36. SAVAŞ MAKAMI, Yeni İhtimaller

309 84 110
                                    

Ailesine yolladığı mektupların üzerinden üç gün geçmesine rağmen cevap gelmeyince Arryn üzüntüye kapıldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ailesine yolladığı mektupların üzerinden üç gün geçmesine rağmen cevap gelmeyince Arryn üzüntüye kapıldı. Doğukara bir günlük kuş uçuşu mesafesindeydi, sabah gönderilen mektuplar eğitimli şahinler sayesinde gece yarısı sahibine ulaşıyordu fakat ona cevap gelmemişti. Kendisi yazmadan uzun süredir ona yazmamışlardı üstelik. Merakına yenik düşen Arryn, on kat merdiven tırmanmak pahasına soluğu şahin kulesinde aldı.

Şahinci başının odasına girdiğinde orta yaşlı adam, kalın merceklerinin üstünden bakıp babacan bir tavırla gülümseyip kızı yanına çağırdı.

Asil doğumlu olmayanların asillere hitap ederken birinci ismini kullanmaması kaidesine uyarak. "Bende size haber edecektim Leydi Fergo." Dedi.

"Bana mektup mu var?"

"Babanızdan, hanımefendi. Buyurun. Sabah ulaştı."

Arryn, mührü kırılıp muhtemelen kralın danışmanları tarafından kendisinden önce okunmuş olan rulo parşömeni surat asarak aldı.
"Akşam gönderilmiş..." diye mırıldandı, görevliye bezgin bakışlar atarak dik bir sesle sordu, "Söyler misiniz benim özel mektuplarımı benden önce açmayı ne zaman bırakacaksınız?"

Orta yaşlı cılız memur önce gözlüklerini düzeltti sonra boğazını temizledi.
"Sorunuzun muhatabı ben değilim hanımefendi. Benim görevim mektupları uçurmak ve gelen kuşları yakalamak."

"Evet ama biri sizden bunları alıp okuması için kral danışmanlarına götürüyor, değil mi? Kim olduğunu bilmek istiyorum?"

"Bu bilgiyi sizinle paylaşamam, özür dilerim."

"Merak ediyorum da özel hayatıma ortak olan kişi nasıl biri acaba? Yaşlı mı genç mi? Anlayışlı mı önyargılı mı yoksa dedikoducunun biri mi?"

"Kralın emriyle yüksek soylular arasındaki yazışmalar yeminli okuyucular tarafından okunur ve sırları onlarla mezara gider. Müsterih olunuz."

Arryn, adamın kibarlığından sıkılmıştı. Belinin iki yanına çattığı elleriyle masanın önünde kalakaldı, biraz kavga etmek iyi olurdu ama bu adam ona istediğini veremeyecek kadar pasif biriydi. Oflayıp puflarken bu hususta gidip kime çatacağını düşündü. Mektuplarının okunmasından nefret ediyordu.

Muhafızı Yüzbaşı Sabra'ya bu sıkıntısını açtığında adam, 'Evlendiğinizde kendi mührünüze sahip olursunuz ve mektuplarınız açılmaz.' Demişti. Sonra da eğer isterse bir defaya mahsus, babasına özel bir mektup göndermek için kendi adını kullanacağını söylemiş Arryn kabul etmemişti.

Düşüncelere dalmışken masanın üstünde duran çelik kasanın ağzının açık olduğunu ve içinde gönderilmeyi bekleyen üç beş rulodan birinin üzerinde Prens Ken'in mührünü gördü. Prens, üç günde bir mektup yazacak kadar ne tür bir yoğunluğa sahipti acaba? Uzanıp alıverseydi...

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıOn viuen les histories. Descobreix ara