Adsız Bölüm 47

615 79 93
                                    

"Joon-ah," Yoongi kapıdan seslendi, 

"Joon-ah, içeri girebilir miyim?"

Namjoon haberi alalı sadece birkaç saat olmuştu . 

İyi değildi hem de hiç iyi değildi. 

Yatakta uzanmış, Seokjin'in fotoğraflarına bakmak için telefonunu karıştırıyordu. Namsan Kulesi'ne götürdükleri ve üzerinde her ikisinin de baş harflerinin bulunduğu kilidin fotoğrafına geldiğinde, etrafta ki diğer kilitlere bakarken derin bir kıskançlık hissetti.

Elbette diğer çiftlerin çoğu her şeyi birlikte başarmıştı. Tabii ki onlar için her şey daha kolaydı, koca bir ülkeyi yönetmenin yükünü omuzlarında taşımıyorlardı ya da  ölüm yüzünden birbirlerinden ayrılmamışlardı. 

Diğer ilişkiler muhtemelen onunkinden çok daha iyi gidiyordu.

Göğsünde bir ağrı hissi vardı. Bunların hepsi onun kimliği yüzündendi. İçine doğduğu aile yüzündendi. 

O, Kore'nin Kralı Kim Namjoondu ve ne yapması, nasıl olması, nasıl konuşması, düşünmesi ve hareket etmesi gerektiğinin söylendiği bir hayatın içine doğmuştu.

Seni mutlu eden kararlar da almalısın. 

Seokjin. 

Seokjin, içinde bulunduğu yaşam onu boğarken taze bir nefes gibi gelmişti .

Seni mutlu eden kararlar da almalısın. 

Mutluluk. Bu şu an için ulaşılmaz görünüyordu.

Acıya daha fazla dayanamayarak çekmeceye uzandı ve içki şişesini çıkardı.Mutluluğu sonra düşünecekti. Şu anda, kalbindeki ağrıyı dindirecek bir şeye ihtiyacı vardı. 

Acıyı uyuşturmaya, yok etmeye çaresizce ihtiyaç duyarak, nefes almadan bardak bardak içki içiyordu ama yardımcı olmuyordu. 

Ayıldığında neden içtiğini hatırlayacak ve kalbinde ki ağrı geri gelecekti.

Bir yanı hâlâ bir umuda tutunmak istiyordu. Hâlâ bir şansı olduğuna inanmak istiyordu.Ancak resimler yatağının hemen yanındaydı ve o, bütün olayı tekrar tekrar yaşayan bir deli gibi görünüyordu.

Acı komik bir şeydi.

Sevilen birinin ölümüyle ilgili ilginç bir şey vardı, evren bazen ölen kişiye öleceğini hissettirir ve sevdiklerine veda etme şansı verirdi.

Seokjin öleceğini biliyor gibiydi.O gün aralarında ki sorunları halletmişlerdi, sahne arkasında birbirleriyle şakalaşıp flört etmişlerdi.

Her şey çok mükemmel görünüyordu. İkisi de iyiydi.

Aptal Seokjin, diye düşündü Joon. Kendini ön planda tutmaktan ve kendini sevmekten bahsetmemiş miydi ? 

Yine de son anında Namjoon'a, Jimin'i kurtarması için yalvarmıştı ve muhtemelen bunu, Namjoon yanına giderse kendisinin de enkaz altında kalabileceğini düşünerek yapmıştı.

Aptal Seokjin. Neden benim için bu kadar ileri gittin ?

Yine yıkılmıştı. Ne kadar güçsüz olduğuna, yüzünden akan yaşların durmamasına artık şaşırmıyordu, 

Yoongi hemen kapısının önündeydi ve muhtemelen Namjoon'un sürekli  olarak çarşafa doğru hıçkırmasını duymamış gibi yapmaktan yorulmuş olmalıydı.

"Joon-ah, lütfen."

Namjoon'un arkadaşa ihtiyacı vardı zaten. Yalnız içmek üzücüydü. 

"Gir."

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now