Therapist eric²³

Start from the beginning
                                    

"Özür dile."

"Harika," dedim neşesiz bir gülümsemeyle. "Hiç aklıma gelmemişti bu."

"Hemen dilemelisin."

"Amacım o geri döndüğünde her şeyi telafi etmek. Yüz yüzeyken. Beş gün yirmi beş saat sonra özür dileyebileceğim. Tabii uçak tekrar ve takrar ertelenmezse."

Ellerimle sertçe yüzümü kapattım. Uyuşturucudan günlerce uzak kalmış bir bağımlı gibi hissediyordum. Kendine vurma gereği duyuyor, üstümü başımı yırtmak istiyordum.
"Lanet olsun gideli kaç gün oldu? Sadece iki hafta demişlerdi... Artık dayanamıyorum..."

"Üç gün sonra bir ay olacak. Bayan Jeeun öyle söyledi."

"Bugün onu aradın mı?"

"Evet."

"Bir şeyler söyledi mi? Benimle-"

"Hayır, sadece bizi özlediğini söyledi."

Bunu imayla söylemişti. Beni daha da çileden çıkartmak istiyor gibi. Başarmıştı da.

Ona baktım.
"Bana nisbet mi yapıyorsun?"

"Ne yapıyorum?"

"Rosé benim hakkımda..."

Cümlemin sonunu duymak için kulağını çevirdi.

Gözlerimi kıstım.
"Unut gitsin."

Eric tercih etmekten memnun olduğum bir dert ortağı değildi. Yedi yaşındaydı ve söylediğim çoğu şeyi tam olarak kavrayabilmiş değildi. Ve beni hâlâ sevmiyordu.
Ama aralarından en büyük olduğu ve Jaehyun geldiğinden beri peşimde dolaştığı için onu yanıma almak mantıklı gelmişti.

Her ne kadar bana sevgisiz gözlerle baksada verdiğim rüşvetlerle biraz olsun yumuşak davranıyordu.

Üzerimde dolaşan kötü bakışlarına bakarak, "Ne var?" dedim.

Kucağındaki yiyecekleri mi bitmişti.
Kucağına baktım. İki paket şekeri ve krakeri hâlâ duruyordu.

"Seni sevmiyorum."

Kaşlarımı çattım.
"Bu muydu yani? Bunu zaten biliyorum."

"Ama senin için üzülüyorum. Günlerdir bu çadırda yatıyorsun ve geceleri gizlice hastanede uyuyorsun. Evin yok mu?"

Oyun odasının sert zeminine başımı vurup yukarıya, küçük kırmızı çadırın tepesine baktım.
"Var, ama burada kalmak daha iyi hissettiriyor."

Seslice iç çekti. Ara ara benim bakıcımmış gibi davranıyordu. Yemeğinden kalan paketli ekmeği ve ayıcıklı battaniyesini bana getirmek gibi ince davranışları vardı.

İki kaşını çatıp ellerini yere koydu ve fısıldadı.
"Eğer sana yardım edersem artık evine gidecek misin?"

"Hey," dedim halsizce ona bakarak. "Yedi yaşındaki bir çocuğun acımasına ihtiyacım yok. Bana kızgın aynı zamanda acınası bir kedi görmüş gibi gözlerle bakmayı kes."

"Ama evine gitmelisin. Annen seni merak etmez mi?"

"Kaç yaşında olduğumu biliyor musun?"

"Annem beni yatağımda göremeyince çok korkuyor."

Benimkide demeyi yediremedim.
"Sohbetimiz burada bitti. Artık odana dön hemşire birazdan seni aramaya başlar."

Eric başını salladı. Her şeye rağmen iyi bir ortaktı. Bu aralar sözümü de dinliyordu. Çadırdan çıkmadan önce durdu.
"Hey."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 07, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Conteur fille | JungkookWhere stories live. Discover now