58. Bölüm

25.6K 1.7K 505
                                    

Keyifli okumalar🌸

"Hamile?" Diyen Kuzey, gözleri dolarak bana dönmüştü. Gözlerinden bir damla yaş aktığını gördüm.  Şaşkınlıktan ben de gözlerimi sonuna kadar açmış, kocama bakıyordum. Kalbim öyle kuvvetli çarpıyordu ki, istemsiz elim karnıma gittiğinde bakışlarımı göbeğime çevirdim.

"BABA OLUYORUUM!" Diye aniden bağıran Kuzey'le yerimden adeta sıçramıştım. Hızla üstüme gelen adam, bir anda beni sedyeden kaldırıp kucağına alıp döndürmeye başladı. Şaşkınlıktan hâlâ gözlerimi kırpıştırıp duruyordum. Kuzey kulağımın dibinde 'Allaah' diyerek bağırdığında kahkaha atmaya başladım.

"Seni öyle çok seviyorum ki..." dediğinde ikimiz de kahkahalarla dönmeye devam ediyorduk. Öyle çok duyguyu aynı anda yaşıyordum ki, bu asla tarif edilemezdi.

"Komutanııım" diyerek odaya dalan Kuzey'in timinden birkaç asker ve Aslı'yı göz ucuyla gördüğümde hâlâ dönmeye devam ediyordum. 'Allah beee' diye bağırmaya devam edip yanağımı sürekli öpen adamı kendimden uzaklaştıramıyor, doktorun sırıtması, diğer askerlerin şok olmuş bir yüzle bize bakması ise cabasıydı.

"Komutanım aman yeter" diye araya giren doktorla, Kuzey ne yaptığını yeni fark etmiş gibi beni bir anda durdurup yere indirip sedyeye oturttu. Korku dolu gözlerle bakarken ayaklarımı da tutup sedyeye koymayı ihmal etmemişti. Ben ise onun bu haline gülümseyip, gelen bulantıyı durdurmaya çalışıyordum.

"Gökçen iyi misin güzelim çok özür dilerim ben bir hayvanım" diyen Kuzey'le, timi daha da şok olmuş bir şekilde komutanlarına bakıyorlardı. Adamın bu hallerini görmedikleri için ne olduğunu anlayamamışlardı. Kuzey öyle bir bağırmıştı ki, daha çok askerin gelmediğine dua etmiştim.

"Baba oluyorum lan beeen" diye askerlerine dönerek bağıran Kuzey'le, herkes neler olduğunu anlamış tebessüm etmeye başlamışlardı. Aslı hızlıca yanıma gelerek bana sarıldı ve tebrik etti. Aslı bana sarılırken, Kuzey onu hafif ittirerek çok yaklaşmasını engellemişti. Onun bu haline içimden kahkahalar atmak gelse de, kızgın bir yüzle bakıp geri Aslı'ya sarılmıştım. Diğerleri de hızla gelerek uzaktan tebrik edince, revirin kapısı bir anda açılıp Anıl elinde silahla içeriye daldı.

"Nerde o komutanım yettim" dediğinde sanki bir düşman arıyormuşcasına silahı etrafa tutuyordu. Kuzey'in şartelleri anında atarak 'ANIL!' Diye gürledi. Arkasından Selman, Ece ve Mehmet abide girip etrafa kısaca göz attılar. Revirde bizi görünce onlar rahatladı ama salak Anıl hâlâ etrafa silahı doğrultmuş, olmayan birini arıyordu. Kuzey ilerleyerek Anıl'ın yanına gitti ve ensesine sağlam bir tokat attı.

"Çek şu silahı Gökçen'in üzerinden, sizi bana parayla mı veriyorlar lan!" Dediğinde Anıl silahı indirmiş ensesini ovalıyordu.

"Öyle bağırınca bir şey oldu sandım Komutanım" dediğinde Anıl'ın bu masum cevabına bir an içimden ağlamak geldi. Lan bana ne oluyordu yaa.

"Neler oldu komutanım?" Diyen Mehmet abiye gülümseyip "hamileyim abi" dedim.

"Allaaah, dayı oluyorum laaan" diye üzerime doğru koşan Anıl'ı, hâlâ yanında duran Kuzey yine ensesinden yakalayıp durdurmuştu.

"Bana bak dikkatli sarıl" diye uyarırken, Anıl tutuşundan kurtulmuş yanıma gelerek bana sarılmıştı bile. Gerçekten dikkatli sarıldığında kahkaha atarak karşılık vermiştim. Anıl'dan ayrıldığımda, Ece ve Selman ile de sarılmıştım. Hepsinin gözleri dolmuştu. En son Mehmet abiye bakarak artık kendime daha fazla engel olamadan ağlamaya başladım. Yüzüm gülüyordu ama gözlerim şelale gibi akıyordu. Mehmet abi hızla yanıma gelerek bana sımsıkı sarıldığında, Kuzey devreye girmemişti. Bir süre sarılı kalıp ayrıldığımızda, Mehmet abi hızla gözlerini kaçırarak onu görmemi engelledi.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin