Genç kızın sicim gibi dökülen göz yaşları siyah şalına ulaştığında hızla emilip gözden kayboluyordu. Kalbindeki ağırlık nefes aldırmayacak duruma getirmiş olsa dahi biliyordu ki Allahtan başka kimseye anlatamazdı yaşadıklarını.
Dua ederken açtığı e...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yeni güne gözlerimi açtım. Hemde Ali ihsanla nişanlı olarak açtım. Elimi havaya kaldırıp yüzük parmağımdaki halkayı çevirdim. Çok güzeldi.. En güzel ayrıntısı ise içerisinde yazılı olan isimdi..
İmam Bey : Hayırlı sabahlar. Bugün nikah kıymak için İmam ile geleceğiz öğle namazından sonra sizin için uygun mu?
Nikah konusunda ise İmam Bey bu sürenin uzamasını uygun görmediğini ve nikah olmadan görüşmelerin uygun olmayacağı için nikahı hemen istediğini söyledi. Böyle birşeyi başkası istese kesinlikle hayır diyecek olan babam Ali ihsanı kendi oğlu saydığı için saygı duyarak makul gördü.
Siz: Hayırlı sabahlar. Evet uygun Ali İhsan Bey.
Yataktan hızla kalkıp önce anneme geleceklerini haber verdim sonra da duşa girdim.
Sonuç olarak bu da bir nikahtı o yüzden beyaz bir elbise giymem daha uygun kaçar diye düşünüyordum.
Benim şahidim Feyza ile Ali İhsan'ın ablası Kübra. Ali Ihsanın şahidi abim olacaktı.
Kübra ablaya Ali ihsan haber verirdi bu yüzden sadece abim ve Feyza ya mesaj atmıştım.
Aile arasında olacaktı nikah, istemede de teyzelerim ve aileleri dışında kimse yoktu zaten ama bugün oldukça az kişi olacaktık, bu benim için daha iyiydi.
Dolaptan beyaz elbisemi çıkardım. Nikahım için almıştım bu elbiseyi ama üzerime tuttuğumda iyi hissetmedim kendimi. Kerim in hissinin dahi geçtiği hiçbirşey güzel değildi zaten. Elbiseyi geri yerine asıp krem rengi sade bir elbisemi çıkardım. Bu da iş görürdü. Krem rengi bir şal yapıp çıktım odamdan Ezanın okunmasına yarım saatden az vardı zaten. Hazırlanırken vakit oldukça hızlı geçmişti.
Annem ve Feyza mutfakta hazırlık yapıyorlardı. Abim de işten apar topar gelip duşa girmişti ki odasının kapısı açıldı.
" Ben camiye gidiyorum, Ali ihsan ile gelirim." diyerek anlımdan öptükten sonra çıktı hızla.
Kapıyı kapatmak için peşinden gittiğimde Kübra ablayı yol üstünde gördüm. Bir elinde beyaz bir karton çanta, diğer elinde küçük kızı Mihra vardı.
" Kübra abla?" diye seslendim.
" Geliyorum hemen bekle Hilalcim." diyerek adımlarını hızlandırdı. Birkaç basamak inerek Mihra yı almak için eğildim.
Mihra ise hiç tereddütsüz atlamıştı kucağıma.
" Yenge abla, sen dün bana şaka mı yaptın." dedi içeriye girerken.
" Ne şakası Mihracım? " dedim gülerek.
Kübra ablanın geldiğini annemlere haber vermiştim. Selam vererek içeriye girdi.
