-Eskimeyen Bir Resim Gibi-

2.4K 208 118
                                    

Herkese merhaba!
Bu defa bölüm Oğuz'dan olsun dedim.
Bölüm şarkımız;
Can Bonomo - Dem
Keyifli okumalar dilerim.

☘️

Oğuz

Kollarımın arasındaki sıcaklığı hissettiğimde saat sabaha karşıydı. Dar koltukta iki beden sanki bir olmuş gibiydik. Leyla'nın huzur veren kokusunu içime çekerken biraz daha sarıldım.

Bedeni kollarımın arasında küçücük kalmıştı. Ensesini örten saçları ittirip boynuna bir öpücük bıraktım. Amacım onu uyandırmak değildi. Tekrar bir araya geldiğimizden beri istediğim tek şey kokusunun her an benimle olmasıydı. O yüzden geceleri uyanıyor ve saatlerce onu izliyor, öpüyor, okşuyordum.

Uykusu sandığı kadar hafif değildi. Bir kez bile uyanmamıştı. Yine uyanmayacaktı. Ve ben dilediğim gibi onu izleyip, öpüp, koklayacaktım.

Hani diyoruz ya, on yıl dile kolay diye... Sevişmek bile insanın özlemini dindirmez mi? Dindirmiyor işte! Her şeyine öyle hasretim ki ne yapsam bu özlem dinmeyecek.

Gün ağarana kadar uzun uzun Leyla'yı izleyip bunları düşünerek dinmeyen hasretimi dizginlemeye çalıştım. Yine de nafile...

Gün ışığı içeri dolarken Leyla kollarımın arasında kıpırdanmaya başladı. Uyanmasını bekledim. O yosun yeşili gözlerini görmek için birkaç saniye daha beklemem gerekti. Uyurken çoğu kez kollarımda dönüp durmuştu. En son dönüşünde ise yüzünü yüzeme yaklaştırıp öyle uyamaya devam etmişti.

Biraz daha kıpırdandıktan sonra yavaş yavaş gözlerini araladı. Birkaç kez gözlerini kırptıktan sonra benim uyanık olduğumu fark edince gülümsedi.

"Günaydın."

Gözlerinin içine aşkla bakıp cevap verdim. "Günaydın."

Başını biraz geri çekip bana baktı. "Sen ne zamandır uyanıksın?"

Omuzlarımı kaldırdım. "Birkaç saat oluyor."

Düşünüyormuş gibi baktı. "Beni mi izliyordun yoksa?"

Yeni uyandığında ne kadar sevimli ve güzel göründüğünden haberi var mıydı acaba?

Kollarımı sıkılaştırıp yüzünü boynuma bastırırken, "Evet." demekle yetindim.

Beni göremediği için yakınacak gibi olsa da vazgeçip derin bir nefes aldı. "Kokuna hep bağımlıydım."

"Öyle mi?"

Cevap vermeden başını salladı ve bir kez daha derin bir nefes aldı. Uzun süren sessizliğimizi Rex'in horlama sesleri böldü.

Tam başımın üstünden gelen horultuyu duyunca Leyla başını kaldırıp yukarı baktı. Sonra gözlerimiz birbirini bulduğunda gülmeye başladık.

"Onun horladığını hiç duymamıştım."

"Arada bir yapıyor. Özellikle çok yorulduğu zamanlarda..."

Leyla, kollarımın arasından çıkıp oturur pozisyona geldikten sonra Rex'i uyandırmadan kucağına aldı. Tüylerini okşayıp başının üstüne bir öpücük bıraktı.

"Bazen onu severken canını yakacağım diye korkuyorum."

Yattığım yerde dikleşirken ikisini de görmeye çalıştım. "Severken ayarın kaçıyor." diye itiraf ettim. Sevişirken bana neler yaptığının farkında bile değildi. Sırtımı işaret edip ekledim. "Her ikimizi de..."

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin