74. TACIN SAHİBİ, Lades

Mulai dari awal
                                    

Vücudumdaki anormallikler aybaşı olacağıma işaretti ve ilk damlalar gelmişti. Öyleyse kahretsin, ayçayı Leo'nun istediği işe yaramıştı, içtikten hemen sonra onu midemden çıkarmış olsam da demek güçlü bir önleyiciydi. Çok huzursuzdum ve Leo farkındaydı. Zaten dikkatli gözlerinden ne kaçıyordu ki? Durumu kale hekimiyle konuşmaya da çekiniyordum.

İnsan elindekiyle yetinmeyi bilmeyen ve hep daha fazlasını isteyen aptal bir mahluk! Daha bir ay önceye kadar sevmediğim biriyle evleneceğim diye ağlarken şimdi kolumda sevdiğim, başımda bir taç ve kıçımın altında bir taht vardı ama yine de memnuniyetsizdim. Leo ile benim bir araya gelmemiz nereden bakılırsa gökteki iki yıldızın elele tutuşup şarkı söylemesi kadar olağanüstü bir doğa olayı sayılırdı ancak biz galaksinin derdini taşıyorduk.

Evliliğimizin 15. gününde başbaşa yediğimiz akşam yemeğinde Leo sordu,
"6 gündür şarap içmiyorsun miden düzelmedi mi?"

"Midem düzeldi ama şimdi de tekrar dokunacak diye korkuyorum."

"Arryn bana yalan söyleme."

"Ne yalanı?"

"Benden ne saklıyorsun?"

"Ben bir şey saklamıyorum, ya sen?"

Leo en seksi haliyle sinirli sinirli güldü, geniş ve aydınlık gülüşüne biraz vahşi bir yan katan sivri köpek dişlerine bayıldığımı söylemiş miydim?

"Aybaşın gecikti, değil mi?"

Günlerimi sayıyordu! Elbette! Her akıllı erkeğin yapması gerektiği gibi... Omuz silktim. "Belki."

"Bu yüzden şarap içmiyorsun. Geciktin mi, kaç gün?"

"Bilmiyorum düzenli değildi."

"Gebeysen bunu bilmem gerek. Hekim çağıracağım."

"Çağır madem."

Yemeğini yarıda bırakıp elinde kocaman bir kadeh dolusu mürdüm şarap ile ayağa kalktı. "Buna Gök Tanrıçanın işi mi demeliyim sence?"

Kayıtsızlığı sürdürdüm. "Bizim işimiz Leo. İkimizin..."

"Belki de tek senin işindir."

"Ahh nasılmış o? Yani senin aksi yönde bir müdahalen olmadıysa, gebe kalmış olmam için yeterince seviştik bence."

"Nasılmış o?"

Onu kendi silahıyla vurdum. "Leo, benden sakladığın bir şey mi var?"

Leo az önce kalktığı sandalyeyi sertçe tekmeledi,
"Benimle oynamaya sakın cüret etme Arryn Fergo! Lanet hekimbaşını ve ebeleri çağırtacağım! Hatta dur, biz eve gideceğiz. Balayı bitti."

Balayı böylece bitti. Geri dönüş yolunda ne mola verdi, ne yanımda at sürdü. Kimseyle tek kelime etmeden gözlerini güney ufkuna dikerek sessizce düşündü. Onu zorladığım için üzüldüm ama diğer türlüsü benim saygınlığımı ve mevkimi korumam adına mümkün değildi. Aybaşımın geciktiği doğruydu ama halen ne kanıyor ne kanamıyordum. Sadece sabahları çamaşırımı kirleten birkaç pembe damla... Bu kadarı gebeliği tesbit etmek için yeterli değildi.

Ertesi akşam Lionell kalesindeydik. Siyah granitten kulelerin heybetini, günbatımında bir yangın yeri gibi kızıl yansımalarla karşımda görünce evi özlediğimi anladım. Üstelik ne olacaksa olacaktı. Leo hemen hekimbaşını ve iki Şifacıyı çağırttı. Kral dairesinde sadece dördümüz olduğu halde karnımdan ve oramdan muayene edildim. Hekimbaşı damarımdan bir miktar kan aldı ve bir tüpe işememi söyledi. Tahliller sabaha doğru bize kesin sonucu söyleyecekti.

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang