121- AŞKINI, SEVGİNİ SORGULADIM

30.4K 3.3K 3.7K
                                    

Uyarı

Hamile abla sen yine bu bölümden uzak dur❤️

Hığğ melisa sahnesi yükleniyor...

Bölüm şarkısı: Belki- Dedublüman

***

Araba asfaltta bir buzun üzerindeymişcesine kayar giderken sanki şehirde benden başka kimse kalmamıştı. Gözüm kimseyi görmüyor, arabayı trafik kurallarına bile uymadan öylece sürüyordum.

Hiç düşünmeden geldiğim yer, onun eviydi. Hayatımda kalan son insanı alıp buradan, bu şehirden gidecektim bir süre sonra.

Sitenin önünde durdum ve anahtarı alıp arabadan çıktım. Attığım her adımda yer yarılsa da yerin dibine girsem diye dua ediyordum. Neden onun yaptığı şey yüzünden ben utanıyordum?

Güvenlik her zamanki samimiyetiyle iyi günler dilediğinde cevap vermeden binaya yaklaştım. Elimdeki anahtar işaret parmağımdan sallanıyor, onu tutacak gücü bile kendimde bulamıyordum.

Binadan girip kapıya ilerlediğim sırada arkamdan gelen Akif'i gördüm, Melih'in evinden çıktığım andan itibaren beni takip ediyordu. Endişeli duruyordu, hiçbir şey söylemiyordu.

Asansöre bindiğimde bana yetişmişti, göz ucuyla bakıp merdivenlere yöneldi. Kapı kapandı.

Yukarı çıkarken eve ve ona yaklaştığımı bilmek arabaya bindiğimde dizginlenen öfkemi yeniden tetikliyordu. Anahtarı avucuma bastırıp elimi yumruk haline getirdim.

Binanın önüne geldiğimde kapıya yürüdüm, Akif arkamdan geldi. Umursamadan kapıyı açtım, içeri girdiğimde onun gelmesine izin vermeden kapıyı kapattım. Zaten hiçbir atakta bulunmadı, ses çıkmadı.

İçeri girdiğim an salonda koltuğun üzerinde, gece içeriz diye aldığım içkiyi elinde tutmuş, bacaklarını ayırarak oturan siyah gömlekli adam gözümün önüne geldiğinde karnım kasıldı üzüntüden.

Onu o kadar seviyordum ki şimdi nasıl olur da ondan nefret edecektim?

Gözleri bana değdi, kafasına dikmek üzere kaldırdığı içkisini ağır ağır kenara bıraktı. Bakışlarından hiçbir şey anlamıyordum, az önceki sinirim gitmişti. Şimdi sadece bu siktiğimin evinden hemen çıkmak ve bir daha asla bu gözlere bakmak istemiyordum.

Boğazıma gelen acı sıvıyla yüzümü buruşturdum, midem bulanıyordu. Bakışlarımı çektim yüzünden, hiçbir şey demeden onun odasına yöneldim. Sadece kimliğimi, kartlarımı ve Holmes'ı alıp gitmem gerekiyordu.

Odaya girdiğimde yatağa bakamadım, gözlerimi kapattım direkt karşıma çıkınca. Kafamı başka yöne çevirip yürüdüm.

İlk başta onun çıkardığı üniformaya ilerledim, kimliğim hep onun cüzdanında duruyordu. Çenem kasılırken pantolonunu tutup arka cebini yokladım ama cüzdanı yoktu. Muhtemelen yanındaydı.

"Erdal." onun sesini duyduğum an bedenim kasıldı. Vücudumu dikleştirip birkaç saniye durdum ve ona döndüm.

"Kimliğimi ver." dedim sadece gözlerinin içine bakmadan.

"Beni dinle Erdal." dedi yanıma yaklaşıp, sesi endişeliydi.

Dilimi dişimin üzerinde gezdirdim ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım, tam dibimde durduğunda geriye adım atmamak için kendimi durdurdum.

"Bana bak solcu, nolur."

Ağzımdan tek bir kelime bile çıkmıyordu, sanki konuşursam bir zehir bırakacaktım buraya.

BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin