-Sesinde Kuşlar Yaşıyor-

3.1K 214 215
                                    

Selaaam!
Evet, evet sonunda gelebildik.
Bölüme eşlik edecek olan şarkımız;
İkiye On Kala - Bütün İstanbul Biliyo
Herkese keyifli okumalar :)

☘️

Leyla

Sandalyemi geri ittirip son kez bilgisayara baktıktan sonra çalışmalarımı kaydedip kapattım. Saatlerdir oturmaktan ağrıyan belimi geriye esnetip ayağa kalktım.

Sanırım Oğuz'un işi henüz bitmemişti. Odadan çıkıp koridorda ilerlerken merdivenlerden çıkan tanıdık yüzü görünce şaşırmadım desem yalan olurdu.

Özgür Bey, merdivenin son basamağını çıkmış etrafına bakınıyordu. Beni görünce sanki aradığını bulmuş gibi gülümsedi. Aynı gülümsemeyle karşılık verip şaşkınlığımı saklamaya çalışarak yanına ilerledim.

"Özgür Bey?"

Nazik bir ifadeyle bir kez daha gülümsedi. "Ah, Leyla... Yine her zamanki gibi çok zarifsiniz."

Baştan ayağa beni inceliyordu. Zaten düzgün olan gömleğimin yakasını çekiştirdim. "Teşekkür ederim."

Elimi tutmak için uzandığında bakışlarım kısa bir an için koridorun ilerisine takıldı. İşte o an zaman yavaşladı. Özgür Bey elimi tutmuş kibarca dudaklarına götürürken bir şeyler söylüyordu ancak duymuyordum.

Oğuz, kırmızıyı bulmuş boğa misali üzerimize yürürken ne yapacağımı şaşırmıştım. Neden bu kadar sinirli olduğuyla ilgili bir tahminim vardı ancak şimdi sırası değildi.

Bir eli havaya kalkmış sanki adamı yumruklayarak öldürmek ister gibi bize doğru âdeta uçarken Ömer dumanların arasından çıkageldi. Tabii duman kısmını ben abartıyorum. Ancak şu anki durumun tek tanımı bu.

Kurtarıcım, Oğuz'un havaya kalkan yumruğunu yakalayıp onu tam aksi yöne çevirdiğinde Özgür Bey, neye baktığımı görmek için arkasına dönmek üzereydi.

Bu sahneyi görmesi şirketin bekâsı açısından hiç iyi şeylere yol açmayacağı için son anda verdiğim kararla koluna dokundum.

"İyi ki geldiniz. Biz de projeyi tamamlamak üzeriydik."

Koridoru kontrol ettiğimde Oğuz ve Ömer'in çoktan gittiğini gördüm.

"Odama geçelim mi? Size çalışmalarımızdan bazılarını göstermek istiyorum."

Sanırım durumu toparlamıştım. Kabul ettiğini belli edercesine kafasını sallayıp benimle birlikte yürümeye başladı. Bu sırada neden geldiğini anlatıyordu ancak aklım hâlâ Oğuz'da olduğu için onu duymuyordum.

Sadece başımı sallamakla yetiniyordum.

"Ben de hazır buraya kadar gelmişken size selam vermeden gitmek istemedim." dediğini duyduğumda odama ulaşmıştık.

Kapıyı açıp girmesi için bekledim.

"Buyurun."

Önden girdiğinde kapıyı bilerek açık bırakıp masama geçtim. Oğuz, tahminime göre birazdan gelirdi. O öfkesinin üzerine bir de kapıyı kapalı görürse daha fazla öfkeleneceğini biliyordum.

Bilgisayarı tekrar açıp Özgür Bey'i oyalamak için birkaç şey gösterdim. Aradan neredeyse on dakika geçmişti ki tahmin ettiğim gibi Oğuz, Ömer'le birlikte kapıda göründü.

Sanki kolunu Ömer'den kurtarmaya çalışıyor gibi bir hâli vardı. Bir sorun çıkarmaması için içimden bildiğim tüm duaları ettiğimde çoktan içeri girmişlerdi.

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin