(21) Tek yumurta ikizi

13 2 0
                                    

Asansöre bindim ve kendi katıma çıktım. Avel yemeğini yemiş ve oturmuştu tekli koltukta. Saçlarını kurutmuş ve üzerini de giyinmişti.

Ona doğru yürüdüm ve karşısındaki koltuğa oturdum.

"Abla, hep böyle mi olacak?" diye soru sorduğunda bakışlarımı cam duvara çevirerek bahçeye baktım.

"Nasıl?" diye sorusuna soruyla cevap verdim.

"Hep böyle işe gidip gizlice gelip burada hapis gibi mi kalacağım? Üstelik senle bile vakit geçiremiyorum." diyerek sorduğu soruyu açtı.

"Hep işe gizli gideceksin. İlerleyen zamanda buna gerek kalmayacak. Ama bir az daha sabr et, misafirim gidecek. Ondan sonra evde istediğin gibi gezebilirsin."

"Peki abla benim hiç arkadaşım olmayacak mı? Hem benim üniveristeden önceki yaşadığımız mahalleden arkadaşlarım var. Onlarla da görüşmek istiyorum." dedi bu sefer.

"Benim 25 yıldır hiç arkadaşım yok Avel. Bana hiç kötü getiriler getirdi mi? İşe gidiyorsun, bunun için sana izin verdim. Ama ben tam olarak emin olmadan işden eve rutinin değişmeyecek." dedim sert bir biçimde.

"Neden emin olacaksın?" diye soru sordu bu defa. Kendi için bir umut arıyordu anlaşılan, normal yaşamak için. Ama ben normal yaşamak için o kadar geciktim ki.

"Avel işlerimle ilgili seninle konuştuğumu duydun mu hiç?" dedim soğuk ve düz bir sesle.

"Ben de onu diyorum abla. Biz kardeşiz. İnsan kardeşinden gizli bir şeyler saklar mı? Annemiz aynı babamız aynı" dediğinde hızla başımı çevirerek gözlerine çok sert bir bakış attım.

"Aynı kanı taşıyoruz tamam, anne babamız da aynı, ona da tamam. Ama Avel senin annen baban beni büyütmek, bana sahip çıkmak yerine küçücük bir çocuğu yetimhaneye bıraktı. Bunu sakın unutma. Hem de ne için biliyor musun?" diye soru sorduğunda sertçe yutkundu ve gözleri yaşardı.

"Bi... ilmi... yorum." dedi kısık ve kesik bir sesle.

"Çünkü, çok gençlermiş. Henüz bebek istememişlermiş. Çünkü ben onların tahmin etmediği bir zamanda annemin karnına düşmüşüm ve 3 ay boyunca anneme rahatsızlık vermediğim için bana hamile olduğunu bilememiş. Öğrendiğinde ise aldırmak için çok geçmiş. Düşünebiliyor musun? Ben aslında olmamalıymışım. Beni bir ay önce bilselermiş aldıracaklarmış ve benim ölümüme sebep olarak katil olacaklarmış. Daha gözü kulağı, kolu bacağı olmayan bir bebeği öldüreceklermiş. Allah'ın işi ya beni hem sağlam hem de anneme 9 ay karnında taşıdığı sürece hiç rahatsızlık vermemişim. O yüzden yaşıyorum ben, sadece o yüzden." dedim sert bir biçimde.

"Şimdi ne kardeşliğinden bahsediyorsun? Ben daha bebekken mücadele etmişim bu koca dünyadaki zalim insanlarla. Yetimhanede aç mıyım, susuz muyum diye bir kere olsun merak etmeyen anne babanın deha kızı olmuşum." dediğimde bu sefer boğazım kurduğum cümleden acıyordu. Kimseye söylemiştim. Ama Avel çok fazla üzerime geliyordu. Üstelik ben onlar yaşasın diye bunca kural koymuşken, bunca güvenliği sağlamışken normal yaşam istiyorlardı.

"Ben normal yaşamayı istemiyor muyum sanıyorsun? Keyfimden mi böyle yaşıyorum sanıyorsun? Çabalıyorum, arıyorum. Normal yaşamak için yollar arıyorum." dedim tükenmiş bir sesle ve ayağa kalktım.

"Abla ben öyle demek istemedim." dedi kısık ve üzgün bir sesle Avel.

"Bana her abla dediğinde, ben daha küçükken sevilmediğim geliyor aklıma. Neden anne babamın beni terk ettiğini düşünüyorum. İnsan hiç kendi evladına kıyar mı sorusuyla hep yalnız kalıyorum." dediğim gibi dolaba doğru yürüdüm.

YER ALTI AYDINLIĞI Where stories live. Discover now