Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )

Tuğtekin Geldi / 62

Bölümleri düzenlemeye vaktim olmuyor o yüzden klavye hataları vardır. Kusuruma bakmayın lütfen...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Tuğrul, Ramize'e olanı biteni haber verdikten sonra çok terlemiş olan Kasım'a güzel bir banyo yaptırdı. Hüma'da yemek hazırlayıp önüne koydu Kasım daha şimdiden sert bakışlı yapısıyla mağrur bir şekilde ama gözleri dolu dolu yaşadıklarını anlattı.
Küçücük bir oğlan çocuğu ailesi dağılmasın diye neleri göze almıştı böyle. Tuğrul ve Hüma, Kasım'ın anlattıklarını yürekleri yanarak dinlediler.

Hüma hüzünlü bir şekilde " merak etme Kasım herşey güzel olacak... Annen ve baban birbirlerini çok seviyorlar... O yüzden birbirlerinden kopamazlar... " der demez Kasım başını sallayarak
" birbirlerini o kadar çok seviyorlarsa niçin öyle bağırıp çağırıp, boşanma konularını konuştular?" Dedi.
Hüma tebessüm ederek " büyükleri anlamak bazen zor olur Kasım... O yüzden üzme kendini... Annenin ve babanın ne yaşadığını ileride büyüyüp hayatı öğrenince anlarsın... Ama emin ol ki ayrılamazlar onlar..." dedi.

Kasım gülerek etrafta oyunlar oynayıp duran hiçbir şeyden habersiz Hacer'e bakıp " ama ben büyüyünce Hacer'i bırakmam asla " der demez Tuğrul kaşlarını çatarak yurkundu uyarıcı bir tonda " Kasım ama böyle olmuyor bilesin paşam... Hacer senin kardeşin gibi olur " der demez Kasım kaşlarını çatarak " hiçte bile Tuğrul amca" dedi.
Hüma gülse mi ağlasa mı bilemez bir şekilde " şimdi bu konuyu kapatalım " dedi kocasına bakarak.

Tuğrul Seyhanlı başını sallayarak
" Kasım paşam yaptığın çok tehlikeli bir şey... Nasıl olur da evi terk edersin? Allah korusun ya kötü adamlara ve ya kadınlara denk gelseydin... Bir daha böyle bir şey yapma sakın... Sen gizlice beni ara ben senin için ne gerekiyorsa yapacağım..." deyince Kasım zeki bir şekilde " ya babama ve anneme beni ispiyonlarsan Tuğrul amca?" Dedi.

Tuğrul gülerek " söz ispiyonlamam en azından ilk önce senin için elimden geleni yaparım sonra ailene bildiririm... Hem yakışıklı bir çocuk ailesinden gizli saklı işler yapmaz... Ne olur olsun ailene bildir... Çünkü seni ne pahasına olursa olsun koruyup kollayacak olan yine ailene olur... Ailenden birşeyler gizlerken başını daha büyük belalara sokarsın..." diye uzun uzun konuştu.
En sonunda tebessüm ederek " söz mü Kasım bir daha böyle bir işe kalkışmayacaksın? Annenden ve babandan hiçbir şeyi gidemeyeceksin değil mi?" Dedi.
Kasım derin bir nefes alarak " söz Tuğrul amca..." dedi.

*****

Ramiz ve Hare, oğullarının haberini alır almaz soluğu Yalova'da almışlardı.
Oğullarının yaşattığı şok ikisinin arasındaki kırgınlık ve kızgınlığı bile rafa kaldırmıştı. Tuğrul ve Hüma'nın evine gelir gelmez ikisi de oğullarını gözyaşları içinde öpüp satılmışlardı.
Kasım, ne olursa olsun anne ve babasına oldukça tepikiliydi yine. Ama Hacer'in yanından da ayrılmıyordu. Hacer'de oyun arkadaşı bulduğunu sanarak gülücükler saçarak oyuncaklarını Kasım'a veriyordu ve birşeyler anlatmaya çalışıyordu.

Ramiz' de oğlunun Tuğrul'a ve polislere
' ben onların damadı olacağım... zaten'  lafına gülüp duruyordu. Tuğrul Seyhanlı kaşlarını çatarak " Ramiz abi seni severim hemde çok, Kasım'ı da çok severim ama söz konusu kızım olunca sakin olamam... Oğluna öğret ki ileride kızım büyüyünce peşinde dolanmasın..." der demez Hüma ve Hare dayanamayıp gülmeye başladılar.

Kasım babasının ve Tuğrul'un önüne gelip " eğer büyüyünce mani olursanız bu defa Hacer'i de alır kaçarım... O zaman asla bulamazsınız..." dedi uslu bir adam gibi. Tuğrul şoka girmiş bir şekilde " Kasım sen tam isminin anlamını taşıyorsun... Kasım, demek ilk olarak, kararlı, kesin, kesici anlamlarına gelir. Kasım isminin diğer anlamları; taksim eden, ayıran, bölen de demektir. Tüm bu anlamlarının yanında Kasım; ezici, ufaltıcı, kinci, ayı , yılın kış bölümü de demektir...." der demez Ramiz gülerek " sorma Tuğrul tamda aynı... Bir görsen evde bize neler yaptı... Ev daha savaş alanına gibi... Sonrada kaçmış bizim oğlan..." dedi.