-Kaçıncı Kor Bu Söndürdüğüm?-

2.1K 212 291
                                    

Bölüm şarkımız:
Ayçin Asan - Bozuyorum Yeminimi
Keyifli okumalar dilerim.

☘️

Geri çekilmem gerektiğini biliyordum. Bunu kendime yapamazdım. Bunca yılın acısını bir kalemde silip atamazdım.

Bedenimdeki gücü toparlamak epey zor oldu. Hızla geri çekilip uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yaptım. Havaya kaldırdığım elimi var gücümle Oğuz'un yanağına indirdim.

Tokadın sesi müziğin sesine karışıp yok oldu. "Sen, bana dokunamazsın!"

İkinci kez vuracağım sırada Oğuz, öfkeden kararmış gözleriyle bana bakıp elimi havada yakaladı. İkimiz de tek kelime etmiyor sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk.

Sanki yılların acısı orada duruyordu. Bana bir şeyler anlatmaya çalışır gibi... O bakışlara kanmayı yıllar önce bırakmıştım. Yine öyle yapacaktım.

Bileğimi tutan sert tutuşundan kendimi kurtarıp birkaç adım geri gittim. "Senden nefret ediyorum!"

Bu kez gözlerinde alaycı bir ifade vardı. "Benden nasıl nefret ettiğini az önce gördüm."

Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Sanki kilometrelerce koşmuş gibiydim. "Sana ağlamıyordum."

Hâlâ bana inanmıyormuş gibi bakıyordu.

"Sana ağlamıyordum." diye tekrar ettim. "Ben o, dokuz yaşımda âşık olduğum çocuk için ağlıyordum. Onun masumluğunu kendine mâl etme."

Bunun ayrımına varması gerekiyordu. Ben, Oğuz'a âşıktım. Bunu hiçbir zaman inkâr etmemiştim. Tek bir fark vardı:

Benim âşık olduğum adam yıllar öncesinde kalmıştı. Karşımdaki adamsa kesinlikle tanıdığım biri değildi.

Ellerini göğsünde bağladı. "Kendini kandırmaya devam edebilirsin."

"Kandırma konusunda hangimizin daha usta olduğunu tartışmayalım bence." Cevap vermesine izin vermeden devam ettim. "Beni bu hâlde görmek için bu kadar büyük bir organizasyona gerek yoktu. Yalandan düğün hazırlamalar... Gelin arabasının arkasına hayali bir isim bile uydurmuşsun." Durup sanki düşünüyormuş gibi baktım. "Neydi? Heh, hatırladım! O ve Ş! Bu kadar masraf etmenin ne gereği vardı ki?"

Alaycı bir ifadeyle gülümsedi. Ellerini ceplerine sokup gözlerime bakmaya devam etti.

"Ablam," dedi ve ekledi. "Şeyma... Hatırladın mı?"

Herhangi bir şey söyleyecekken kelimeler geldiği yere kaçtı. "Orhan da eniştemin ismi. Annem, babam herkes burada. Sence bu organizasyonu senin için özel olarak hazırlamış olabilir miyim?"

"Peki, düğün gerçek onu anladık. Birkaç gün önce gözümün önünde nişanlınla konuştun, hatırlatırım."

Gülümsedi. Elbette yine alay doluydu. "Ömer'di."

"Ne?"

Tekrar etti. "Ömer'le konuşuyordum."

"Hayatım, meleğim dedin!" Cevap vermek yerine durumu anlamamı bekledi. O an tüm gerçekleri anladım. "Ömer Bey'in her şeyden haberi var!"

Başını olumlu yönde salladı. Tabii ya! Ben de düşünüyorum daha yeni tanıştığım adam neden benimle bu kadar çok ilgileniyor diye! Kendimi resmen aptal gibi hissediyorum.

"Şirketten gelen teklif de sizin oyununuzdu değil mi?"

Arkama dönüp elimi alnıma yasladım. "Ne kadar aptalım!" Yanından uzaklaşacağım sırada kolumdan kavrayıp beni kendine çekti. Gözlerindeki alaycı bakışlar yok olmuş yerine bariz bir öfke oturmuştu. "Her zaman gördüğün neyse ona inanmayı tercih ettin! Beni asla dinlemedin!"

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin