Broken roots²¹

469 64 136
                                    

Hastanenin bahçesindeki banklar insanın bir yerlerini donduracak cinsten buz gibiydi. Bedenim bütün soğuğu içine çekiyordu. Buna rağmen dışarıda, bu neredeyse buz tutmuş bankın üzerinde oturmak benim tercihimdi. Ve şimdi titrememek için kendimi epey sıkıyordum.

Yanımdaki çocuğun yüzünü görmemek için yan oturmuştum.
Onunla direk yüz yüze iletişim kurarsam eğer, şeytanlarımın fitne çıkarmayacağına söz veremezdim.
Uysal sakin bir yapım yoktu hatta öfkelendiğimde kuduz bir köpeğe dönüşüyordum.
Çocukça olsada böyle zamanlarda tepemin atması elimde olan bir şey değildi. Çoğu zaman uydurduğum bahanemde buydu.

"Burada oturmak zorunda mıyız? İçeriye-"

"Evet. Ne söyleyeceksen acele et, fazla vaktim yok."

Birkaç hışırtıdan sonra çakmağını çıkarıp sigaranın ucunu yaktı.
"Donacağız burada, bari sigara ateşiyle ısınayım."

Onu dudaklarının arasına koyduktan sonra paketi bana uzattı.
"İster misin?"

Kafamı çevirip boş boş yüzüne baktım.
Bakışlarımdaki ifadesizliği cevap olarak alıp paketi hızla geri çekti.

"Ah unutmuşum sen içmiyordun. Ama biliyor musun astımın olmasa iyi bir içici olurdun."

Dumanı dışarı üflerken mayhoş bir imayla bana baktı.

"Nesin sen? İnsanların tepesini attırmak için yeryüzüne inmiş bir puşt mu?"

Güldü, benim aksime bu soğuğa rağmen keyfi yerindeydi.
"Sadece sana takılıyorum. Neden normalden iki kat sinirlisin?"

"Sinirli değilim sadece konu sen olduğunda başka bir ruh haline bürünemiyorum. Boşalım gibi düşün, durmadan küfür edesim geliyor sana."

"Ağzı bozuk olman beni hiç kızdırmıyor Jungkook." Kendi kendine keyifle tekrar güldü.
"Seni sevimli yapan şey sinirli olman."

"Sağ ol, sen de çok sevimsizsin."

Konuşmanın daha fazla uzamaması için nefes verip bedenimi ona döndürdüm. Ne söyleyecekse bir an önce söyleyip gitmeliydi.

Jaehyun, oturduğu yerde soğuktan iki büklüm olmuştu. Etrafı izlerken arada sigarasını ağzına götürüyordu.

Kabaca sordum.
"Ne bok aramaya geldin?"

"Profesör artık beraber hareket etmemizi söyledi. Bir ekip olmamızı."

"Beraber hareket etmek derken? Neyiz biz iki ajan mı?"

"Bana söylediği bu, götümden uydurmuyorum ya."

"Baban yakında seninle nişanlanmamı falanda söyleyecek mi?"

Kafasını eğip kibarca güldü. Yine şu suratına zerre yakışmayan beyefendi gözlüğünü takmıştı.

"Gönüllü hizmetimizi bir süre beraber yürütmemizi istiyor. Kavgamızın izlerini ancak dost olarak silebilirmişiz."

"Bir kavga ettik ve cezamızı yeterince ödedik. Birkaç aydır buradayım. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bizden ne istediyse yaptım. Daha ne yapmalıyım ki? Babana tüm bunların yeterli olduğunu söyleyemiyor musun?"

"Denedim. Sence beni dinlese zorunlu sosyal hizmete sürülür müydük?"
Kafasını iki tarafa salladı.
"Sadece birkaç ay daha burada beraber takılacağız. Bir akşamda bize yemeğe gelirsin olur biter."

Güldüm.
"Bana baksana."

Jaehyun ağzına götürdüğü sigarayı indirip dikkatini bana verdi ve safça yüzüme baktı.

Conteur fille | JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin