91. Bölüm

193 18 16
                                    

Gelenler pek sevgili kuzenim Oğuz ile Ali Ateş'ti .

Oğuz: Derya gelebilir miyiz ?

Nastia: Birinci olarak Nastia , ikinci olarak da çoktan girdiniz

Ateş: Seninle konuşmaya gelmiştik

Nastia: Bunu tahmin edebiliyorum

Oğuz: Nastia yapma böyle

Nastia: Ne yapıyorum ki ?

Oğuz: Yabancı gibi davranıyorsun .

Nastia: Ee yabancısınız çünkü

Ateş: Kız , bağır ama böyle yapma

Nastia: Hiç uğraşamam laftan anlayan insanlar değilsiniz.

Oğuz: Derya özür dilerim kardeşim

Nastia: Açık konuşayım , madem hislerimi öğrenmek istiyorsunuz.  Ateş sen ve yeni tanıştığım kişiler çokta umurumda olmadınız çünkü yeni tanıdım . Yeni tanıdığım insanlara güvenmem, bu yaptığınız şey beni şaşırtmadı . Ama sen ve ailen Oğuz gerçekten az buçuk güvendiğim kişilerdendiniz . Sizden de beklerdim ama gerçekten kalbim kırıldı. O çok bahsettiğiniz umursamaz kızın kalbini kırdınız .

Oğuz anında yanıma geldi ve yatağımın kenarına çöktü.

Oğuz: Derya'm güzel kardeşim yapamazdım . Senin ölüm riskin varken bunu yapamazdım

Nastia: Zaten beni tanımaman da bunu yapmana yardımcı olmuş . Neyse artık bunların hiçbir önemi kalmadığı için ve birbirimize yabancı olduğumuz için konuşmaya hiç gerek yok .

Ateş: Konuşmaya gerek var

Nastia: Peki sonra şuan hiç havamda değilim

Onları resmen kovduktan sonra kitabıma döndüm. Gene sinirlenmiştim ve bu duygudan da bıkmıştım .

Biraz daha oturduktan sonra tekrar kapım çalındı. İçeriye Androy abim geldi .

Androy abim: Abicim noldu ? Kızgın gözüküyorsun

Nastia: Bıktım abi ya neden geldiysek buraya zaten

Androy abim: Yapmamız gerekiyordu abicim

Nastia: Gerekmiyordu abi bizi kırmış mı dökmüş mü gram umursamayan insanlar için buraya tekrar gelmemiz Gerekmiyordu.

Androy abim: Sen gerçekten baya sinirlenmişsin

Nastia: Ne yapayım abi gülüp oynayayım mı? Bu insanların bize yaptıklarını göz ardı edip şimdi sadece şuan özür dileyip yüzsüz bir şekilde af dilemeleri hoşuma gitmiyor . Ne olacak sanıyorsun? Affedeceğiz onlar da iyi kişiler olacak sonra güzel bir aile mi olacağız ? Benim ailem belli

Androy abim: İki sene önce de ailen bu insanlardı Nastia

Nastia: Değildi ve hiçbir zaman olmadı.

Androy abim: Ben seni bulmadan önce ailem diyebileceğin kişiler Demirhan ailesiydi Nastia

Abimin gerçekten ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım. Benim kafamda ise hayal kırıklığı kol geziyordu

Nastia: Teşekkür ederim abi bana gene kimsesiz olduğumu hatırlattığın için .

Abimin duraksadığını görmüştüm ama onu bekleyecek halim yoktu .

Hızlıca kalkıp çantamı ve kabanımı aldım . Abim izin vermeden kapıya yöneldim. Açtığım an kapının ardında duran Demirhan ailesine alaycı bir gülümseme gönderip hızlıca merdivenlerden indim.

Seneler değişirdi ama Demirhan ailesinin konuşup öğrenmek yerine gizlice dinlemesi değişmezdi . Abim de hala bu insanlardan bir şey olmasını bekliyordu.

Kapıyı sertçe kapatıp hızlıca dışarı çıktım.

Utku: Abla ! Nereye gidiyorsun ? Abla!

Artık sinirden ağlayacak duruma geldiğim için önümde duran korumalara aldırış etmeyip arabama doğru ilerledim .

Arabamı çalıştırıp sürmeye başladım. Dakikalar sonra aklıma nereye gideceğim düştü. Eskiden sığındığım Fyodorov ailesine şuan sığınmak içimden bile gelmiyordu . Tekrar yalnız olduğum yüzüme çarparak beni yıktı.

Kimseye ihtiyaç duymayan ben ilk defa bu kadar yalnızlıktan nefret ediyordum.

Arabamın hızını arttırıp ormana doğru sürmeye başladım. Yalnızlığımı yaşadığım yere gidecektim. Senelerdir uğramadığım ama dönüp dolaşıp döndüğüm yere gidecektim .

Bu sefer annemi beklemeyecektim ama gene de gidecektim , annemin evine .

Bir zamanlar ailem varken eğlenmek için annemle anne-kız geldiğimiz eve . Senelerdir adını bile anmadığım yere muhtaç kalmıştım.

Evin önüne park edip yavaşça taşlı yollardan yürümeye başladım. Eskiden annemi bulmak için ayaklarım yara yara gezerdim buralarda .

Seneler sonra gene aynı hislerle buraya gelmiştim. Saksının içine sakladığım anahtarı alıp kapıyı açtım. Ama bir şey daha vardı artık eskisi gibi ağlamıyordum , ağlayamıyordum.

Kapıyı kapatıp bir kere kitledim ve içeri yürümeye başladım.

O değişmeyen ahşap sesleri gene beni eskiye götürürken artık nefesim bana yetmiyordu .

Hızlıca dışarıya açılan teras kapısını açtım ve dışarı çıktım. Annemle oturduğumuz salıncağı görünce gözlerimi kapatıp tekrar içeri girdim. Belki de buraya hiç gelmemeliydim .

Ama daha sonra fark ettiğim bir gerçekle gözlerimi açtım. Burası senelerdir kimse gelmemesine rağmen temizdi . Buraya birileri ya da birisi gelmişti. Yukarıdan tıkırtıların gelmesiyle elime abimlerin bana verdiği küçük silahı alıp merdivenleri tırmanmaya başladım.

Sese daha çok yaklaştığımda silahı daha sıkı tutmaya başladım. Kapıya geldiğimde derin bir nefes alıp yana geçtim. Büyük ihtimalle Birazdan içerideki kişi çıkacaktı. Tahmin ettiğim gibi birkaç dakika sonra kapıdan uzun boylu , yapılı birisi çıktığında silahımı ensesine yasladım.

[Evet arkadaşlar bir süredir düşündüğüm kişi ve bölümü yazdım. Bence çıkan kişiyle şok olacaksınız. Böyle gene Nastia'nın duygularını anladığımız bir bölüm yazmak istiyordum. Zaten sebepleri biliyorsunuz o yüzden ertelendi . Bugün içimde kötü bir his vardı ve bu bölümü yazmak en iyisiydi . Daha çok kasvetli bir hava verdiğini düşünüyorum şahsen . Bence güzel bir bölüm oldu bunun ardından diğer bölümde gelebilir ama emin değilim.

Ders de yapmam gerekiyor, her yerimde ağrıyor falan derken gene beyin patlatıyorum. Neyse arkadaşlar iyi okumalar seviliyorsunuz 🤍🐢]

Mafyanın Kardeşi Olmak Where stories live. Discover now