44

51 1 1
                                    

Levent'ten...


Salondaki herkes birbirine bakarken karımın peşinden koşamadım. Önce Özgür'ün gözlerindeki korkuyu silmem gerektiğini biliyordum. Delikanlının beti benzi atmıştı bir anda. Bir şeyler geveledim telaşla.

--'Sanırım Gökçe bugün çok yoruldu. Beşiği falan kurduk.' Burçin'in sıkıntıyla yerinde kıpırdandığını göz ucuyla gördüğümde ona döndüm gülümseyerek. Kız gözlerini kaçırıp yere eğdi başını. Ellerini bir şeylere dokunmamak ister gibi arkasında birleştirmişti. Abisine ve sonra bana baktı tereddütle.

--'Ben bir şey yapmam ki bebeğin elbiselerine, gerçekten.' dedi kalbimi sızlatan bir masumiyetle. Gözlerime batan iğneleri örmezden gelmeye çalışmak çok zordu ama tek dizimin üstüne çöküp elini tuttum.

--'Ablanın yorgunluğunun seninle bir ilgisi yok tatlım. O şimdi biraz uyusun belki biz size geliriz, olmaz mı?' Özgür anında atıldı.

--'Tabi Levent Bey. Ne zaman isterseniz.' Burçin gülümseyince ben de güldüm.

--'Sahiden bize gelir misin Levent abi? Gökçe ablayla dimi?' Başımı salladım kendimden emin bir havayla.

--'Tabi ki. Hem beni o getirecek zaten, evinizi bilmiyorum ya..' dedim hayıflanır gibi. Gözleri kocaman açıldı şaşkınlıkla.

--'Fırat abim de biliyor. Aslı ablam da.. Ron abi de biliyor, eve gelmemişti ama sokakta durmuştu bir kere.' Herkes kıkırdarken birden donduk. Kız ise büyük bir gururla bize bakıp gülüyordu. Özgür kızarmaya başlayınca ortamı bir an önce bu gerginlikten kurtarmam gerektiğini fark ettim. Burçin'in yanağına dokundum hafifçe. Benim de böyle güzel bir kızım olacaktı çok yakında. Baba olacaktım.

Ayağa kalkarken Özgür'ün hepimizden çok kardeşine baktığını gördüğümde bir şeyin daha farkına vardım. Bizden çok onun ne hissedeceğini nasıl etkileneceğini düşünüyor olmalıydı. Belki de hayatta ki tek akrabası olarak kıza böyle bir şey yaşatmak istemiyordu.

Bunun birçok sebebi olabilirdi. Tercihi bu yönde olmasa bile kızın bunu duymasını istemiyor olabilirdi pekâlâ.

--'Ooo çok güzel. Kolay buluruz o zaman evinizi. Şimdi Fırat abin sizi götürsün, sonra görüşürüz.' deyip Fırat'a baktım. Mesajımı almıştı. O kızın elinden tutup arabaya götürürken Özgür'e döndüm.

--'Kardeşim bizden korkmana gerek yok. Gökçe'den de çekinme. Dışarıda onun hakkında ne duydun bilmiyorum. Anlattıkları eskiden doğru da olabilir. Ama artık değil. O kimseye zarar vermez. Sevdiklerine asla..' Delikanlı mahcubiyetle başını eğdi ama bu çok kısa sürdü. Arabaya binen kız kardeşine bir bakış atıp Fırat kapıyı kapatınca omuzları üzerinden bir yük alınmış gibi gevşedi.

--'Levent Bey.. Ben..Annemle babamdan sonra yalnız baktım Burçin'e. Ne yumurta kırmasını bilirdim ne makine çalıştırmasını.. Aslı ablayla sen tek çocuksunuz, belki bilmezsiniz birinden sorumlu olmak ne kadar zor. Hele de 16 yaşında bir çocuk için.' Göz ucuyla Fırat'ın onaylar gibi başını ağır ağır salladığını görünce işin bu kadar derinini hiç düşünmediğimi hissettim.

Çocuk haklıydı. Anne-babaları öldüğünden beri kardeşine tek başına bakmıştı ve onun yaşında bu çok zor olmalıydı. Koruyacak kimsesi olmayan iki çocuktu onlar. Kim bilir ne sıkıntılar çekmiştiler bu zamana kadar.

--'Özgür.' dedim ve ne diyeceğimi bir kere daha düşünüp Fırat'a baktım bir anlığına. Aslı'nın sol çaprazında durmuş bizi dinliyordu ve yüzünde "Bana güven." diyen bir ifade vardı. "Bana ve ablama güven." Emindim o andan sonra. 'Bize güvenebilirsiniz. Belki hemen değil ama zamanla anlayacaksınız bize güvenebileceğinizi.' Özgür sıkıntıyla güldü hafifçe.

KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin