37.SAVAŞ MAKAMI, Yaban Gülleri

Start from the beginning
                                    

Arryn eğlenecek hali olmadığı konusunda Lessey'i ikna edemeyince biraz hasta olduğunu söyleyip prensesi parti yapmamaya ikna etmeyi başardı. Ailesinden hiç kimse yanında değilken, yabancı bir diyarda partiler düzenleyip eğlenmeyi gururuna yediremiyordu. Piratesli büyükelçinin onuruna verilen ziyafetteki neşesi de çok çabuk sönmüştü, Jasper'a gösterdiği ilgi de yapmacık olduğundan hevesi geçmişti. Bir geceliğine rol yapmak neyseydi de bunu bir ömür sürdürmeye yetecek riyakârlık, Arryn'de yoktu.

Arryn, reşit oluşunun getirdiği sorumlulukları düşündükçe midesine kramplar giriyor, aynı çiçek açışı gibi bunda da kutlanacak bir şey göremiyordu. O, çocukluğunu özlüyordu. Yetişkinler dünyasına attığı ilk adımları sevememişti.

Akşam yemeğinde, büyük salonda önüne kocaman bir pasta getirildi. Mumları beyaz zambaklar şeklinde zarifçe işlenmiş, dört katlı çok güzel bir pastaydı. Kaşlarını çatarak Lessey'e sitem dolu gözlerle baktı. Ayağa kalkarken yanakları pembeleşti.

Kral Ramsey kadeh kaldırarak masanın başından yüksek sesle konuştu, "18 yaş, ömrün en güzel yaşıdır. Sevgiyle kutluyorum çocuğum. Nice sağlıklı, mutlu ve gönlünce yıllar geçirmeni Gök Tanrıdan dilerim."

Arryn, kralı selamlayıp "Teşekkür ederim efendim." Dedi, ellerini çenesinin altında birleştirdi ve gözleri doldu.

Lessey seslendi, "Haydi dilek tut ve üfle mumlarını!"

Arryn pastadaki mumlara eğilip gözlerini kapamadan önce kralın sol yanında oturan Leo ile göz göze geldi. Her zamanki gibi ruhunu delip geçerek bakıyordu. Hemen gözlerini kapattı.

'Gök Tanrım... Bana... Kabul etmeyeceğin bir duayı ettirme...'

Derin bir nefes alıp mumları üfledi. Gözlerini açtığında herkes onu alkışlayıp kutlarken onun gözyaşları yanaklarına süzüldü. Topluluk içinde ağlamamakla ilgili tüm iradesi de terbiyesi de o mumlara üflediği nefesle içinden sökülüp havaya karışmıştı. Salondaki yabancı yüzlere göz gezdirirken hıçkırığını güçlükle yutkundu. Lessey gelip sıkıca sarılmasa olduğu yere yığılacaktı.

"Kız kardeşim! Ağlama lütfen, sen üzül diye yapmadık. Doğum günün kutlu olsun, nice mutlu senelere! Hep birlikte neşe dolu yıllara bitanem, iyi ki geldin, iyi ki tanıdım seni!"

Lessey öyle sıcak ve içtendi ki Arryn onun ellerine tutunup gözyaşlarının arasından güçlükle gülümsedi.

"Çıkar beni buradan..." diye yalvarır gibi fısıldadı.

Lessey onun isteğini yerine getirmek için beline sarıldı ve salona arkasını çevirip hızlıca salondan dışarıya, açık havaya çıkardı. Arryn, ablalarının ve kız kardeşlerinin özlemiyle Lessey'e sıkıca sarılıp omzunda hıçkıra hıçkıra, dakikalarca ağladı.

Lessey de onunla birlikte ağladı ve bir yandan da avutmaya uğraştı, "Şşşt... Ağlama bebeğim, Ah, çok üzülüyorum, Arryn nolur?" diyordu.

Az sonra genç kızı bir çeşmeye götürüp elini yüzünü yıkadı ve biraz şaka yapıp güldürdü, Arryn sakinleştiğinde onu elinden tutup yeniden yemek salonuna götürdü. Salondakilere dönüp,

"Leydi Arryn bugün çok duygusal bir gününde ve daha fazla tebrik istemiyor, herkese minnettar olduğunu söylememi istedi. Hediyelerinizi odasına gönderebilirsiniz." Diye açıklama yaptı.

Arryn utançtan kıpkırmızı halde yerine oturup başını önüne eğdi, yemeğini didikleyip durdu. Ken'in ısrarıyla pastasından iki çatal aldı. Yaşadığı duygusal anlardan sonra yanına oturup kendisiyle ilgilenmeye çalışan genç adama boş gözlerle baktı ve yemesi için uzattığı pasta dolu çatalı kati bir baş sallamayla reddetti.

KILIÇ MAKAMI - TamamlandıWhere stories live. Discover now