24

38 4 3
                                    


Selam arkadaşlar! 😃Yeni bölümle birlikte yeni bir afişimiz var. Afişi fazla acemice de olsa ben yaptım. Beğendiniz mi? 😀

Bölüm bayağı uzun ve yarısı Levent'in ağzından yazıldığı için özellikle yorumlarınızı çok merak ediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm bayağı uzun ve yarısı Levent'in ağzından yazıldığı için özellikle yorumlarınızı çok merak ediyorum.

Keyifli okumalar.. 👋🏻😀👋🏻😀

************************************



Levent'ten...


Birkaç saat önce..


--'Merak etme namusunu kirletmedim.' demesi değildi beni bu kadar etkileyen. Tabii ki beni kirletmesi gibi bir durum olamazdı ama şakaya vursa da bunu benim için söylediğini anlayabiliyordum. Gülümsemesi her defasında kalbimin ritmini değiştiriyordu. Bundandır ki konuşamadım doğru düzgün.

--'Yok. Şey..Ben. Uyurken fark etmeden..Affedersin..' Aptal mısın oğlum? Neden cümle kuramıyorsun? Gökçe'nin yanında yattığın için mi? Nedeni belli değil mi? Yalandan evlendik ama sırf yanında kalabilmek için yağmuru fırtınayı bahane ediyorsun.

Kâbus gördüğünde yanında olabilmek için, onu uyandırıp geçtiğini söyleyebilmek için yanında olmalıydım. Gerçeği söylesem gururdan kovardı beni. Bunu bilecek kadar tanımıştım onu artık. Kekelememe canını sıkmış olmalı ki ofladı.

--'Kızmadım sakin ol. Annenlere kaçta gideceğiz? Yemek yiyelim diyordu düğünden önce.' dedi konuyu kapatarak. Annemin günü beraber geçirip akşam yemeği yeme teklifini duymuştum ama Gökçe'nin gelmek isteyeceğini düşünmemiştim. Yanlarında daima rahatsızdı. Belki de silah taşıyamadığı ya da yanında Fırat'ı gezdiremediği için böyle hissediyordu. 

--'Evet, ama sen istemezsin sanmıştım.' dedim karasızca. Gelmek zorunda değildi ama gelmesini istiyordum. Ailemle geçirdiği zamanın ona başka bir hayatın da mümkün olabileceğini hatırlatacağını umuyordum tüm kalbimle. Ayağa kalkıp sabahlığını alırken beynim işlevini yitirdi birkaç saniyeliğine. Tek kaşı havalandı.

--'Sen istemiyorsan söyle ama. Ya da onlar istemiyorsa..' Kim istemeyecekti? Annem mi? Gökçe inanmasa da annem onu çok seviyordu. Telaşlanıp ellerimi sallayarak:

--'Hayır hayır. Ondan değil. İşin varsa diye..' deyip duraksadım. Niye böyle düşünmüştü ki? 'O nereden çıktı? Sana böyle düşündüren bir şey mi oldu?' diye sordum çekinerek. Benim davranışlarım yüzünden miydi? Ondan kaçıp durduğum için beni öldürmesinden hala korktuğumu ve onu yanımda istemeyeceğimi mi sanıyordu? Kollarını bağlayıp bana sabırsızca baktı.

--'Olmadı. Yeter bu kadar korktuğun. Sana zarar vermeyeceğimi söylemiştim. Ya da ailene. Bana inanmıyor musun?'  İnanıyor muydum? Ondan eskisi kadar korkmadığımı söyleyebilirdim ama hala tamamen emin değildim sanırım. Yine de düğüne gelmesini istemiyor değildim. 

KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin