36. BÖLÜM

1.1M 46K 67.1K
                                    

Görmesem yüzünü kör olur gözüm; Gözlerim, yüzüne bakmak içündür.
Adında tutuşur en yakın sözüm;
Hitabım, kalbini yakmak içündür!..

Ağlarsam, sebebi, arama nedir;
Hasretim, ağlayan gözlerinedir.
Bu gidiş, içimden ta içinedir;
Gözyaşım, gönlüne akmak içündür.

Sendeki baharı bulamam gülde;
Güzüm bahar olsun, yüzüme gül de,
Bir kızıl çiçektir aşkın gönülde,
O çiçek, göğsüne takmak içündür.

*HASAN ALİ YÜCEL



*HASAN ALİ YÜCEL

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

******

Tentürdiyotlu pamuğu kolundan çekip önündeki sehpanın üzerindeki kutunun içine bıraktı Murathan. Sızlayan kolunu umursamadan ileri uzanıp kutunun içinden gazlı bezi alırken Timur giriş yaptı salona. Kısa bir bakış attı Murathan'a sadece. Duruşunu hiç bozmadan kapı yanındaki vestiyere ilerledi.

"Boşuna mı yaptın o doktor sevgiliyi Karakurt? Ara, gelsin baksın yarana."

Gazlı bezi kurşunun sıyırıp geçtiği koluna sararken tip bir bakış attı Timur'a. "Boş yapma."

Yarımca güldü Timur. "Sen de haklısın tabi. Gelse ümüğünü sıkar şuracıkta."

Ya sabırdı. "Lan siktir git!" diye yükseldi Murathan. Zaten gergindi yine, bir de dinlediği laflara baktı. O da farkındaydı Gökçen'in ya ümüğüne ya topuğuna sıkacağının. Yanına gitmek istiyor ama götü de yemiyordu. Evet, bir tabur adamı üst üste koyup hastanelik etmiş adam şu an bunu düşünüyordu. Bir tık üç buçuk atıyordu. İnkar mı edecekti yani? Edemezdi. Kendini sinirli bilirdi ama bir şeyi daha net bilirdi ki; sakin bir Gökçen sinirlenince herkes sığınaklara koşmalıydı.

Güldü Timur. "Sinirlenme o kadar. Hanımdan korkmayana gâvur derler bizim oralarda. En doğru olanı yapıyorsun sen."

Gözlerini kapatıp ya sabır çekti Murathan.

Bu haline bıyık altı gülerken vestiyerden deri ceketini alıp üzerine geçirdi Timur. "Lan cidden gitmeyecek misin kızın yanına sen şimdi?" dedi büyük bir merakla. "Kaç haftadır yoktun. Ölüp geberiyorum diyordun en son. Dağda taşta bile ne zaman gözünü kapatsan kızın adını sayıklıyordun. Şimdi böyle göt mü devireceksin burada? Özlemedin mi?"

Özlemek az kalırdı. Geberecekti özlemekten. Ama işte... Derin bir nefes vermekle yetindi bütün özlemi yerine. İçine sığmadı. Dışına atamadı. Ağır bir taş yaptı özlemini, yüreğinin orta yerine oturttu. Bantta uzandı. Alıp gazlı bezi yapıştırdı. Sardı kendi yarasını. Şimdi gitse Gökçen anında anlardı kolundaki yarayı. Üzülecekti. Kırgın kırgın bakacaktı yine. Her şeye kafa tutuyordu da bir buna dayanamıyordu işte.

GÖKÇENWhere stories live. Discover now