13. Bölüm

860 43 6
                                    

-İlahi bakış açısı -

Derya on üçüncü kolisini taşıyordu. Eskiden çalıştığı restaurantta da bu işler ona kalırdı ama bu kadar olmazdı. Otuzuncuya gelene kadar dayandı. Ondan sonrasında zorlandı ve 40 a geldiğinde artık zar zor yürüyordu. Karun bunların hepsini izlerken bir yandan kardeşi güçlü olduğu için gurur duyarken bir yandan da üzülüyordu. Üzülmesinin nedeni bu yaşta bu kadar şeye alışmış olmasıydı. Küçük kardeşi acıya, zorluğa, üzüntüye alışmıştı. Derya sonunda sonuncuyu aldı ve taşımaya başladı . O kadar zorlanıyordu ki sonunda düşürdü. Derya onca şeye ağlamazken düşürdüğü koli yüzünden hıçkıra hıçkıra ağladı . Kendisi de biliyordu ağlamak için kendine bir neden sunmaya çalışmıştı. Son koliyi de toparladı ve geri yerine koydu . Göz yaşlarını sildi sonra peçete ile kuruladı ve çantasını alıp eve gitmek üzere yola çıktı . Derya şuan kendisine gelebilecek en iyi şeyi yaptı , yürüdü. Deniz kenarlarını severdi ama yürürkenki verdiği sakinliği vermezdi ona . Derya 30 dakikalık yolu yürüyerek gitmek istedi . Yorgun olduğundan dolayı bu süre zaten fazlasıyla uzayacaktı ama hem sinirlenmemesi hem de yorgun düşmesi için yapmalıydı. Derya geceleri uyuyamıyordu. Geçen sefer de kaçırılıp çok karanlık olmasa da karanlık bir yerde tutulduğu için uyuma süresi 3 saatten 2 saate düşmüştü. Hatta ilk başta hiç uyuyamamış ama uykusuzluktan uyuya kalmıştı. Derya eskiden geceleri ağlardı ama artık ağlayacak takati bile kalmamıştı. Derya 1,30 saatin ardından eve girdi ve duşa girdi . Bu sırada Karun diğerlerine haber veriyordu . Ve her şeyden haberdar olan kişi Derya'nın yaralarını saracağına kendine söz verdi . O Derya'yı anlıyordu . Kimsesizlik ne biliyordu . Derya'ya aile olmayı öğretecekti ve kendisi de öğrenecekti .

-Derya Demirhan-

Duştan çıktığım an hemen üstümü değiştirdim ve yatağa yattım . Çok yorgundum , hem fiziksel açıdan hem ruhsal açıdan. Ama nedensiz bir şekilde ne üzgündüm ne de kırgın. Sadece kızgındım , yine ağladığım için . Ağlamaktan nefret ederdim hem de o kadar nefret ederdim ki ağlarken kendimi aciz hisseder ve kendime acırdım . Şuan ise umursamazlık vardı üzerimde, şuan öleceğimi söyleseler tamam derdim .

Gözlerimi biraz olsun kapattım ve sırtım acıdığı için kapıya sırtımı döndüm . Yarım saat geçmişti ama hala uyuyamamıştım . Gene de bu yatma şeyi oldukça iyi gelmişti. Bir saat sonra odaya Karun girdi. Yanıma geldi saçlarımı okşadı ve başımdan öptü . Bu benim için çok şey ifade ediyordu ama nedense biraz olsun rahatsız hissetmiştim .

Karun: Özür dilerim kardeşim , seni koruyamadığım için , sana göz kulak olamadığım için ve seni daha önce bulamadığım için . Ben sana hiç bir zaman acımadım kardeşim. Sana hep hayran oldum . Acılarına rağmen dik bakışını koruyup gülebildiğin için . İlk geldiğinde kırılsan da eski haline döndün ve resmen herkese size ihtiyacım yok ben ayaklarımın üstünde durabiliyorum imajı verdin . Sana o kadar hayranım ki kelimeler yetmez . Kaçırıldın , dövüldün , iki tane kurşun yedin ama gene de ağlayıp sızlanmadın . Ona rağmen onca kişiyle alay ettin ve güldün. Sanki hiç bir şey olmamış gibi güldün. Hayatımda gördüğüm en güçlü kişisin biliyor musun ? Seni çok seviyorum kardeşim.

O gittikten sonra az önce ne oldu diye ilk önce bir sorguladım daha sonra da onu affettim . Yani seksen saat trip atamazdım o kadar insanlarla uğraşabilecek halim yoktu .

Onu sever miydim?
Evet

Ona güvenir miydim ?
Hayır

Şuan aralarından biri gelip beni öldürse şaşırmazdım . Çünkü ben insanlara güvenmeyi 8 yaşında bırakmıştım. Berke'ye bile her şeyimi anlatmazdım . Sanki her an birileri beni sırtımdan bıçaklayacak gibi gelirdi. Berke'yi severdim hem de çok severdim ama mesela canımı emanet edecek kadar güvenmezdim . Onun için ölürdüm ama o benim için ölür müydü emin olamazdım.

