13.BÖLÜM, SAVAŞ MAKAMI

435 95 43
                                    




Gök Kalesi

Mektubu okur okumaz buruşturup duvara fırlatan Lord Turi Fergo, boğazı yırtılırcasına bağırdı.

"Bu akıl almaz! Bu, bu ne demek oluyor? Bunu onların yanına bırakmam! Lanet olası kibirli arslan müsveddeleri! Oğlumu, benim oğlumu alıkoymak ha? Bu savaş demek Kral Ramsey! Orduları toplayın! Kolordulara haber verin! Generallerimi derhal çağırın! Savaş ilan ediyorum!"

Derken öfkeden soluğu tıkandı ve durup soluklanarak biraz su içmeye çalıştı. Yaveri olan erkek kardeşi Sir Tunn durmadan soruyordu.

"Lordum, Lordum neyin var? Ağabey iyi misin?"

Oldukça iri cüsseli ve kilolu olan Lord, elinde bir bardak suyla koltuğuna ilişirken haberci kartal ile Kızıldeniz'den henüz ulaşan mektubu, okuması için kardeşine işaret etti. Sir Tunn da okudukları karşısında dehşete düşmüştü.

Lordun bağırışlarını duyan karısı Leydi Verona da telaşla çalışma odasına girdi, kaleye iki haberci kartalın aynı anda ulaşmasından sonra kocasının sesinin yükseldiğini fark etmişti.

"Lordum? Ne savaşı?" dedi bembeyaz bir yüzle.

Lord Turi kardeşinin elindeki kâğıt parçasını alıp paramparça ederek yerlere saçmaya başladı, karısının arkasından meraklı gözlerle kapıya dizilen üç kızını henüz fark etmemişti.

"O! O lanet Zorba! O zillet! O, o şöhretli piç! Oğlumuzu kaçırmış Verona! Biz onların hazine gemilerine muhafızlık edelim o aşağılık gelsin... Verona?"

Kadın olduğu yere yığılıverdi. Kızlar 'Anne!' Diye feryat ederek odaya doluştular. Lord, karısını kucaklayıp odadaki geniş kanepeye yatırdı. Kızlardan şifacı yeteneği olan ortanca, Arryn, annesinin başucunda yere çöktü ve kadına koklatmak için limon özütü istedi.

Lord Turi söylenmesini sürdürdü.

"Bunun hesabını soracağım! Canlarına okuyacağım! Bizi karşılarına almanın ne demek olduğunu görecek onlar! Demek kaderde arslan kanının tadına bakmak da varmış! Benim oğlumu? Benim?! Benim tek varisimi! Ne cüretle! O Leo Lionell denen arsızı kendi ellerimle geberteceğim!"

Arryn, kalenin hekim başı gelip annesiyle ilgilenince ağlamaya başlayan kız kardeşi Armina ve güneylilerle savaşma ihtimalini duyunca gözleri parlayan ablası Amryn'e şöyle bir bakıp babasına sokuldu.

"Ben de savaşa katılmak istiyorum baba. İyi bir okçuyum, işe yarayabilirim."

Amryn de hevesle atıldı. "Ben de, ben de savaşabilirim!"

Leydi Verona henüz ayılmışken tekrar gözleri karardı, kızlarının savaşmaktan söz edişine karşın inleyerek oturduğu kanepenin kolçaklarına tutundu. Lord Turi kızlarını duymazdan gelip karısının ellerini tuttu.

"Endişelenme leydim. Oğlumuzu o aşağılıkların elinden sağ salim alacağım. Neye mal olursa olsun... Arro eve dönecek."

Arryn sordu, "Baba, nasıl olmuş?"

Lord Turi artık olanı biteni ailesine açıklamak zorunda olduğunu anladı. Gelen mektuplardan birini Prens Leo Lionell, diplomatik bir dille kısaca durum tespiti şeklinde kaleme almıştı. Weres'li korsanlar tarafından saldırıya uğrayan oğlunun hayatını kurtardığını söylüyordu.

Diğer mektubu ise Arro, babasına yazmıştı. Korsanlarla girdiği mücadelede Prens tarafından kurtarıldığı kısmını o da aynen belirtiyordu ama Güneyin başkentine rızası dışında götürüldüğünü mektubuna ekliyor ve akıbetinden endişe duyduğunu söylüyordu.

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıOnde as histórias ganham vida. Descobre agora