Adsız Bölüm 41

677 95 219
                                    

Kardeşine ne olduğunu öğrendiğinde,Taehyung'un tek hatırladığı dünyasının kararmasıydı.O günden beri dünya hala karanlıktı. Gri. Renksiz bir dünya. Anlamsız bir hayat. Ölüm gerçeği ise çok yakın...

Uyandığında gözleri fal taşı gibi açılan Taehyung, her gün abisinin son bulunduğu yere gitti. Her gün televizyonda ki haberlerin sadece bir kabus olmasını ve Seokjin döndüğünde yanında olmasını umdu.

Hayali, kolları ve bacakları birbirine dolanmış bir şekilde abisine sarılarak uyumak ve sıcaklığını hissetmekti. Tek hayalini kurduğu şeyin gerçekleşmeyecek olması onu kahrediyordu.

Bu yüzden, yanındaki boş yatağı her gördüğünde gerçekler tekrar tekrar yüzüne çarpıyor Taehyung her şeyi yeniden yaşıyordu. Boğazının sıkılması, göz yaşlarının acısı, hıçkırıklarının sesi...

Günün saatleri böyle uçup gidiyordu. Taehyung yatakta, kolunda bir iğne, bağlı olduğu bir makine ve onu hayatta tutan bir sıvı torbasıyla yatıyordu.

İşleri kendi eline alıp kardeşi ve annesiyle buluşmak istiyordu ama ölüm düşüncesi bazen çok korkutucu geliyordu. Bunun için çok zayıftı.

Bazen bir bayan gelirdi. Terapisti. Oturur ve onunla sohbet etmeye çalışırdı.Taehyung hiçbir şey söylemezdi. Söyleyecek hiçbir şeyi yoktu. 

Bir yanı, olanları yüksek sesle söylerse, her şeyin gerçekten yaşandığını kabul etmiş olacağını düşünüyordu. Hyung'unun hayaline biraz daha sarılmak istiyordu.

Hoseok her gün onu kontrol etmek için gelirdi. İkisi de Seokjin hakkında, olanlar hakkında konuşmuyordu. Çünkü Hoseok, Tae'nin tüm bunlardan Jimin'i sorumlu tuttuğunu sanıyordu ve Tae bunu biliyordu.

Gerçek şu ki , aptalca bir performans için Seokjin'in yanından asla ayrılmaması gerektiğini kabul etmek yerine Jimin'i suçlamak çok daha kolaydı.

"Bugün yemek güzel görünüyor," dedi Hoseok tepsileri getirirken. 

Kral, odalarında yemek yemeleri için onlara özel izin vermişti.Hobi, Taehyung'un komodinin üzerine bir tepsi yerleştirdi. Sonra yanına bir sandalye çekip oturdu ve kendi tepsisini kucağına koydu.

Güya tüm bunlar Tae'ye biraz katı yiyecek yedirip Seokjin'in yemeklerine olan bağımlılığından kurtulmaya başlamak için bir yöntemdi.Son iki haftadır her gün bir başarısız olmuşlardı.Bugün de farklı olmayacaktı.

Hoseok yemek kaşığını Taehyung'un ağzına götürüyor, Tae ise sadece birkaç saniye sonra hepsini  çıkarmak için çiğniyor ve yutuyordu.

Hoseok, başka bir çarşafın daha kirlenmemesi için bugün elinde çantasıyla hazırdı. İlk gün, ikisinin de derslerini almalarını sağlamıştı.

Uyumak sorun olmamıştı. Hoseok'un onunla yatmasına izin veriliyordu, bu yüzden Tae geceleri hayatta kalabiliyordu.

Bu artık ikisi arasında rutin haline gelmişti. Tae, gecenin bir yarısı uyanır  kötü bir rüya olmasını dilediği her şeyi hatırlar ve ağlamaya başlardı.Hoseok ise onu teselli etmek için sımsıkı kucaklardı. Gerçi eninde sonunda o da sessizce Tae'nin çığlıklarına katılırdı.

"Eninde sonunda başaracağız," dedi Hoseok tepsileri alırken. Saray hizmetçilerine fazladan iş yaptırmaktan hoşlanmazdı. "Belki de damak tadının yemeklere alışması biraz zaman alacaktır. Ne de olsa Jin-hyung mükemmel bir aşçıydı. Bu kadar seçici olduğun için seni suçlamıyorum."

Taehyung ona elinden geldiğince gülümsedi. Hoseok moral konuşmalarında pek iyi değildi ama en azından elinden geleni yapıyordu.Birisi kapıyı çaldığında, Hoseok hizmetçilerden birinin onu çağırdığını gördü.

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now