16

126 17 34
                                    


"Ee, naptınız? Emniyette mi eleman?" Minho'nun sorduğu soru ile Changbin duraksadı. O kadar belgeler arasında zaman geçirmişlerdi ki o kısım hakkında pek bir bilgisi yoktu. "Nöbettekilere sorayım ben bir." Diyerek yerinden kalktığında aynı zamanda da oturduğu yerde uyukluyan çocuğa baktı. "Seni de bırakayım artık, geç oldu." Felix kaşlarını havalandırdı. Zaten ev çok da gitmek istediği bir her değildi. "Yok ya, ne kadar kişi o kadar iyi. Değil mi?" Dedi sevimli gülümsemesi ile. Chan ellerini çırpıp dikkati üzerine çekti.

"İyi o zaman. Biz de çocuklar onu sorguya hazırlarken şu dosyalara bakalım." Ayağa kalkıp kendi masasına doğru ilerlediği sırada Minho da onu kuyruğu gibi takip edip masasının yanı başındaki sandalyeye oturdu. Changbin, ikiliye bakan Felix'e göz kırpıp onunla gelmesi için kafası ile kapıyı gösterdi. Zaten Felix de bu iki adamın yanında fazlaca gerileceğinden tanıdık olanın yanında kalmayı yeğlerdi. O yüzden ayağa kalkmış ve pıtı pıtı peşinden ilerlemişti Changbin'in. 

"Çocuklar, naptınız?" Masalarında oturan adamlar kaşlarını kaldırıp sordu. "Neyi Bay Seo?" İki yana salladı kafasını Changbin anlamayarak. "Nasıl neyi? Taramaların sonucu çıkmadı mı oğlum?" O sırada elinde kahve ile gelen Wonbin kafasını eğerek selamladı Changbin'i. "Ne taraması?" Dedi yerine geçerken.

"Lan benimle dalga mı geçiyorsunuz? Nasıl ne taraması? Felix bu sabah sana söylemiş kamera kayıtlarındaki elemanı?" Wonbin hatırlar gibi kaşlarını kaldırdı. "Bay Seo, ben incelemiştim zaten o kayıtları. Kameraya yansıyan birisi yok." Changbin'in gözleri Felix'e döndü. "Nasıl yok? D-5 açısını incelemediniz mi?"

"Ben inceledim ve bir şey yok. Kaç senedir yapıyorum ben bu işi. Bana işimi mi öğreniyorsun stajyer." Dedi kollarını birbirine dolarken. Changbin ise Wonbin'in önündeki ekranı kendine çevirip D-5 bakış açısını açtı. "Öğretmesi gerekiyormuş demek ki Wonbin! Bu nasıl bir ihmalkarlık. Sana gelip tarama yapmanı söylediğinde ne düşünüyordun? En azından bir kulak asar insan." Daha sonra eliyle alnına vurup dişlerini sıktı. "Bu kaçıncı? Dilekçe yazmam gerekecek seninle ilgili. Şimdi çabuk, o aptal adamı buraya getirtiyorsun. Bir an önce!"

"Ama Bay Seo -" diye lafa girse de önündeki ekran susturdu onu. Gerçekten de gözünden kaçırmıştı ve bu gözden kaçırdığı kısmı 2 günlük aptal stajyer mi görmüştü? "B-bu görüntü yoktu ki burada? Belki de o köstebek falandır. Size yemin ederim üst üste binlerce kez inceledim ben bu kayıtları." Felix kaşlarını çattı hemen. Şu an neden okları ona döndürmüştü ki? "Zaten yanınızdan da ayrılmıyor. Gözünüze girmek için belki-"

"Ya siz ne saçmalıyorsunuz? Öyle bir şey yapsam bu kadar belli bir şekilde mi yaparım? Ayrıca bu kayıtlar sizin bilgisayarınızda da var. Orjinallerine de ekleyemem herhalde başka bir görüntü değil mi?" O kadar sinirlenmişti ki gerçekten. Özellikle kendisi suçlu çıkmasın diye karışsındakini yakmaya çalışan insanlardan oldu olası nefret etmişti.

"Bilgisayarımın şifresini biliyorsun. Neden yapmayasın ki? Bu dava ile de olduğundan fazla ilgileniyorsun zaten-"

Changbin elini kaldırarak susmasını işaret etti. "Daha fazla saçmalama da buldur şu adamı."

Changbin yüzünü sıvazlarken Felix de son kez Wonbin'e sinirle bakıp Changbin'i takip etmişti fakat arkasına dönüp durdurdu onu Changbin. "Sen eve gitsen iyi olur Felix." Felix şaşırmış bir şekilde baktı karşısındaki adama. "Nasıl yani? Ona inandınız mı?" Changbin evet demedi buna ama hayır da demedi. Sadece derin bir nefes aldı. "Ekip arkadaşlarından birisi bıraksın seni, rica et."

Omuzları düştü Felix'in. Aynı zamanda gözleri de doldu. "Bay Seo, siz gerçekten..." Dudaklarını birbirine bastırdı daha sonra. Bir şey söylese de karşısındaki adamın fikri değişmeyecekti, biliyordu. Tanıdığı kadarıyla, öyle düşünüyordu yani. Son kez karşısındaki adama bakıp onu geçerek odasına girdi daha sonra eşyalarını alıp hızlıca çıktı emniyetten. Ona yardım edip yükünü hafifletmeye çalışırken onun bu yaptığı gerçekten çok kırıcıydı. Evet, onunla olduğu süre boyunca mesleki açıdan da gelişse de en çok yorgun olmasına üzülüp daha ne kadar yardımcı olabilirim diye düşünüp durmuştu Felix. Şimdiyse gördüğü bu muamele...

loveless | MinchanWhere stories live. Discover now