir ihtimal kalıyor... Armin düğüne davetli kim varsa bir listesini çıkar. Şimdilik gidebilirsin. Gerisini biz hallederiz."

ACKERMANS 2Where stories live. Discover now