27.BÖLÜM

1.1M 54.1K 99.2K
                                    

"Öylesine istedim ki seni
Senden önce...
Öylesine,herşeyin içinde,
Öylesine dışında
Gün,gece

Seni öylesine yaşadım ki,
İnan...
Artık nereye baktığım belli değil,
Ne yaptığım belli değil,
Vardığım sonrasızlıktan... "

*ÖZDEMİR ASAF

*ÖZDEMİR ASAF

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

******


Ellerini kucağında sıkıca bağlayıp tedirginlikle sağına ve soluna bakmaya devam etti Zehra. Huzursuzca kıpırdandı oturduğu bankta. Bir eli diğer elinin parmak uçlarını çekiştirdi. Çok insan vardı. Her yerde insan vardı. Yüzleri seçemiyor, ifadeleri ayıramıyordu. Doktor ablaya gideceklerdi. Neredeydi? Kandırılmış mıydı yine? Güvenmemeli miydi? Başına ne geldiyse güvendiği için gelmemiş miydi zaten? Hani artık aynı hatayı yapmayacaktı. Niye yapmıştı?

Biri onu izliyormuş gibi hissedince başını hızla arkasına çevirdi. Koşturan insanlar ve yine belirsiz yüzler...

"İyi misin?" diye soran sesle sağ tarafına döndü tedirgin bakışları. Hemen yanında oturan Alican'ın dikkatli ama bir o kadar da naif bakışlarını üzerinde hissedince kasılan omuzlarını hafifçe gevşetti. Buraya gelene kadar hiç kötü bir şey yapmamıştı ona. İsterse konuşmuş, istemezse susmuştu. Soru sorarak bunaltmamıştı, hiçbir şey için zorlamamıştı. Her şeyi güzel bir dille, gözlerinin içine bakarak, tane tane anlatıyordu.

Başını aşağı yukarı salladı ağır ağır. "İyem."

Cevap alınca bakışlarını kızın üzerinden çekti Alican. Tekrar önüne döndü. Fazla bakılmasından hoşlanmadığını anlamıştı. Tedirgin etmek istemiyordu.

"Neredeyiz biz şimdi?" diye sordu Zehra hala etrafa ürkek bakışlar atarken.

"Havaalanı."

"Hani Gökçen doktor ablaya gidecektik."

"Gidiyoruz işte." dedi Alican sakince. Ve oturduğu yerden yavaşça ayağa kalktı. Lakin kalkar kalkmaz montunun kol ucundan sıkıca yakalanmayı beklemiyordu. Bakışları Zehra'ya döndü.

Zehra ise aniden gelen bir panikle parmak uçlarında ama bir o kadar da sıkıca tutuyordu Alican'ın montunun kolunu. "Nereye?"

Bir kaç saniye bocaladı Alican. "Su alacağım sana." diyebildi en sonunda.

Zehra tutunduğu kola daha sıkı kenetledi parmaklarını. "Gerek yok. İstemem su." Ürkek bakışlarını Alican'a dikti. "Yanımda kal. Bura çok kalabalık."

Kız bunu öyle bir ses tonuyla söylemişti ki Alican bir iki saniye göz kırpıştırmaktan başka bir şey yapamadı. Öylece baktı. Zehra'nın bu noktada gözlerini kaçırması gerekiyordu. Artık çözmüştü. 3 saniyeden fazla göz teması kuramıyordu ama şu an beşinci saniyeye içinde koşup altıya ilerleyerek rekoru kırıyordu.

GÖKÇENOù les histoires vivent. Découvrez maintenant