12

147 17 26
                                    

Bugün diğer günlere göre farklıydı. Mesela günlerce süren yağmur dinmiş yerini güneşe bırakmıştı. Havada yoğun bir sis olsa da, hafif hissettiriyordu önceki günlere nazaran. Ayrıca kasvetten de arınmıştı.

Ama değişmeyen tek bir şey vardı. Telsiz sesleri, polis arabalarının sirenleri,  yanıp sönen mavi kırmızı ışıklar ve çamurlu yoldaki lastik izleri. Bunlar değişmemişti. Chan, Minho'nun ardından olay yerine doğru yürürken, aklından binbir türlü şey geçiyordu. Mesela bu cinayetlerin ne zaman duracağı gibi. Ya da sebebi.

"Durum nedir?" Diye sordu Minho, ondan önce. Olay yeri inceleme cesedi otopsiye götürmek üzere torbaya koyuyordu o sırada. "Bay Lee, cesedin boyun tarafında belli belirsiz çizikler vardı. Yani belki de başka bir dava ile alakalıdır.  Otopsi sonucu sonrası detaylı bilgilenirsiniz." Kafasını salladı Minho. "Mukakkak öyledir fakat yine de benzer vakalar. Herhangi bir delil var mı?" Kafasını iki yana salladı karşısındaki genç. "Dediğim gibi çizikler hariç bir şey tespit edemedik şu an. Yine de çalışmalarımız devam ediyor. "

Chan boynunu ovdu duyduğu şeyle. İlk defa cesette bir iz vardı. Otopsi gelince tabi ki emin olacaktı ama işte tam o an aklına gelen şeyle mırıldandı. "Tanıyorlar." Minho kafasını arkasında kalan bedene çevirdi ilgi ile. Chan gözünü torbadan çekip Lee Minho'ya döndü. "Katili tanıyorlar Minho."  Chan emin bir şekilde söylemişti bunu. Yanlarından ayrılan görevli ile Minho tüm dikkatini ona verdiğini belli edercesine vücudunu da döndürdü Chan'a. "Nasıl yani?"

Aklında, Minho ile yaşadıkları geldi. Minho'yu tanımasa da, onun bir polis oluşuna güvenmiş ve zarar vermeyeceğini düşündüğü için hiç bir harekette bulunmamıştı. "Katili tanıyorlardı. En başından beri, ona güvendikleri için hiçbir şekilde çırpınmadılar. Bu yüzden de hiçbir boğuşma ya da darbe izi yoktu."

Ama bu cesette vardı çünkü.. "Bu cinayet dosyası açıldıktan sonraki ilk kurban. Öleceğini biliyordu, bu yüzden de çırpınırken belki bıçak ya da katilin tırnağı bir şey ile çizildi boynu." Minho kaşlarını kaldırdı ilginç bir şey duymuş gibi. Hararetli bir şekilde ona bir şeyler anlatmaya çalışan çocuğa bakıyordu."Yani, yine mekan kilit nokta." Chan kafasını salladı hızla. "Dün dediğin gibi içeriye biri sızmalı. Katil aralarından biri olmalı."

Minho en sonunda kendi dediğine geldiği için mutluydu. Çünkü onları alt etmek için, onlar gibi oynamak lazımdı. Bu dosyanın açılması, o mekanın çökmesine sebep olacaktı. Katili bulunmasa da, büyük şuç örgütlerini içeri attıracaktı. "Burada bir şey var!" İkili anında göz temasını kesmiş ve sesin geldiği yere doğru bakmışlardı.. Delil torbasına konulan ıslak ve çamurla kaplı kağıtta göz gezdirmişler ve ikisi de aynı anda ilerleyerek ne olduğuna bakmak için torbayı ellerine almışlardı.

"19 Ocak 2004, Arşiv." Chan kaşlarını çattı. Minho'nun elinden almak için kolunu oynattığında acı ile sızladı kolu. Yüzünü buruştursa da işine döndü. "Bu ne şimdi? Bilerek mi bırakmış bunu?" En azından yeni bir ipucu, yeni izlenecek bir yol diye düşündü Chan. Düşünüp durmaktan iyiydi araştırmak. Delili aldığı gibi vermiş ve arkasını dönmüştü ki Savcı Kim Seungmin'i ile karşı karşıya gelmişti. Arkadan gelen korumaları ile havalı görünüyordu. Siyah kabanı, boynuna doladığı ince atkısı ve kabanın altından kendini belli eden takımı ile gerçekten havalıydı. Chan her zaman hayranıydı zaten onun.

"Sayın savcım, yeni bir gelişme var. Katil arkasında bir not gibi bir şey bırakmış." Kim Seungmin elini kaldırıp susması için işaret yapmıştı. "Sen izinli değil miydin? Ne işin var burada?" Chan kaşlarını çattı hemen. "Evet öyleydi ama Bay Lee çağırılınca ben de onunla-" iki yana salladı kafasını.

"Detaylı bilgilendirmeyi iş arkadaşın yapar sana Chan. Git ve dinlen." Daha sonra Chan'ı umursamadan olay yerine doğru ilerlemeye başladığında, Chan da onun peşinde ilerlemişti annesini takip eden ördek gibi. "Ama sayın savcım, arşivdeki dosyaları incelemem lazım, bir iz bırakmış sonuçta. Bizi yönlendirmeye çalışıyor katil."
Gözlüğünü çıkartıp yandan bir bakış attı Chan'a. "İyi değilsin Chan." Chan ise hemen onaylamaz biçimde kafasını salladı. "Gerçekten iyiyim Bay Kim." O ise Chan'ın bu tavrına yalnızca göz devirdi. "Changbin'e ilgilenmesi için iletirim. Bir şey çıkarsa haber verir sana. Şu haline bak, çökmüşsün resmen bir de katil kovalamaya çalışıyorsun."

loveless | MinchanWhere stories live. Discover now