1

640 30 16
                                    

Dilenci olmamakla birlikte tüm yorum ve oylarınız beni mutlu eder iyi okumalar

"Aynen öyle, olay yerinde yine tek bir iz bile yok. Temiz çalışmış puşt."

Chan stresle alt dudağını dişleyip elindeki adli tıp raporunu inceledi. Sinirleri bozulmuştu fazlasıyla.

"Kalp krizi... Ölüm nedeni kalp krizi öyle mi?" Güldü daha sonra sinirle. "Bu orospu çocuğu gerçekten nasıl sıyrılabiliyor aklım almıyor." Kağıt parçasını masaya fırlattı geliş güzel. Kalçasını yasladığı yerden doğruldu ve karşısındaki siyahlara bürünmüş gence baktı. O da tıpkı kendi gibi fazlasıyla sinir doluydu.

"Kaç aydır, tek bir iz için didik didik ediyoruz her yeri. Kim bu ya, dünya dışı varlık falan mı?"

Odanın penceresine doğru adımlarken, ceketinin cebinden sigarasını çıkarttı Chan. "Changbin, bu işi çözmemiz lazım abiciğim." Kafasını salladı kendi kendine. Sigarasını parmakları arasına alıp dudağına yerleştirmiş ve pencereyi açıp içeri dolan soğuk havayı çekmişti içine. "Bizim yapacağımız her hamleyi önceden biliyor sanki, nasıl çalışıyor aklımız, neye göre hareket ediyoruz.." duraksadı ve yağan yağmurun yere çarpışını izledi. Aynı zamanda da sigarasını yakarak Changbin'e döndü.

"Sanki mantığımızı, matematiksel olarak işlemiş gibi." Changbin yaslandığı koltukta dikleşti. "Aramızdan biri falan mı sence?" Aklına direkt bu gelmişti. Onların yapacağı her şeyi, sadece ekip biliyordu çünkü. Hızla iki yana salladı kafasını Chan. "Hayır hayır, bu öyle bir şey değil." Daha sonra derin bir nefes çekti içine titrekçe.

"Demek istediğim, bizi tanıyor gibi değil de..." Nasıl tanımlayacağını bilemedi. "Sanki insanları okuyor gibi... Ayrıca zaten bizden birisi bile olsa bu kadar temiz çalışamaz." Gözü adli tıp raporuna kaydı. "Kalp krizi geçirmiş bir adamın, ormanlık alanda işi ne? Ya da önceki vakalar... Kanlarında tek bir ilaca dahi rastlanmıyor."

Alt dudağını dişleyip gözlerini Changbin'in gözlerine dikti. Kafasını o kadar meşgul ediyordu ki bu dosya. "Fare gibi kapana sıkılmış hissediyorum. Gözüme uyku girmiyor anasını satayım." Dedi Changbin samimiyetle.

"Vakalar art arda, hepsi kalp krizi... Farklı yerlerde birbirinden apayrı kişiler. Ayrıca hiçbiri de evinde ölü bulunmuyor hepsi sanki öldürülüp bir kenara atılmış gibi." Kafasını salladı Chan. Dilini dolgun dudaklarında gezdirip camdan dışarıya baktı yeniden.

"Ve bu yüzden de savcı tüm dosyaları doğal ölüm olarak kapatıyor." Alnını övdü eliyle. "Düğüm gibi bir yerden tutabilsek çözülecek ama.." sıkıntı ile iç çekti.

"Dosyalar kapatıldığı için inceleme de yapamıyoruz ki." Dedi Changbin de. "Bulacağım." Diye mırıldandı Chan....

"Halledeceğim Changbin." Kendini inandırmak ister gibiydi bu daha çok. "Her şeyi halledeceğim."

Kapının çalınması ile ikilinin gözleri çevrildi. Konu dağıldı. "Gir." Dedi Chan tok sesiyle. İçeriye genç, ufak, buralarda yeni olan bir stajyer girmişti. "Ne vardı?" Diye soru yöneltti ona tedirgin bir şekilde bakan küçüğe. "Şey, sayın savcım gönderdi de. Bakmanız gerekiyormuş hemen. Acil dedi."

Ona uzatılan dosyayı aldı hemen Chan. "Bay Kim mi?" Az önce konuştukları dava ile o ilgileniyodu çünkü. Kafasını salladı hemen sarışın. "Hassiktir!" Dedi gördüğü şeyle. Gözleri büyük bir parıltı ile döndü Changbin'e.

"DNA bulunmuş! Başkasına ait! Changbin siktir!" Hızlıca koşup belgeyi Changbin'in masasına koyarak incelemeye başladılar. Büyük bir heyecan kaplamıştı içini. Küçük sarışının hala ne yapacağını bilemez bakışları ile orada durduğunu gören Changbin sırıttı, daha çok ona değil de getirdiği dosya ile ilgiliydi bu sırıtış.

"Çıkabilirsin Felix." Dedi neşeli sesiyle. O da kafasını sallamış hemen odadan çıkmıştı. "Dosyayı açık tutmaya yeter mi bu?" Dedi büyük bir heyecanla Changbin.

Chan hızla kafasını salladı. "Seungmin'de kapatmak istemiyor zaten, ama kanıt olmadan da bir sebep bulamıyordu. Eminim ki açık tutacaktır."

Dudaklarını birbirine bastırdı keyifle. Günün en güzel haberini almıştı. Gerçekten hiçbir şey bu kadar keyiflendiremezdi onu.

"Gerisi gelecek oğlum. Çorap söküğü gibi tek tek araştıracağız ve çözeceğiz bu işi."

loveless | MinchanWhere stories live. Discover now