Therapist eric²³

En başından başla
                                    

"Dur söyleme hiçbir şey bilmiyorsun değil mi?"

Kafasını iki yana salladı.
"Bilmiyorum."

"Sana hemen açıklayayım o zaman. İnsanların büyüleyici olarak gördüğü bu his aslında insanoğlunu yoldan çıkaran aptallıklar silsilesi. Hiç bilmediğin tarafını ortaya çıkaran bir hastalık, bir yanılgı, bazen bir felalet. En azından benim açımdan öyle. Çünkü beni bir gerizekalı gibi davranmaya zorluyor."

Öyle değilsin demek yerine omuzlarını yukarıya kaldırdı.

"Birine seni bir süre görmek istemiyorum dediğinde karşı taraftan ne beklersin? Senden uzak durmasını öyle değil mi? Koşarak yanına gelmesini ve boynuna sıkıcı sarılmasını değil. Filmde değiliz. Hoş o tarz filmlerden de hoşlanmam. Bu apaçık seni görmek istemiyorum demektir. Söylerkende bunu beklemiyor muydum zaten."

Sessizliğin ardından kendi kendime cevap verdim. Düşündüklerimi ve hislerimi sesli söylemek beni ya utandırır ya da sinirlendirirdi. Duygularımı gizli tutmak beni her daim güvende hissettiriyordu. Ama burada söylediklerimden dolayı utanacağım kimse yoktu.

Uzandığım yerde yavaşça doğruldum.
"Hayır... hayır. Aslında ne bekliyordum biliyor musun? Yanıma gelip yanıldığını söylemesini. Evet tam olarak bunu. O an çok şaşırdığını ama düşündükten sonra fikrini değiştirdiğini söylemesini istedim. Ama o gelmedi. Zorunda değildi ama beklemek canımı çok... daha çok yaktı. Keşke o gün bunları unutmasını isteyip birkaç şebeklikle konuyu kapatsaydım."

Nefes almadan fısıltıyla konuşuyordum yutkunup başımı salladım.
"Aramızdaki bu mesafe benim hatam. Büyük ihtimalle aptalın teki olduğumu düşünüyor. Onu uğurlamaya bile gitmedim bu boktan ayaklarım beni içeriye götürdü. Çünkü onu gördüğüm her saniye canım yanıyordu. Elin ayağına dolanıp ne yapacağını bilemediği zamanları olur insanın. Kendini büyük bir bok parçası gibi hissedersin. İşte tam olarak öyle hissettim."

"İster misin?"

Uzattığı paketi ona geri ittim.

"Sence tüm bunlar neden oldu?"

"Bahsettiğin kişi Rosé mi?"

"Sen sadece dinle."

"Ama bana soru sordun."

İki parmağımı alnıma yavaşça dokundurdum.
"Onu arayamıyorum. Elim her telefona gittiğinde onu firlatasım geliyor. O kadar kötü hissediyorum ki durduk yere bağırmak istiyorum."

"Bugün bağırdın zaten ve telefonunu da Jaehyun'un yaptığı kuleye fırlattın."

"Ne zaman oldu bu?" Dedim bahsettiğini kişi ben değilmişim gibi garipseyerek.

"Bugün legolardan yaptığın kule devrildikten hemen sonra."

Ellerimi yavaşça kendime çekip hatırlamanın verdiği şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.
"Hatırlayamadım."

"Sebebini biliyorum. Herkes Jaehyun'un kulesinin başına toplanmıştı. Sende kızdın. Ama yaptığın yanlıştı. Rosé arkadaşlarımızın oyunlarını bozmanın çok yanlış olduğunu söyler."

"Arkadaşım olmadığını sana kaç defa söyleyeceğim."

"Ama..."

Kendimi geriye doğru bırakıp uzandım. Kolumu başımın arkasına koyup iç çektim.
"İyi dinle. Bahsettiğim şey farklı. Bir şeyleri fırlatmak ve deli gibi bağırmak istememin sebebi kalbimin ağrıyor olması. Yüzünü son gördüğümdeki mutsuzluğunu unutamıyorum. Aslında onu mutsuz etmek istemiyordum... hem de hiç..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Conteur fille | JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin