34. Bölüm ~ Çocukluk Arkadaşı ~

235 29 107
                                    

"Başaracaklarını düşünmemiştim zaten."

Bertholdt rahatsızca yerinde kıpırdandı. Annie ve Reiner ın Pieck i geri getirme planı başarılı olmamıştı. Zeke yle yüzyüze konuşmak istemişti ama onunla telefon dışında bir görüşme gerçekleştirmiyordu. Görünen o ki Annie ve Reiner ın geri dönüşü yüzünden ona da güvenmiyordu.

"Ben senin tarafındayım. Onlara ihtiyacın yok." dedi Bertholdt. Zaten en başında bu işe Annie yi bulaştırmak hiç istememişti.

"Porco ya neler olduğunu öğrendikten sonra bile mi?"

"Ben--" cevap veremedi. Porco ya serum verip karşı tarafın üzerine salması korkunçtu. Ama Zeke de Porco nun öleceğini tahmin edemezdi. En azından öyle umuyordu. Sadece Pieck gibi onu da piyon olarak kullanıyordu. "Sadece katillerin hak ettikleri hücreye tıkılmasını istiyorum. Onlara yardım eden herkesin. Porco için elbette üzgünüm... Ama Levi Ackerman a saldırması onun hatasıydı. Eğer beni de bu işe bulaştırmasaydı PPD deki köstebek olduğum ortaya çıkmayacaktı."

"Sonunda birinin anlamasına sevindim." dedi Zeke telefonun öbür ucundan. "Marcel kardeşinin ölümünden beni sorumlu tutuyor çünkü."

"Olaya fazla duygusal yaklaşıyor, üzerine gitme." dedi Bertholdt. "Üzüntüsü geçince anlayacaktır."

"Şuan sadece sen ve ben varız Bertholdt. Ancak yeniden güvenimi kazanmak için bana bir şeyler vermen gerekiyor." dedi Zeke sakince. "Annie ve Reiner ın kafanı karıştırmadığını nasıl bileceğim?"

"Annie ve Reiner beni PPD den kaçırdılar. Dedektif Erwin, Mike ve Zoe bana zorla serum vermeye çalıştıklarında ikisi beni onların elinden kurtardı. " Bertholdt ısrar etti. Onların güvenilir oldugunu anlamasını istiyordu. "Annie Armin e Ackerman nın yaşadığını ona söylemediği için kızgın. Reiner ise biz hangi taraftaysak orayı seçer. Neyin doğru veya yanlış olduğunu pek sorgulamaz."

Zeke bir şey söylemedi. "Sana vermek istediğim daha önemli bir sey vardı ama benimle buluşmayı hic kabul etmediğin için daha önce söylemeye şansım olmadı." dedi Bertholdt. Cebinde sakladığı buruşturulmuş kâğıt parçasını çıkardı. "Biz PPD den kaçmadan önce Dedektif Erwin sana bir kâğıt parçası vermemi istedi. Bir adrese benziyor."

Bertholdt fotoğrafını çekip Zeke ye attı. Birkac dakika sonra "Aldın mı?" dedi. "Belli ki seni tuzağa çekmek için görüşmek istiyor."

Hattın diger ucundan uzun süre yanıt gelmedi. Bertholdt onun kahkaha attığını duyunca şok geçirdi. "O kadar komik olan ne?"

"Bu adam sandığımdan daha ilginç biriymiş." dedi Zeke gülmeye devam ederken. "Onunla görüşeceğimi söyle ama kâğıtta yazan adreste değil."

"Ama nasıl? Yanına gidersem beni yakalar. Seni de-"

"Orasını sen düşün. Ama yardımına ihtiyacım var Berth. O yüzden yakalanmamaya çalış." dedi Zeke. "Adresi birazdan sana yollarım."

Bertholdt neler olduğunu pek anlamasa da kabul etti. "Tamam. Aklındaki ne?"

............................................................................

"Tennis oynamayı sevdiğini bilmiyordum."

Yeşil sahayı aydınlatan büyük lambalar, oyuncular dışında kalan tüm çevreyi zifiri bir karanlığa boğuyordu. Yan sahada tenis oynayan çiftin top sektirişleri ve iki yüz metre ötedeki otoparkta çalan uyduruk rap şarkıları dışında gürültü yapan kimse yoktu. Birkac ergen arabada kafayı çekiyordu.

Erwin tel kapıyı ittirip sahaya girdiği sırada gözlüklü adam duvarla tennis oynuyordu. Zeke raketini aşagı indirip arkasını dönünce tenis topu Erwin e doğru yuvarlandı.

ACKERMANS 2Where stories live. Discover now