9. Bölüm

64.7K 3.3K 621
                                    

"Yeniden tanışalım mı ? Ben Kıdemli Üsteğmen Gökçen Toprak. Sen?" Diye sordum kaşlarımı havaya kaldırıp. Ancak Sercan bir anda büyük bir kahkaha atmaya başladı. Sercan kahkaha atarken yanaklarında uzun sakallarının arasından, gamzeleri fark edip şaşırmıştım. Adamla 7 ay geçirdim ama gamzesi olduğunu bile görmemiştim. Gerçi adam bir kere bile gülmemişti ki...

Sercan hâlâ deli gibi gülüyordu. Kaşlarımı çatıp onu izlemeye devam ettim ki sorgu odasının kapısı tıklatıldı. Kapıya doğru yürüyüp açtım ve dışarı çıktım. Albay da karşımda tebessüm ediyordu.

"Albayım?"

"Üstegmenim adamı bırakıyoruz."

"Anlamadım ne demek adamı bırakıyoruz?"

"Duyduğun gibi. O adam ile ilgili üstlerden bir mail aldım az evvel. Yani bu adam gizli görevdeki bir askermiş.

Adı Kuzey Atasoy. Yüzbaşıymış ama bu görev sonucu rütbesi 'Binbaşı' olarak terfi ettirilecekmiş ve artık burada Mardin'de görev yapacak. Timine tayin haberi gitmiş bile. 2 hafta sonra timiyle birlikte göreve başlayacaklar.

Ayrıca koskoca kampın içinde, bilmeden bir Türk askerinin hayatını kurtardığın için, seninle de ilgili hızlı bir yazı geldi. Bu üstün başarın ve geniş görün sayesinde sen de 'Yüzbaşılığa' terfi edeceksin. Hayırlı uğurlu olsun kızım.. "

Duyduklarımdan hangisine şaşırmalıydım bilmiyordum. Sercan'ın yani Kuzey'in asker olmasına sevinmiştim. O terörist çukurunda 7 ay boyunca ikimizde, farkında olmadan birbirimizi korumuştuk.

"Gerisi bende kızım, söz verdiğin gibi artık eve gidiyorsun. Haydi kaybol seni karargah sınırlarında görmeyeceğim." Diyen albaya tebessüm ettim.

"Emredersiniz komutanım." Dedim ve hızlıca karargahtan çıktım.

🍁

Evimin kapısının önüne geldiğimde, heyecanla zile bastım. 7 aydır yoktum ve annemi çok özlemiştim. Ayrıca bugün benim doğum günümdü. Bugün Gül'ün de doğum günüydü. Onu aramayı aklımın bir köşesine not edip, kapının açılmasını bekledim. Annem kapıyı açıp karşısında beni görünce, ağlamaya başladı. Hızlıca bana sarıldı.

"Ağlama annecim, ben ağla diye mi geldim. Bak ağlayacaksan gidiyorum." Deyip gülümsedim.

"Ahh kızım çok şükür sağ salim döndün." Dedi ve ağzını kımıldatarak dua okumaya başladı. Duası bitince yüzüme doğru tü tü tü yapınca, ufak çaplı bir kahkaha attım.

Salonda oturup annemle hasret giderdik. Annem sofrayı hazırlamak için mutfağa gitti. Bende peşinden gittim. Buzdolabını açınca içinde 2 tane pasta gördüm. Birinin üzerinde

"Güzelim, her şeyim, deli kızım iyi ki hayatımdasın, iyi ki doğdun" diğerinde ise

"Gül kızım iyi ki doğdun, doğum günün kutlu olsun" yazıyordu. Notları okuyup tebessüm ettim. Annem yanıma geldi ve belime sarıldı.

"Hep doğum gününe kadar gelirsin diye ümit ettim. Pastanı da ellerimle yaptım kızım. Yemek nasip olacakmış çok şükür ki." Anneme sıkıca sarıldım ve yanaklarından sulu sulu öptüm.

Yemeğimizi yemiş, balkonda çay keyfi yapıyorduk. Annem sürekli vücuduma bakıyordu.

"Anne iyiyim bir şeyim yok" dedim.

Annem gözlerini kısıp yüzüme dikkatli bakmaya başladı. Vay be nice ajanlardan bile yalan söylediğimi saklardım da annemden saklayamıyordum.

"Soyun" dedi annem. Kaşlarımı kaldırıp şokla anneme baktım.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin