(19) Kara Gölge

21 3 0
                                    

"Neyi hatırlıyorsun?" dedim tüm düşüncelerini yaranın acısından uzaklaştırmak niyeti ile. Bu ara işimi yapmaya devam ettim ve tüm sökük dikişleri keserek çıkardım.

"He... er şeyi." dedi bu sefer de. Ama sanki fikirleri bir az acıdan uzaklaşmıştı.

"İyi, bana hangi üniversiteyi bitirdiğini söyleyebilir misin?" diye soru sormaya devam ettim. Bu ara dikiş ipini hazırlıyordum ve yavaşça dikiş iğnesini derisine bastırarak dikmeye başladım. Yine bir inilti duydum ve daha yavaş dikmeye başladım.

"İstanbul Boğaziçi Üniversitesi." dedi. Yavaş hareket ediyor ve az dikişle yarayı kapatmaya çalışıyordum. Estetik ipleri kullanarak dikiş atıyordum ki izi kalmasın.

"Peki hangi bölümü bitirdin?" diye soru sorarak düşüncelerini yarasında uzaklaştırmaya çalıştım.

"Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünü bitirdim." dedi. Karnındaki dikiş bitmişti. Bu defa yine yeni bir estetik ip aldım ve kaburgalarının olduğu yerdeki yarayı dikmeye başladım.

"Kaç yaşındasın?" diye yeni bir soru sordum.

"29." dedi yine beni bekletmeden.

Ezlah'la aynı yaşta.

"Peki ailen? Onlar kim?" diye soru sordum merakla. Çünkü bu konuyu merak ediyordum.

"Ailem yok, yetimhanede açtım gözlerimi. Onları hiç bir zaman aramadım da." dedi. Sesindeki hüznü hissetmiştim. Çünkü aynısı bende de vardı.

Onu söze tutarak nihayet dikişi bitirmiştim. Geriye her yarayı sarmak kalmıştı.

"Peki, anladım. Daha farklı bir soru soracağım. Neden üniversiteyi bitirip bu yaşına kadar tamirci çırağı olarak çalışıyorsun?" dedim ve bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordum.

"Paravan sadece." dedi dürüst olarak.

Nasıl yani? Gizli işi mi var? Tüm o aaştırmalara rağmen hiç bir şey bulunamamıştı.

Sargıları hazırlarken konuşmaya devam etmesini istiyordum.

"Devam et." dedim açıklama yapması için. Derin bir nefes aldı ve sanırım onu diktiğimi unutmuş olmalı ki canının yandığına ait en küçük bir belirti yoktu yüzünde.

"Neden size güveneyim ki? Bunun için siz de bana kimsenin bilmediği bir bilgiyi verin ki, ben de verebileyim." demesiyle afalladım. Ama dikkate alarak düşünerek sargı işim de bitmişdi.

"Kalk, işim bitti." dediğimde tavana bakan gözleri yüzümü buldu.

"Bitti mi? Dikişde mi bitti?" dedi ve bu kadar çabuk biteceğini tahmin etmemiş olmalı.

"Her şey bitti. Kalk." dedim ve kolundan tutarak kalkmasına yardım ettim. Çarşaf yatak hepsi kirlenmiş ve kan olmuştu. Derin bir nefes aldım ve bu gece de uykunun bana uğrayamayacağını anladım.

"Ayağını sabit tutmaya çalış oraya da bakayım." dediğimde yine ikiletmeden ayağını kımıldatmadan bekledi. Eşofman altının eteklerinden tutarak yukarıya kaldırdım ve şükürler olsun ki her hangi bir kan izin yoktu.

"Tamam. Ayağında neyse ki, bir şey yok. Hadi diğer odaya geçelim. Burasını uyuyamayacak kadar dağıtmışsın." dedim ve ayağa kalktım. Onun da kalkması için elimi uzattım. Elimden tutarak yavaşça kalktı ve kalkar kalkmaz elini bıraktım.

"Her şeyde bu kadar iyi misin? Dikişi bile beceriyorsun. Ayrıca," dedi ve beni baştan ayağa süzdü. "Bu kadar çekici bir şeyi neden tek başına uyuduğun bir gecede giyiniyorsun ki? Ve neden benim yanıma bu şekilde geliyorsun?" diyerek bana kızmasına ben de şaşırmıştım.

YER ALTI AYDINLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin