28.BÖLÜM, SAVAŞ MAKAMI

371 86 54
                                    

Misafirliğinin ikinci gününde Lord Turi'nin emriyle, Prens Leo'ya şehir surlarını ve tahkimatları gezdirdiler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Misafirliğinin ikinci gününde Lord Turi'nin emriyle, Prens Leo'ya şehir surlarını ve tahkimatları gezdirdiler. Uzun yürüyüşleri sevmeyen Lord Turi, prense mihmandarlık etme işini oğluna ve erkek kardeşi General Tunn'a bırakmıştı.

Leo şehrin doğu kapısının üstünde uzanan duvarların tepesinde keçi gibi oradan oraya atlayıp her detayı merakla incelerken içinden
'Aptallar! Umarım bu şirin yeşil yere bir gün saldırmam gerekmez.' Diye geçiriyordu.

Surların onarımının yüksek maliyetinden ve kaç bin taş işçisiyle sürdürüldüğünden bahseden Sir Tunn, genç adamın buraların yerlisiymiş gibi rahat adımlarla duvarların üstündeki cambazlığını takip etmekte zorlanırken Arro hemen Leo'nun önündeydi.

Leo, "Okçu birliklerinize çok güveniyorsanız onarımdan önce okçu deliklerini çoğaltın, bence yetersiz." Dedi.

"Öyle mi diyorsunuz?" diye tekrarlayan Sir Tunn Fergo, arkasından nefes nefese takip eden yaverine not almasını işaret etti.

"Öyle. Gerçi bizim toplarımız gelse en uzun menzilli okçu bile işe yaramaz. Artık yelkenlerimizi yanmayan bir malzemeyle kaplıyoruz."

"Doğru, şeyden sonra..."

Leo, adama döndü ters bir bakışla, "Evet, şeyden sonra!" dedi.

"Affedersiniz o elim faciayı hatırlatmak istemezdim Prens. Neyse ki güneyli komşumuz olan sizinle barış anlaşması yaptığımız için şanslıyız."

"Yine de tedbir, güvenliğin en ön koşuludur Sir Tunn. Ben olsam 20 milyon altını taşa değil gemilere yatırırdım. Dalga boyu bir hayli yüksek. Duvarlarda kullandığınız taşlar, dalgaların aşındırması ve tuzun etkisiyle her çeyrek asırda bir çürüyecek. Liman surları yerine iyi bir donanma yaptırıp körfez muhafazasını Gök Deniz'e çekerdim. Hem gemiler, altının karşılığını her zaman öder, taşlar ödemez."

Sir Tunn yaverine "Yaz bunları." Dedi ve Prense cevap verdi, "Tam bir güneyli bakış açısı, altını altınla çoğaltmak sizin işiniz. Biz yine de geleneksel olanı ordumuza uygun buluyoruz."

Leo omuz silkti ve yoluna devam etti. Eve dönünce babasının çizdiği eski haritalardan Gök Körfezini gösterenin kuzey kıyısında ufak bir düzeltme yapmayı aklına kazıdı.

Az önceki konuşmaya içerleyen Arro sordu,

"Biz şehir savunmamıza daima güveniriz. Ya siz en çok neye güvenirsiniz Prens Leo?"

Leo bu çıkışı bekliyormuş gibi yürürken durdu, Arro 'ya tebessümle baktı, iç geçirdi,

"Ben en çok... Hasımlarımın yüzüme karşı ben sadece donanmasız, muhafızsız ve silahsızken cesaretten bahsedebiliyor oluşuna güvenirim Sir."

Arro bu sözlerle kızardı.

Leo, "Tabi bahsedebilmekle yapabilmek arasında da çok fark vardır. Dimi Sir Tunn?"

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıWhere stories live. Discover now