Adsız Bölüm 31

731 98 140
                                    

Halkla ilişkiler ekibi deli gibi koşuyordu. Stilistler, adayların terleriyle silinen makyajlarını yeniden yapmak için zamana karşı yarışıyordu.

Tüm saray emirler veren, emirlere uyan ve benzeri şeyler yapan insanlarla doluydu. 

Jin, oturduğu yerden Adora'nın orada burada bağırarak birkaç emir verdiğini duyabiliyordu.

Sung-kyung makyajını rötuşlarken, önündeki aynadan birkaç stilistin onları izlediğini  fark etti.

"Kendi adaylarına bakmadan önce sende herhangi bir değişiklik yapıp yapmayacağımı görmeye çalışıyorlar," dedi Sung-kyung, Jin'in dikkatini çekerken.

"Takımımda iki olası kazanan var, bu yüzden elbette herhangi bir değişiklik için gözleri üzerimizde olacak."

İki olası kazanan. Onu,hala olası bir kazanan olarak mı görüyorlardı?

"Yine de en çok zorlanacakları şey, ikiniz için de farklı bir konsept seçmem olacak," diye açıklamaya devam etti, "Senin ve Jimin'in konseptinin  herhangi bir konsepte karar veremeyecek kadar farklı olduğundan bahsetmiyorum bile."

Jin aynada kendine baktı. Makyajı çok doğaldı, pembe dudaklar, açık kahverengi göz kapakları, kalın kaşlar, gerçekten yüz hatlarında harikalar yaratıyordu.

İki koltuk aşağıda, dumanlı gözleri ve sarkık dudakları ile oturan Jimin'e baktı. İkisinin tarzının  kesinlikle çok zıt olduğu doğruydu.

Jimin'in biriyle dövüşmeye hazır gibi göründüğünden bahsetmiyorum bile. Ara sıra Jin'in olduğu yöne bakıp gözlerini kısıp sonra başka tarafa bakıyordu.

Dürüst olmak gerekirse, yaşanan her şey çok çocukçaydı.

Stilistler durmaksızın çalışırken, adaylar kendi işlerine bakıyorlardı. Birkaçı bir köşede sohbet ederken, diğerleri koreografiye çalışıyor, bazıları ise ses tellerini ısıtıyordu.

Jaehwan gerinirken Seokjin aynadan onu izledi. Arkadaşı gözlerini yakalayınca gülümsedi, sonra ona komik suratlar ve aptalca bir dans yapmaya başladı.

Jin gülerken Jaehwan gerinmesine devam etmeden önce gülümsedi ve göz kırptı.Jin, birinin onu izlediğini fark edene kadar arkadaşına gülümsemeye devam ediyordu.

Kral odanın diğer tarafından onu izliyordu. Biraz hoşnutsuz görünüyordu ve bakışları karanlıktı, bu Jin'in onda görmeye alışık olmadığı bir şeydi ve onu ürpertmişti.

"Gergin misin?"

Hoseok yanına geldiğinde sordu. Sung-kyung değişikliğe ihtiyacı olduğunu söyleyerek onun saçını da siyaha boyamıştı.

Saçları hafif bir 'virgül' şeklinde ayrılmıştı ve alnının,kaküllerinin kıvrılmadığı tarafını açığa çıkarıyordu.Ona çok yakışmıştı, seksi görünüyordu.

"Çok gerginim," diye yanıtladı Jin, Jungkook'un söylediği bir şeyle Namjoon'un dikkatinin dağıldığını fark ederek.

Sung-kyung, Taehyung'a geçmeden önce saçına bir kutu sprey sıkarken Jin oturduğu yerden kalkıp arkadaşına döndü. 

"Sen gergin değil misin ? Açılış perdesini siz yapacaksınız ."Hoseok sadece omuz silkti. 

"Ben bir dansçıyım. Gösteri yapmak benim işim."

"Şanslısın," diye mırıldandı büyük olan alçak sesle. "Hala kafamda dans adımlarını gözden geçiriyorum."

"Yine de çok geliştin Hyung," diye güvence verdi Hoseok, "Ve dansta başarılı olamasan bile solo performansınla onları mahvedebilirsin."

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now