72.TACIN SAHİBİ, Orman Kanunları

287 65 46
                                    

Arryn

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Arryn

Evliliğimin üçüncü gününde Amryn ablam ile Damy Tolon'un nişanı oldu. Nişan törenini Kral Ramsey ilan edip üstlense de yeni kral ünvanıyla yüzüklerini kocam takacaktı. Her şey tam da Hantes siyaset ve diplomasisinin kusursuz bir Lionell planı üzerinde işlediğini düşündürse de ikili arasında bir anlaşmazlık olduğunu öğrendim. Sanırım Dörtkaranın kraliçesi olarak ilk görevim hiç istemediğim türden bir işe bulaşmak, arabuluculuk yapmak olacaktı. Gerçi Amryn ile konuştuktan sonra meselenin annemin büyüttüğü kadar korkunç olmadığını anladım ve görev edindiğim bu ilk arabuluculuk, bana başka bir çiftin arasını daha yapmam için ilham vermiş oldu. Zaten Amryn yanığı ile kuzeyli ayının arasının yapılmasına pek ihtiyaçları yokmuş gibiydi. Bana kalırsa bizim kız tüm elmas lord adayı asil şövalyelerin uğruna dövüştüğünü söyleyerek kendini ağırdan satıyor, naz yapıyor, lordun haklı talebini yokuşa sürerek gerilim yaratıyordu. Böyle söylemişti başbaşa kaldığımızda. Ona her ne kadar uslu durmasını tembihlesem de aynı kanı taşıyorduk ve durmayacağını biliyordum.

O gün, kuzeylinin resmi talebiyle Amryn'e bekaret muayenesi yapmak için kraliyet ebeleri geldiğinde odasında ablamın yanındaydım. Adama bekaret muayenesini çok istiyorsa kendisinin etmesini söylemiş ama sonuç olarak bacakları havada olduğu halde orasına bakılıyordu. Neyseki başka bir odada babamın hekimbaşı da herifi çırılçıplak soyup bir yerinde bir kusuru veya hastalığı olup olmadığına bakıyordu. Bir nevi adalet yerini bulduğu için olabildiğince memnunduk. Amryn, kendisine dokunan ebenin üstüne şarr diye kusana kadar... Kadıncağız neye uğradığını şaşırdıysa da saygıdan bir şey diyemedi. Yeminli hekimbaşına kızın bakire olduğunu söyledikten sonra temizlenmek için geri çekilirken Amryn'in ettiği beddua ve hakaretleri de sineye çekti.

"Tanrı aşkına ne yedin sen?" Diyecektim ki cümlemi tamamlayamadan midem boğazıma geldi, kendimi lavaboya zor attım.

Majesteleri kraliçem! Diye ünleyerek etrafıma toplanan Lionell hizmetkarları derhal krala haber vermekten söz etmeye başladılar. Amryn'in bozuk yumurta kokusuna benzer kusmuğunun patlayan bir borudan fışkırır gibi gözümün önünde ebe kalfayı yıkaması çok normal şeymiş gibi hemen gebe olmamdan şüphe ettiler.

"Salak mısınız daha evleneli üç gün oldu!" Diye azarlamasam konu uzayacaktı.

Akşamki nişan töreninde Leo, olaya kahkahalarla gülüyordu. Gül gül aslanım, son gülen iyi güler, demedim tabi... Halamın hazırladığı sözde vitamin iksiri içindeki ayçayını her gün bana yollarken geceleri üzerimde saray bahçesindeki bir bostanı sürer gibi tohumlarını bıraktığını da en iyi kendisi biliyordu. Çok değil, on gün sonra Lionell ve Fergo ortak yapımı istikbal yıldızımız belli olacaktı. Tohum ya şimdi tutar ya da bir dahaki ay tutardı.

O geceki nişan töreninden sonra sabaha karşı ablam ve nişanlısı kuzeye doğru yola koyuldular. Nihayet ucube kuzeyli güruhundan ve sapık bakışlarından kurtulduğum için çok rahatlamıştım fakat içlerinden en rahatsız edici ve sinir bozucu ikisi kralın yani selef kralın emriyle kraliyete hizmet etmek için bizimle güneyde kalıyordu. Grey Tolon kraliyet Nişancısı sıfatıyla, Sima Tolon ise muhbir ağında bir danışmanlık göreviyle savaşta direkt olarak başkentte hizmet vereceklerdi. Gerçi nişan gecesindeki küçük eğlencede kocamın artık o güzel piçi umursamadığını görünce biraz rahatladım. Zaten piç de bana dönüp bakmıyordu ve biz salonun bir ucundayken o her zaman mesafeli bir şekilde öteki ucunda oluyordu. Erkek kılıklı Leydi Sima ise her zamanki gibi gece gündüz biraz sarhoş, alaycı, umursamaz, çatal dilli ve kem gözlüydü.

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıWhere stories live. Discover now