Adsız Bölüm 50

578 85 47
                                    

Beşinci gün, Taehyung'un iyileşmesinin beşinci günüydü. 

Buna kendisi bile inanamıyordu ama Doktor Song çoktan vücuduna bağlı makineyi çıkarmıştı ve artık hiçbir şüpheye yer kalmamıştı gerçekten iyileşmişti. 

Jungkook son beş gündür onun için her yemeği hazırlamıştı. Soobin günde üç kez kapısını çalıp yemek tepsisini getiriyor, Hoseok ve Jimin, yemek yerken ona eşlik etmek için yanına oturuyorlardı, ikisi de yemeği bitirdiğinde yüzlerinde gururlu ifadelerle Tae'ye bakarlardı.

"İyileştiğine sevindim," dedi Doktor Song makineyi bir kenara bırakırken."Tabii ki seni yakından takip etmeye devam edeceğim ama çok büyük bir gelişme kaydettin." derken gülümsedi. "Bunu atlattığın için kendinle gurur duymalısın."

Taehyung, makinenin bağlantılarını çıkardıkları kolunu tutarak başını salladı. Bir zamanlar iğnelerin olduğu yer kaşınıyordu. 

Jimin saniyeler içinde yanına gelmiş, kollarını etrafına dolamış ona sıkıca sarılıyordu.

 "Çok sevindim Tae." 

Taehyung sadece Jimin'e izin verdi. Hayatındaki bir sorunu çözmüştü ama başka bir sorunu çözmeye başlamak için henüz çok erkendi.

Doktor Song odadan çıktıktan sonra Hoseok ve Jimin, duş alıp hazırlanmak için odalarına gitmeden önce biraz daha oyalandılar. 

Taehyung da hazırlanmıştı ama arkadaşlarının hazırlanmasını beklerken kapının önünde takılmaya karar verdi. 

Tekrar dışarıda olmak tuhaf bir duyguydu. Güneş kör ediciydi, ancak hava daha hafif, daha taze hissettiriyordu. Gözlerini kapatıp havayı içine çekti.

"Ah, Taehyung-ssi!" 

Güneş ışınları gözlerine vurunca gözlerini kıstı. Kral, yüzünde bir gülümsemeyle ona doğru uzun adımlarla ilerliyordu. Tam önünde durduğunda Taehyung'a yukarıdan aşağıya baktı ve ardından yüzünde hızlı bir rahatlama ifadesi belirdi. 

"Daha iyi görünüyorsun,çok sevindim." hafifçe gülümseyerek söylemişti. "Tamamen iyileştiğinden emin misin ? "

"Sanırım  iyileştim" dedi Tae." Kardeşinin benim için yaptıklarıyla birlikte başka şeyler de yemeye başladım." İlk başta gerçekten çok zor olmuştu.

Kral başını salladı, yüzündeki gülümseme hâlâ devam ediyordu. 

"Bunu duymak güzel."

"Evet, teşekkür ederim," dedi Tae, " tedaviler ve diğer şeyler için."

"En azından bunu yapmalıydım." derken gülümsemesi biraz solmuştu. "Kardeşini kurtaramadım sonuçta." 

Taehyung, bazen patlama olduğunda kralın da orada olduğunu unutabiliyordu ama yine de kralın Seokjin'in hala içeride olduğunu öğrenir öğrenmez nasıl dönüp hyungunun yanına koştuğunu hatırlıyordu. 

Taehyung, gardiyanlara ne kadar yalvarırsa yalvarsın içeri girmesine izin verilmemişti, bu yüzden beklemek zorunda kalıp, sessizce dua etmişti. 

Ama daha sonra Kral'ın yüzüne baktığında hyunguna ne olduğunu  biliyordu. Anlamıştı ve o kısım hâlâ tuhaf geliyordu. 

Karşısında duran adam güçlü bir adamdı, tüm ülkede en fazla güce sahip olan adamdı. Ama o gece,sanki dünyası yıkılmış gibi yanından ayrılırken harap olmuş görünüyordu.

Taehyung, Hyungu aynı zamanda kralın da dünyası olduğu için neler hissettiğini anlayabiliyordu.

Şimdi buradaydılar, ikisi de nefes alıyordu ama tam anlamıyla canlı sayılmazlardı. Nefes alıyor olmanız gerçekten yaşadığınız anlamına gelmiyordu bazen. 

KRAL ERKEKLERDEN HOŞLANIYOR {NAMJİN}Where stories live. Discover now