22.BÖLÜM

853K 50.3K 90.4K
                                    

"Bir lahza uzaktan seni görmem,
Hasretle yanan bağrıma bir damla su oldu.
Sensiz geçerek ruhu karartan koca bir yıl,
Hissiz ve hayatsız bir ölüm uykusu oldu.
Ömrümdeki en korkulu endişe ve duygu,
Sensiz yaşamak korkusu oldu... "

*HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

*HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

******

Arabanın kapısını bu kez olabildiğince yavaş açtı Murathan. Barbaros yeni tamir ettirmişti. Tabi çenesi ile de bolca beynini sikmişti. Bir kez daha bir yerini kırıp yine ne yaptınız siz bunda komutanım, nasıl vitesi söküp koltuğu kırmış olabilirsiniz sorularını dinlemek istemiyordu.

Diğer koltuklar sağ olduğu için ona minnet duyulmalıydı.

Nişandan yükselen halay sesine ek olarak zılgıt sesleri de eklenince yüzünü ekşiterek hızla emektara bindi. En acelesinden Hayri Albay'a en sonki operasyonla ilgili bir iki bilgi verip geri gelmeliydi. Pamuk'u tek bırakmak istemiyordu. Aybüke yanındaysa bir şey olmazdı. Biliyordu ama yine de aklı onda kalıyordu.

Her zamanki gibi...

Ayrıca özlüyordu. Bu delikti. Farkındaydı. Ama göremediği anlar deli gibi özlüyordu. Yıllardır en kuytuda sakladığı, ama birden oluk oluk akan bir özlem vardı sanki içinde. Günlerce öpse doyamazdı. Yıllarca sarılsa bıkmazdı. Ömrünce baksa yorulmazdı. Mavilikler ne zaman ona baksa çocuksu bir kıpırtı beliriyordu içinde. En çocuk yanı, en masum, en saf duyguları öylece duruyordu onda. Saçlarında...Parmaklarında...

Kepçük'ün imzası vardı sanki her zerresinde. Okuldan Pamuk'la oynamak için koşarak erken gelen Kepçük, başkaları oyuna çağırınca gitmeyip Pamuk'la saç baş kavga etmeyi tercih eden Kepçük, portakalı ve kolalı meybuzlardan almak için okulda kantine hiç inmeyip para biriktiren Kepçük...

Kepçük bile bu haldeyken Murathan mı kaçacaktı? İmkansızdı. Deli gibi sevmeye devam etmek boynunun borcuydu.

Arabayı çalıştırdı. İlerlemeye başladı. Hala gelen zılgıt ve halay sesini dinlemektense Barbaros'un doldurduğu kasedi dinlemeye razıydı. Uzanıp teybi açtı. Gökçen olmasa zerre çekmezdi bu ortamı zaten. Hatta yakınından bile geçmezdi ama o varsa enteresan bir şekilde Ferhat salağı bile daha çekilir oluyordu.

Hasret rüzgarları diyordu Müslüm baba, çok erken esti...

Uzanıp teybin sesini daha çok açtı.

Hasret rüzgarları çok erken esti
Savrulduk sevgilim dertlerden yana
Zamansız dökülen yapraklar gibi
Ayrıldık sevgilim doymadım sana.

Sessizce ilerlemeye devam etti. Onu selamlayan bir kaç jandarmaya minik bir baş selamı verip devam etti. Ahmet Ağaların evin önünden uzaklaşmış, ana yola çıkacak dönemeci dönüyordu. Derken arkadan yükselen şiddetli bir sesle irkildi. Arabanın ondan bağımsızca ileri doğru savrulduğunu hissetti. Anında frene basıp durdu. Müslüm baba sustu. Ama susan başka şeyler de vardı.

GÖKÇENWhere stories live. Discover now