Sonunda uykum yavaş yavaş gelmeye başladığında kendimi bıraktım ve uyumaya başladım. Kalktığımda saat 4 olmuştu . Bugün dört saat uyumuştum ve bu çok iyi bir şeydi. Bu durumdan hoşnut olup yatakta biraz daha durdum . Ama uyuyamayacağımı anlayıp kitap okudum . Kitap okumam bitince biraz resim yaptım ve sonunda okul için hazırlanmaya başladım . Üstümü giyindim , yaralarımı kapattım , maskara , az allık ve doğal gözüken bir ruj sürdüm . Artık hazır olduğum için çantamı hazırladım ve aşağı indim . Siyah bol pantolon , üstüne siyah karnımı fazla göstermeyen crop tişört ve üstüne de lacivert bir gömlek giymiştim. Gömlekleri aşırı seviyordum ve bunu belli ediyordum. Çoğu kişi salonda olduğu için ben de oraya gittim ve bir koltuğa oturup telefona bakmaya başladım. Bizim gruba baktığımda Berke'yi de gruba almış değişik sohbetlere girdiklerini gördüm . Ben de sohbete dahil olmuştum ve ister istemez gülümsüyordum . Sonunda Meriç bey ve Melike hanım geldiğinde telefondan başımı kaldırdım ve masaya geçtim . Kaşıma üstünde hello kity olan bir yara bandı yapıştırmak zorunda kalmıştım çünkü sadece onları bulabilmiştim

Deha: Hello kity çok seviyorsun galiba

Bunu dedikten sonra hepsi yara bandıma gülmüşlerdi ama ben takmayıp yemeye devam etmiştim.

Kerim: O yara bandı biraz çocuksu değil mi sanki ?

Çatalımı biraz sesli bir şekilde tabağıma koydum .

Derya: Kerim eğer başka yara bandı olsaydı onu takardım . Eğer kafana çok sorun edersen gidip yara bandı alırsın

Ona bakmayı Karun'un olduğu tarafa baktım. O bana gülümseyince ben de ona gülümsedim. Bunu beklemiyor olacakki ilk başta şaşırdı sonra daha fazla gülümsedi. Ben ise tabağıma dönüp gülümsemeyi kestim . Yemeğimi bitirdiğimde ayağa kalktım ve herkese afiyet olsun dedikten sonra dışarı çıktım . Diğer okullular da peşimden geliyorlardı. Okula giderken gördüğüm pastane dolayısıyla arabayı durdurdum ve gidip 7 tane çikolatalı açma aldım . Arabadakiler zıkkım yesin diye düşünürken sonradan acıdım ve şoför abi dahil onlara da aldım . Arabaya binip hepsine verdim ve okula gittik. Gittiğimde gene hepimizin oturduğu büyük banklarda beni bekliyorlardı. Biraz daha hızlanarak yanlarına gittim ve çikolatalı açmaları verdim. Hepimiz yedikten sonra sınıfa geçtik ve sohbet etmeye başladık. Öğle teneffüsü olduğunda aşağı bahçeye indik ve yürüyerek sohbet etmeye başladık. O sırada yanımızdan bana bakan dört tane küçük veledi gördük

Y: Bakın bu o salak Serra'yı döven kız

X: Kerem , Utku ve Serdar'ın ablası bu . Valla artık o çocuklara dokunmuyorlar doğru düzgün

X: Kavga olursa bu ablayı çağırırım ben he

Görkem: Kız Derya kendimi meşhur ettin he

Derya: Ablan star , neyse bakın şaka Maka bizim okul ne kadar ergen . Birini dövdük diye meşhur olduk . Bir ara karşımıza çıkıp "yia siz kimsiniz de bizim yerimizi kapmaya çalışıyorsunuz siz hayırdır" diye cırlayan birileri olmaz umarım

Deniz: Valla bu okuldan beklerim

Derya: Bad girl Derya sahalarda . Bir de dün insan dövüp bugün hello kity olan yara bandıyla okula geldim .

Emir: Harbi o ne kızım

Derya: Ya ne yapayım Serra salağının odasında başka yoktu . Ya ne kadar aşko kuşko birisiyse yara bandı hello kityli

Kağan: Ben de normal var al

Derya: Valla sağol sabah zaten dalga geçtiler sinirim bozuldu .

Berke: Kim dalga geçti

Derya: Deha ile Kerim salağı ama ben umursamadım

Elif: Gel şuraya otur da yarana bakalım

Derya: Ya bir şey yok zaten salak kız yarım yamalak vurmuş .

Yara bandını değiştirdikten sonra sınıfa geçtik ve ben yatmaya başladım . Dersler aşırı sıkıcı olsa da gün sonunda bitmişti. Ben sevinçli bir şekilde eve giderken diğerleri mutsuz bir şekilde geliyordu

Gidip Serdar'ın ensesine şaplak attım

Derya: Noldu neden bu kadar suratsızsınız

Kerim: Babaannemler gelmiş

Derya; Ne olacak oğlum ne üzülüyorsunuz bu kadar

Utku: Abla babaannem dedem ve Hale halam Serra'yı çok severdi.

Mafyanın Kardeşi Olmak Where stories live. Discover now