31. BÖLÜM, Kalp Ağrıları

431 85 38
                                    



Lionell kalesinin hekimbaşı, Prenses Adriana'ya haftalık muayenesini yaparken her seferinde olduğu gibi Leo da odadaydı, dikkatle muayeneyi izliyordu.

Bir çocukları olması için ikisinin de son şansıydı. Son düşüğünden sonra kadını muayene eden tüm hekimler 'Prensesin artık tek bir gebelik şansı var. Düşükler ve kürtajlardan dolayı rahmi yaralanmış. Muhtemelen doğum sırasında prensesin rahmini ameliyatla çıkarmak zorunda kalacağız, yoksa ölür.' Demişlerdi.

Bu gebeliği bile sağlığı için oldukça riskliyken Adriana son kez denemeyi çok istemişti.

Leo, ailesi ve geçmişi yok olan kadının yeniden bir aile kurmak, anne olmak, kocasının hanesine kan bağıyla bağlanmak konusundaki yalvarmalarına sadece bir geceliğine boyun eğmişti, o gecenin meyvesi de kadının karnındaydı.

"Her şey yolunda majesteleri. Gebelik tam yedinci ay, yirmi birinci gününde ve beklediğimiz gibi sıhhatli ilerliyor. Bebeğin gelişimi çok iyi. Sabah idrarı ile yaptığımız arpa ve buğday tahlillerinden 20 tanesinden yirmisi de bebeğin erkek olduğunu gösteriyor. Kâhinlerin dediği gibi majesteleri, tahtın varisini artık Gök Tanrının izniyle erken doğum olsa dahi yaşatabiliriz. Yine de anne karnındaki miadını doldurması için gereken tedaviyi yapıyoruz. Prensese artık yatak istirahati öneriyorum. Tuvalet hariç yürümemeli."

"Duydun mu Adriana?" dedi Leo.

"Sanki yatmaktan başka ne yapıyorum ki!"

Leo, hekimbaşını kapıya kadar geçirirken, "Siz de artık bitişikteki odaya taşının. Yardımcılarınız için de bu katta odalar hazırlanacak. Gözünüzü karımdan ve oğlumdan ayırmayın. Eğer bu kez de bebeği kaybedecek olursanız hepinizin kellesi gider, anlaşıldı mı?"

"Emredersiniz majesteleri prens, ben ve ekibim doğum için 24 saat hazır bulunacağız."

Adriana, hekim ve ebeler çıktıktan sonra elbisesini giyinmeden şişkin göbeği açıkta durduğu halde uzandığı yerden Leo'ya seslendi.

"Bak oğlum tekme atıyor. Ay! Leo bak ayağı burada, poposu da şurada."

Leo karşıdan bakıp başını sallarken bebeğe fazla bağlanmasının iyi olmayacağını düşünüyor hala ne kadar büyüdüğüne, şekillendiğine, canlandığına inanamıyordu. İlk kayıpları hariç diğerleri hepsi çok daha küçüktü.

"Gel Leo, dokun ona, seni duyar. Oğluna seslen."

Adriana'nın iyi gününde olması artık hiçbir anlam ifade etmese de ağır adımlarla yatağına gitti. Sağ eliyle kadının göbeğine usulca dokundu. Bebek bir uzvuyla gerdiği deriyi hemen geri çekti. Kadının karnı şekil değiştirdi, Adriana şaşkın bir çığlık attı.

"Kaçtı yaramaz! Ah ah dönerken çok acıtıyor..."

"İyi misin?" Derken kadının göbeğini usulca okşayıp elini geriye çekti.

Elinin altında hissettiği şey hayatta en çok istediği, ondan başka bir şey düşünemediği, düşünmekten uyuyamadığı, uykusuzluktan delirmek üzere olduğu, delilikten kendini içkiye vurduğu şeydi. Her yolun sonuydu ve tüm iyi ihtimallerin kapısıydı.

Bir oğul... Hak ettiğine inandığı ve Gök Tanrının sevgili kulu olduğuna dair bir kanıt...

"Senin gibi güçlü bir erkek. Bir savaşçı olacak, hissediyorum."

"Belki kızdır."

"Kâhinlere inanmıyor musun?"

"Kâhinler daha önceki kayıpları görmedi."

"İşlerine gelmeyen görüleri söylemez o şarlatanlar! Söyleseler kafalarını keserdin."

"Doğru. Ya oğlumuz doğduğunda ne olacak Adriana? Bana ve evliliğimize bir şans daha verecek misin?"

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıWhere stories live. Discover now