(7) Evimdeki yabancı

359 47 18
                                    

Kapıdan çıkan adamdan bakışlarımı çekip Samet'e sabitledim. Garip durum evet, bu gizemli genç hakkında hissettiklerim çok farklıydı. Ben gözlerinde o yetimhane çocuklarının gözünde gördüğün saflığı göremedim.

Ben normalde insanların yüzüne bakarak onların karakteri hakkında kendimden bağımsız fikirler üretirdim ama Eflah'a karşı hiç bir düşüncemin oluşmaması çok garip geliyordu. Ben bu adamın karakteri hakkında fikir üretemiyordum.

'Bu adam gerçekten tuhaf.' diyen iç adamına sonuna kadar hak veriyordum.

"Samet tam ismi ne?" dediğimde elindeki dosyalara yeniden bir bakış atan Samet başını kaldırarak bana baktı ve konuştu.

"Saffan Eflah Zeyd." dedi. Yetimhanede büyüdüğü için tam olarak ailesi ve kökeni hakkında bilgi elimizde yoktu ama, bunu ben öğrenmeliydim, yani öğrenebilirdim.

Bu çocuğun çok daha fazla olduğu geliyor içimden nedense.

"Her şey için sağ ol Samet. Çıkarken bir maaş ikramiye olarak sana ve Melise verilmesini emredeceğim. Gerçekten çok iyi iş başardınız." diyerek fazla konuşmasına müsade etmeden adımlamaya başladım.

Odanın kapısından çıkarak asansörlerin olduğu bölüme geldim. Mehmet de arkadan beni takip ediyordu. Asansörlerin olduğu kolidora girdiğimde benim özel asansörümün önünde bekleyen adam ile afalladım.

Bizim yaklaştığımızı gören adam bize bakmadan incelediği asansör hakkında ilk aklına takılan soruyu sordu.

"Parmak sensörü var. Bu da demek oluyor ki, bu asansör özel. Diğer asansörlerde bu özellik yok. Bu da sizin asansörünüz demektir değil mi küçük hanım? Peki olur da parmak izi olmadan açma durumu ile karşı karşıya kalsanız o zaman nasıl çalışacak?" dediğinde gerçekten karşımdaki genç adamın da benim gibi dahi olduğunu anladım. Her kes görünen tarafa bakardı. Ben ve benim gibilerin ise her zaman uyumsuz olanları, görünmezleri görmek, onları araştırmak gibi her kesin düşünemeyeceğini düşünmekti özelliğimiz.

Yaklaşarak özel asansörün parmak izi sensörünün yukarısındaki küçük noktaya dokundum. Anında parmak sensörü olan kısım ikiye ayrıldı ve 7 rakamdan oluşan düğmeler göründü.

Bunu gördüğünde yüzünde kendime karşı hayranlık ifadesi görmek istedim ve kafamı çevirip Eflah'a baktığımda düz bir şekilde beni izlediğini gördüm.

Ne yani, burada dahiliğimi konuşturmuştum ve onun düşündüğünü 3 yıl önceden düşünmüştüm ben.

"E, ne diyorsunuz?" dedim kendimden emin bir şekilde.
Bir az gururumu okşayacak kelimeler kullansa hoşuma giderdi sonuçta.

"Sadece, bu asansörü yaptırarak sadece özel imajı mı çizdirmek istediniz, yoksa gerçekten özel olmasını mı istiyorsunuz diye sizi test edeyim dedim. Sonuçlar beklediğim gibi çıksa da önceden düşünmek gerek bazı şeyleri. Tabi emin olmak istersem." dedi ve yana kayarak Mehmet'in açılması için beklediği asansörün kapısından adımlayarak içeri girdi.

'Ne yani. Adam sana laf sokuyor ve gitmek istediği gibi anında asansör geliyor mu? Zamanlama müthiş.' diyen iç adamıma cevap vermeden asansörün işlemlerini yaptım. Açılan asansör kapısından içeriye girdim. En alt katın düğmesine basarak beklemeye başladım.

İçimden ne kadar hanımefendi olsam da bu mendebur suratlı adama mendebur demeden duramayacağım.

Aşağı kata geldiğimizde dış kapıya yürüyerek çıkışa doğru ilerledik. Dış kapıdan çıktığımız gibi güneş bizi karşılamıştı. İçeriye girerken hava bir az bulutlu olduğu için bu gün güneşi görmeyeceğimi sanıyordum. Ama güneş gökteki en güzel yerini almıştı. Araca doğru yürüdük ve Mehmet'in açtığı arka koltuğa oturdum. Yanıma oturulmasını hiç bir zaman sevmediğim için yabancının ön koltuğa oturmasını bekliyordum. Ama işler beklediğim gibi çıkmamıştı. Diğer taraftaki kapıyı açan adama bir bakış attığımda oturmak istediğini anladım. Mehmet müdahele etmek için harekete geçiyordu ki, elimi kaldırarak onu durdurdum.

YER ALTI AYDINLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin