41. Bölüm ~ Final (Part 2)

292 35 133
                                    

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"Biraz garip." itiraf etti Hange. Parmakları uyuşmuştu. Sarışın adam kolundan serumu çıkarırken yüzünü buruşturdu.

"Canını mı yaktım? Üzgünüm hayatım."

"Sorun değil." Hange kolunu ovuştururdu. Zeke ye uyuşuk bir gülümseme verdi. "Bu ilacı neden almam gerektiğini söylemiştin?"

"Hafızanı geri kazanmana yardımcı olacak. Hala hiçbir şey hatırlamadığına emin misin?"

Hange gözlerini açtıgından beri üç yıl geçmişti ve üç yıl önceki geçmişiyle ilgili tek bir anıya sahip değildi. Ne çocukluğunu, ne gençliğıni ve bu zamana kadar ne iş yapıyor olduğunu hatırlamıyordu.

Zeke nin söylediğine göre korkunç bir trafik kazası geçirmişti. Bu yüzden iki yıldır komadaydı. Öncesinde Hange nin doktor olarak çalıştığını, evli olduklarını ve Marley de sessiz bir hayat sürdüklerini söylemişti. Aniden hiç tanımadığı yabancı bir adamla evli olarak uyanmak başlarda Hange yi zorlamış olsa da Zeke ile yaşamaya alışmıştı. Hafıza kaybı yaşadığı için her gün üzerine titriyordu. Hange nin saglığına yeniden kavuşması için elinden geleni yapıyordu.

Harika bir evi, iki kedisi, onu çok seven bir kocası ve çocuğu gibi gördüğü sevimli bir yeğeni vardı. Kısacası hayatı inanılmazdı.

Ancak bir şeyler eksik gibiydi. Sanki bu hayatı dışarıdan izleyen bir yabancıydı. Onun olan hiçbir şeyi kendine ait hissetmiyordu. Göğsünde her geçen gün büyümeye devam eden garip bir boşluk vardı ve nasıl dolduracağını bilmiyordu.

Yeni kurslara yazılmıştı. Resim, piyano, yemek kursu... Başlarda hepsi oyalayıcı şeylerdi. Ama kolayca onlardan da sıkılıvermişti. Sahiplendiği kedileri kucağına aldında tüylerina dokunmak onu rahatsız ediyordu. Zeke yi her ne kadar sevmeye çalışsa da hala onun için hiçbir şey hissetmiyordu. Dokunuşları, sesi, dudakları çok yabancıydı. Ve neden böyle hissettiğini anlamıyordu. Eğer kazadan önce de evlilerse onu seviyor olması gerekmez miydi?

Bu yüzden Zeke nin hafızasını geri getirmek için verdiği ilaçları bir gün bile aksatmadan kullanıyordu.

"Amca!"

Lucjan taşıdığı büyükçe bir kitapla yanlarına geldiğinde düşüncelerinden sıyrıldı.

"Bu harfler çok zor okuyamıyorum. Bana masal okur musun?"

Zeke, Lucjan a okuma yazmayı erkenden öğretiyordu. Bu yüzden sık sık Hange nin yanına gelirdi.

"Tabii ama sana verdiğim ödevleri yaptın mı?" dedi Zeke.

"Yarısını." dedi Lucjan, yanakları kızardı. Yapmadığı anlaşılmasın diye birazdan Hange ye yaptırtacaktı.

"Diğer yarısını da yaparsan sana masal okurum." Zeke oğlanın saçlarını karıştırdı. "Bu sırada ben de babana ilacını götürürüm."

"Ah, ben götürürüm." Hange öne atıldı. Zeke asla laboratuvara inmesine izin vermiyordu. Böylece Lucjan nın babası Eren ile de tanışmış olurdu. Zeke nin söylediğine göre Lucjan nın babası da Hange nin geçirdiği korkunç kazada yara alanlardan biriydi. Aklı dengesi yerinde değildi, bu nedenle Lucjan a Zeke bakıyordu.

"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum Hange, tek başına aşağı inmemelisin-"

"Bir şey olmaz. Alt tarafı bir ilaç." Hange diretti. "Ayrıca Erenle tanışmak istiyorum."

ACKERMANS 2Where stories live. Discover now