Puan / 13

2.3K 288 238
                                    

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Hüma endişe içinde " Bugün işim çok yoğun olunca komşular da olunca akşam yemeği yapamadım bunları yersin diye düşündüm, beğenirsen tabii ama beğenmezsen ben sana hemen bir şeyler yapacağım!" dedi. Tuğrul " sorun değil ben kuru ekmek olsa da yerim çayla ama bu peynirler ve diğerleri keçi sütünden..." deyince Hüma dingin bir şekilde" ısrarla sütünü içmedin, ben de dedim ki süt belki ağır gelir ama diğerleri mayalanacağı için daha güzel olur diye ısrar etmedim... Merak ediyorum ne bu sende ki keçi sütüne karşı tepki?" dedi.

" Ne bileyim bir keresinde marketten keçi peyniri diye almışlar ama bir tuhaftı... Hatta günlerce kokusu ağzımdan gitmedi sanmıştım. Midemi de mahvetmişti..." deyince Hüma sofra bezini serip siniyi üzerine koyup masum bir şekilde " aşk olsun ama hatır için çiğ tavuk bile yenir, o kadar komşumuz hep beğendi. Ben de komşularla ilgilendiğim için çok fazla yemedim beraber yeriz diye düşünmüştüm... Yani şimdi uçlarından minicik bir baksan tatlarına ne olur ki?" dedi farkında olmadan nazlı bir şekilde.

Tuğrul karısının omuzlarını oynatarak ve yüzünü üzülmüş mimiklere büründürerek konuşmasıyla burnunu tutarak sofraya oturdu" hatırın için tamam... Ama çok az olsun... Leğen falan getirelim kusarsam vebali üzerine " dedi gülerek. " Sorun değil" diyerek kocasına karşılık verdi. Tuğrul elini burnundan çekmiyordu gözlerini de kapatmıştı. Hüma sobanın üzerinde ekmeği hafif ısıtıp içerisine yaptığı peynir çeşidinden bir tanesini koydu bardağa da çayı döktü kocasının önüne verdi. Gülerek gözü kapalı kocasına bakıp " dikkat et kendini yakma, şu küçük ekmek parçasını ve peyniri ağzına bir at " dedi.

Tuğrul başını küçük bir oğlan çocuğu gibi hayır der gibi sallayınca Hüma " iyi o zaman aç ağzını ben koyayım, çayın da önünde" deyip mızmızlanan kocasının ağzına koydu. Tuğrul halen daha burnunu tutarak ekmeği çiğnemeye başladı ama umduğu gibi kokmuyordu. Hüma gülerek " beğendin mi?" deyince
" ne bileyim koku gelmedi az olduğu için anlayamadım tam" deyince " tamam o zaman başka ekmeğe diğerlerinden çok çokça koyuyorum" deyip koydu. Yaptığı küçük dürümü kocasına vererek " al kendin ısırır" dedi. Tuğrul önce tek tek o haşin bakan delici gözlerini açıp sonra da burnunu bırakarak " gazamız mübarek olsun ben askerde bile böyle hissetmedim..." deyip gülerek "sabaha ölmem değil mi?" Dedi.

Hüma kıkırdayarak " ne bileyim ölmezsin herhalde hem Allah muhafaza... Avluda yiyip giden komşu kadınlardan bu saate kadar öyle bir haber gelmediğine göre sen de ölmezsin"  dedi.
" Biraz önce unutmuşum " diyerek besmelesini çekip ekmekten ısırdı, çiğnedi, çayından içti. Hüma dikkatle izliyordu tekrar ısırdı çiğnedi çayından içti. Son parçayı da ağzına atıp çiğneyip çayından içip " ne peyniri bu böyle eh işte fena değilmiş şu tel peynir olanından da yapsana bir dürüm" dedi kendisine çay doldururken.

Hüma ekmeği ısıtıp tel peynirden de koyup kocasına verdi. Tuğrul artık büyük büyük ısırıyordu iştahla " eh bu da fena değilmiş " deyip bu defa dayanamayıp süt reçelinin tadına baktı
" Bu ne böyle?" deyince Hüma
" bakıyorum da hepsini çok beğendin gibi "dedi başını sallayarak ve imalı imalı bakarak. Tuğrul kaşlarını kaldırıp " hımm, beğendim mi dedim Hüma Hanım, fena değilmiş dedim " dedi kuyruğu indirmemek için. Ama şu anda bu sinidekilerin hepsini bitirebilirdi o derece güzellerdi yağı da, hakiki peynirleri de hepsi hele süt reçelinin aroması bambaşkaydı.

İştahla" ısıttığın ekmeğe de tereyağından sür bakalım... 10 üzerinden kaç puan vereceğim" dedi. Hüma ekmeği ısıtıp yağı sürerek kocasını uzatıp
" şu güya yemek programındakiler gibi mi? Sakın ona benzetme oralarda nimetlere bir sürü laf söyleniyor, insanlar acımasızsa birbirlerini eleştiriyorlar ve bizler de onları izliyoruz, şatafat içindeki evleri eleştiriyorlar, beğenmiyorlar... İzleyen yüz binlerce o imkanlara sahip olmayan insanlarda öyle bir hayatın hayalini kuruyorlar... Biz boş verelim yemekteyiz programı olmayalım, nimetin kıymetini bilip hürmet gösterelim..." deyince Tuğrul tereyağlı ekmeği de yiyip başını sallayarak içinden " çok haklı söylüyor kız " dedi ama oyuna da devam etti.
" Neyse bu da fena değilmiş... Dur şu sütten yapmış olduğun kaymağa da bakayım " diyerek ekmeğin arasına kocaman alıp koydu çayıyla birlikte yiyip " bu da fena değil küçük kız" dedi.

Sabr-ı Sükut 7. Seri ( Kaymakam Beyin Küçük Yari )Where stories live. Discover now