Adsız Bölüm 57

573 95 91
                                    

Seokjin, Changgyeonggung Sarayı'nda olduğu süre boyunca Hyun'un odasında kalmak zorundaydı. 

Ara sıra, olup bitenleri öğrenmek için kulağını kapıya dayasa da duyduğu tek şey ileri geri koşan, emirler yağdıran insanların sesiydi ve açıkçası kulağa tam bir kaos gibi geliyordu.

Normalde, Seokjin oldukça sabırlı bir insandı. Sakin ve anlayışlıydı.

Ama şu anda fena halde sıkılıyordu ve dışarı çıkıp bir şeyler yapması gerekiyordu.

En azından BigHit binasında televizyonu vardı, burada ne yapacaktı,

Jaehwan, yaşadığını ortaya çıkarmak için uygun zamanı bulana kadar burada oturup çürüyecek miydi?

Hmm. Hayır.

Belki ona bir video oyunu falan verselerdi idare edebilirdi, ama vermedikleri için Seokjin'in dışarı çıkıp bacaklarını biraz esnetmesi gerekiyordu.

Bekledi. Kafasını kapıdan dışarı çıkarmadan önce hiçbir şey duymayana kadar bekledi. 

Ortalık sakindi, henüz görünürde kimse yoktu. Yine de birkaç dakika daha dinledi ve ardından etrafta kimsenin olmadığını görünce odadan çıktı.

Dışarı çıkar çıkmaz derin bir nefes alıp kollarını gerindirmek abartıyormuş gibi gelebilirdi ama dışarı çıkmayalı çok uzun zaman olmuş gibi hissediyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Seokjin korkuyla sıçrayıp ani bir sesle utanç verici bir şekilde ciyakladı. 

Arkasını döndüğünde kollarını kavuşturmuş bir şekilde duvara yaslanmış ona bakan Soobin'i gördü.  Çocuğun yüzünde bir kaş çatma vardı. 

"Daha bir gün bile olmadı ama sen çoktan odandan çıkmışsın," onaylamaz bir şekilde başını salladı.  "Hayal kırıklığına uğradım."

"Sıkıldım," diye yanıtladı Seokjin gerçekçi bir şekilde.

"Yine de çıkmamalıydın. Seni gizlemeye çalışıyoruz ve pek yardımcı olmuyorsun."

Velet. Seokjin onu çok fena dövmek istiyordu. 

"Henüz yakalanmadım."

"Seni yakaladım ama " 

Oğlan daha sonra ona yukarıdan aşağıya baktı.

"Ayrıca, böyle giyinirken dikkat çekmemek zor olabilir."

"Sen sayılmazsın," diye tersledi Seokjin sonra giydiği şeye baktı. 

Tamam, belki üzerindeki eşofman, HueningKai'nin ona verdiği parlak kırmızı kapüşonluyla eşleşmemişti ama bu kadar kısa sürede yapabileceği en iyi şey buydu. 

"Ayrıca, laf etmeye nasıl cüret edersin? Bilmeni isterim ki bu kıyafetleri bile oldukça iyi taşıyorum."

Soobin sadece donuk bir şekilde ona baktı. 

"Tabii. Tabii. Aynen "

Elini cebine atıp siyah bir ağız maskesi çıkardı ve Jin'e uzattı. 

"En azından şunu tak "

Seokjin alçak sesle homurdandı. 

"Sonuç olarak neden buradasın?"  diye sordu maskeyi dudaklarına ve burnuna geçirirken.

"Sana bir şey sormam gerekiyordu."

"Tamam, sor."

"Kardeşin Japchae'yi seviyor mu?"

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now