Adsız Bölüm 15

1K 147 317
                                    

Tam esnerken Seokjin'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Gözlerini ışığa alıştırmaya çalışarak birkaç kez kırpıştırdı.Alarmı henüz çalmamıştı, bu yüzden hala sabahın oldukça erken saatleri olduğunu tahmin ediyordu.

Uyku pozisyonunu ayarladı, Tae'nin vücudunun sırtına baskı yaptığını hissederek yorganın altında biraz kıpırdandı.

Yavaşça Tae'nin kolunun altında yuvarlandı, sırtını Tae'ye vermek yerine yüzünü çevirmek istemişti ama sonra  vücudu kaskatı kesildi.

Onunla yatakta yatan Tae değildi.

Önünde ki,yüzü Seokjin'inkinden sadece birkaç milimetre uzakta, kolunu Jin'in üzerine atmış, uyurken dudakları hafifçe aralanmış ve ağzından sessiz horultular çıkan Kore Kralı'ndan başkası değildi.

Seokjin'in yanakları kızarırken tüm bunların ne anlama geldiğini anladığı anda kulaklarının yandığını hissetmişti.

Kralla kaşık pozisyonunda yatıyorlardı.

Şuanda yüz yüze bakıyorlardı, Jin, Namjoon'un kolunu yastık olarak kullanıyordu ve Kralın diğer kolu Jin'in vücudunun üzerine atılı haldeydi , ona sarılıyor gibiydi ama aynı zamanda belinin üstünde öylece duruyordu.

Hatırladığı son şey mutfakta kralı beklemeseydi. Beklerken uyuyakalmış olmalıydı.

Namjoon onu buraya kadar taşımış mıydı?

Bu düşünceyle kızardı. Bu kadar kolay taşınamayacak kadar ağırdı, Kral çok uğraşmış olmalıydı.

Aklına onu uyandırma düşüncesi gelse de, istemiyordu. Adamın kollarında kendini sıcak ve rahat hissediyordu. Korunmuş. Özel hissediyordu.

Jin daha önce arkadaşlarıyla aynı yatakta yatmıştı. Genellikle yatıya kalmaları sırasında o, Hoseok, Jimin ve Tae tek bir yatakta toplanır ve birlikte yatarlardı.

Bu farklıydı. Farklı hissettirmişti. Daha samimiydi.

Namjoon'un göğsü yavaşça inip kalkıyordu, çok yavaştı.Jin kendini adamın dudaklarını izlerken bulduğunda, parmağını Joon'un dudaklarına götürdü, başparmağının ucunu adamın alt dudağına sürttü. Biraz çatlamışlardı ama yine de yumuşak ve dolgun hissettiriyordu.

Kendini tutamayan Seokjin, ufak bir öpücük kondurmak için yaklaştı. Kısa ve hızlıydı,dudakları zar zor dokunuyordu.

Geri çekilir çekilmez, boynundaki ellerin onu ileri ittiğini ve bir kez daha o dudaklara çarptığını hissetti.

Bu sefer Namjoon'un dudakları onunkilere değiyordu. Ani hareket Jin'in nefesinin kesilmesine neden olmuştu ve Namjoon,büyük olanın ağzının içini tatmak için bu küçük açıklıktan yararlanıyordu.

Belki ortamın ısınmasına neden olan Jin'in odasında olmaları ya da her ikisinin de kokularının çarşaflara karışmasıydı ama öpücük öncekilerden çok daha tutkulu hale gelmişti.

Namjoon,öpücüğü büyük olanın alt dudağını nazikçe ağzına alarak ve hafifçe ısırarak bitirdi ve sonra dudaklarına karşı memnuniyetle iç çekti.

"Yemin ederim Seokjin," Namjoon geri çekilirken mırıldandığında Jin'in nefes alamadığını fark etmişti, "Beni her sabah böyle uyandırırsan saltanatımın geri kalanında sadece barış anlaşmaları imzalayacağım."

Seokjin kızarıp örtüyü yüzüne çektiğinde Namjoon kıkırdadı ve büyük olanı kendisine yaklaştırdı.

"Beni özledin mi?" diye sordu, Jin'in başının tepesini öpüp vücuduna yaslanarak.

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Onde histórias criam vida. Descubra agora