Adsız Bölüm 11

1.1K 150 246
                                    

Jungkook sinirli bir şekilde koridorda yürümeye başladı.

Zaten geç olmuştu.Güneş batmış, gün bitmişti ama uykuya dalmanın bir yolunu bulamamıştı.

Dans pratiğini bitirmişti.Yorgun değildi. Sadece yerinde duramıyordu.

Koridorda ilerlemeye devam etti, nereye gittiğini gerçekten bilmeden, sadece yürüdü çünkü vücudu kendi kendine hareket ediyordu.

Koridorun sonundan bir ışık geldiğinde odalardan birinin kapısının açık olduğunu gördü

Işığa doğru yürüdü. İçeriye baktığında nerede olduğunu anlamıştı.

Kim Taehyung,kanepede oturuyordu.

Oradaydı ve beyaz ipek pijamalarıyla büyük bir kitabın sayfalarını çevirirken çok güzel görünüyordu.

Jungkook boğazını temizlediğinde sarışın adam başını kitabından kaldırdı.

"Uyuyamıyor musun?" Gergin görünen prens kapı ağzındayken sormuştu.

"Jin-hyung henüz dönmedi," diye direkt cevapladı Tae , kitabına dönerek.

Jungkook, sarışının tutacak biri olmadan uyuyamadığını hatırlayınca zihinsel olarak kendine bir tokat attı. Rahatsız bir şekilde ileri geri hareket etti.

"İçeri gelmek ister misin?" diye sordu büyük olan.

Bu Jungkook'u hazırlıksız yakalamıştı. "Ben-um. Şey-ben." Durdu ve derin bir nefes aldı, "Yapamam. Adaylar başka biriyle yalnız olamaz-"

"-hyung'unla ilgilenmiyorum." dedi Tae, gözlerini kitabından ayırmadan. "Sen ve ben ikimiz de biliyoruz ki Kral çoktan hyungumu seçti, bu yüzden bu aptal kurala uymanın bir anlamı yok. O yüzden içeri girmek istiyorsan devam et."

Prens tereddüt etmişti, ama bu tereddüt uzun sürmedi.

Her ihtimale karşı kapıyı arkasından kapatarak içeri girdi.

Koltuğa oturmak yerine kendini yatağa attı. Sessizlik biraz rahatsız ediciydi ama Taehyung aldırmıyor gibiydi.

"Sen de mi uyuyamadın ?" Sarışın başını kaldırmadan sordu.

Prens başını salladı. "Uzun bir gün oldu ama yorgun hissetmiyorum."

Onun aksine Taehyung çok yorgun görünüyordu.Kitabını okuyan sarışına baktı,gözlerinin altında torbalar vardı, yüzü solgundu ve kendini belli etmemek için ağzını kapatarak sık sık esniyordu.

O an anlamıştı. Geong Min'in dans pratiği acımasız ve yorucuydu. Ölü gibi ve uyuşuk hissediyor olmalıydı ve-

Prensin kafasından bir fikir geçti. Utanç vericiydi ama yapması gerekiyormuş gibi hissediyordu.

"Neden uyumayı denemiyorsun?"

Sarışın, kaşlarını kaldırarak kitabından başını kaldırdı. Yüzüne,neredeyse " aptal mısın ? " diye soran bir bakış yerleştirmişti.

"Jin Hyung burada değil."

"Hyung'un olmak zorunda mı yoksa başka biri olursa da uyuyabilir misin?"

Taehyung sonunda bunun nereye gittiğini anlamış gibiydi.Kitabını kapatıp bir kenara koydu ve yüzünde kendini beğenmiş bir ifadeyle Prens'e baktı.

"Gönüllü olmak ister misin?" diye sordu.

Genç çocuğun yanaklarında bir kızarıklık belirdi. Tatlıydı.

"Yani, yapacak bir şeyim yok ve gerçekten yorgun görünüyorsun bu yüzden yardım edebileceğimi düşündüm. E-En azından sen uyuyana ya da ağabeyin gelene kadar."

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now