Adsız Bölüm 27

750 87 114
                                    

Olanlardan sonra Seokjin'den uzak olmak Namjoon'u üzüyor, onu gerçekten öldürüyordu.Ona koşup yalvarmaktan başka bir şey istemiyordu. 

Af dilemek, ondan nefret etmemesi için yalvarmak, onu sevmeye devam etmesi için bir şeyler yapmak...

Ancak günler geçmiş,bir türlü yanına yaklaşma fırsatı bulamamıştı. Her randevudan sonra saraya dönüp, bir zamanlar Seokjin'in yemek yapmasını izlediği mutfağa gidene kadar koridorda koşuyordu.

Ama Seokjin yoktu.

Yoongi ona acıdığı için, Seokjin'in her gün rastgele zamanlarda içeri girip yemek pişirdiğini, daha önce olduğu gibi belirli bir programı olmadığını söylemişti. 

Ve bunu ondan kaçmak için yaptığını bilmek Namjoon'u perişan ediyordu.

Namjoon işleri batırdığını biliyordu, gördüğü muameleyi hak ettiğini biliyordu.

Jungkook ve Geong-min'in sözleri kafasında yankılandı.

"Ona kanıtlaman gereken bir şey olduğunu söyledi." Ne demek istediğini biliyordu ama diğeri ondan kaçarken bunu nasıl kanıtlayacağını bilmiyordu.

Seokjin'de bir şeyler değişmişti, Namjoon bunu The Reveal'ın görüntülerini izlerken yakalamıştı. Kendine güveni gelmiş,rahatlamaya başlamıştı ve işleri o kadar ciddiye almıyor gibi görünüyordu. 

Diğer adayların arasına karışmaya başlamıştı. Son iki haftadır 308 numaralı aday olan Lee Jae-hwan'a yaklaşmış görünüyordu.

Namjoon bundan hoşlanmamıştı. Seokjin'in başka bir adamla flört etmesini izlemek onu rahatsız ediyor, endişelendiriyordu.

 Ya Seokjin başka birini bulduysa? Bunu düşünüyorsa ? Daha mutlu olur muydu acaba ?

"Majesteleri, lütfen dikkat edin!"

Namjoon çığlığı duyar duymaz başını kaldırdı, yolundaki ağacı gördüğünde bisikletinin ön frenlerini elinden geldiğince sıktı. 

Bisiklet durmuştu ama Namjoon havaya uçtu, vücudu öne fırlayıp yere düştüğünde her şey ağır çekimde olmuş gibi görünüyordu, bisikletin bir parçası karnına çarptığında nefesi kesilmişti.

Personelin endişeli çığlıklarını duyduğunda sadece bir inilti çıkarabildi.

"Majesteleri! İyi misiniz?!"

Joon gözlerini açtı. 4986 numaralı aday ve çıkmak zorunda olduğu kalan otuz adayın sonuncusu Lee Jung-hwan , endişeli gözlerle ona bakıyordu. Namjoon ona zayıf bir gülümseme gönderdi.

"İyiyim," diye temin etti, "sadece biraz dikkatim dağıldı, hepsi bu."

Jung-hwan başını sallayıp elini uzattığında Joon elini tutmuştu ama elinde keskin bir acı hissetti. Yine de umursamayıp kendini yukarı çekti,personel yanına gelip onu kontrol ederken üstünde ki tozları silkeledi. 

Namjoon içinde olduğu durumdan daha fazla utanamazdı ve sadece o kısmı montajda düzelteceklerini umuyordu.

Randevunun sonunda, düşüşünün sonuçlarını hissetmeye başlamıştı. Her kası ağrıyordu ve özellikle sırtı onu öldürüyordu. Eli deli gibi titriyor ve acıyordu. Kimse fark etmemiş gibiydi.

Yardım istememesi biraz zavallıcaydı. Elini kontrol ettirmek için muhtemelen doğrudan kraliyet doktoruna gitmesi gerekiyordu ama gideceği yere olabildiğince çabuk varmak istiyordu. Bir doktor onu görse odaya kilitler ve kendini zorlamamasını söylerlerdi.

Çok zahmetliydi.

Koridordan kraliyet mutfağına doğru yürüdü, Seokjin'in orada olmayacağını biliyordu ama yine de orada olmasını umuyordu. Tahmin ettiği gibi mutfak boştu. İç çekti.Böyle olacağını biliyordu. 

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now