-Sen Beni Unutamazsın-

2.2K 214 285
                                    

Herkese merhaba!
Bölüm şarkımız;
Kıraç - Endamın Yeter
Keyifli okumalar :)

☘️

Kravatını sımsıkı tutmuş Oğuz'u öpmeye devam ediyordum. Etrafta bizi izleyenlerin olması utançtan kızarmama neden olsa da geri çekilmedim.

Ancak bir sorun vardı. Oğuz, ne öpüşüme karşılık veriyordu ne de geri çekiliyordu. Öylece put gibi duruyor olması ne yapacağımı şaşırmama neden olmuştu.

Lütfen rezil olmama izin verme, lütfen!

Cesaretimi toparlamış, onu herkesin önünde öpmüştüm. Ancak o hâlâ bana ders verme peşindeydi. Saniyeler sonra bana karışlık vermeyeceğini anlayınca pes ettim.

Kravatını tutan elimi gevşetip geri çekileceğim sırada elini elimin üzerine koyup kravatı bırakmama izin vermedi. Belimi sarıp beni vücuduna yasladığında sınırsızca öpmeye başladı.

O an aklımda ne varsa uçup gitmişti. Etrafta bizi izleyenler bile umurumda değildi. Dili dudaklarımın arasından kayıp girdiğinde ona karşılık verdim.

Ne kadar süre öpüştük bilmiyorum ancak yanı başımızdan yalandan bir öksürük sesi geldi ve ardından Ömer'in, "Siz ikiniz kendinize bir oda bulsanız iyi olacak." dediğini duydum.

Oğuz, acele etmeden geri çekilip elimi tuttu. Şok olmuş gözlerle bizi izleyenlere aldırmadan koridorda yürümeye başladığımızda Ömer'in diğerlerine ithafen konuştuğunu duydum.

"Gördüklerinizle ilgili saçma sapan dedikodular duymak istemiyorum. Herkes işinin başına."

Onlardan tamamen uzaklaştığımızda daha fazlasını duyamadım. Ancak koridorda yürürken bizi kıskançlıkla izleyen Eda'yı görmüştüm. Gözlerinde öylesine büyük bir nefret vardı ki sanırım beni bakışlarıyla öldürmeye çalışıyordu.

Oğuz'un odasına ulaştığımızda içeri girip kapıyı kapattı. Elimi hâlâ bırakmamıştı. Odanın ortasına ulaşıp karşıma dikildi.

"Bu neydi şimdi?"

Umursamaz bir ifadeyle omuzlarımı silktim. "Kimin neyi bildiği artık umurumda değil. Sadece bunu göstermek istedim."

Tatmin olmamıştı. "O kıza söylediklerini duydum. Beni elde etmek gibi bir amacın olmadığını söylüyordun."

Ona biraz daha yaklaşıp omuzuna koyduğum elimi yavaşça aşağı kaydırıp eline kadar okşadım. "Öyle bir amacım yok. Zaten bana aitsin."

Dudaklarını zorlayan gülümsemeyi bastırmaya çalıştığını görebiliyordum. "Ben sahip olabileceğin bir eşya değilim." dedikten sonra gözlerime derin bir ifadeyle bakıp devam etti. "Hatırlıyor musun? Bana böyle söylemiştin."

Başımı olumlu yönde salladım. "Hatırlıyorum. Hatta senin verdiğin cevabı da hatırlıyorum." Sanki mümkünmüş gibi daha da yaklaştım. Yine aramızda yok denecek kadar az mesafe vardı. "Bedeninden değil, ruhundan bahsediyorum."

Bu kez kendini tutmadan gülümsedi. "Beni anlamaya başlamana sevindim."

"Seni hep anladım Oğuz. Ancak benden neden hâlâ uzak durmaya çalıştığını anlayamıyorum. Zaten on senemizi kaybettik. Bırak bundan sonrasını bari mutlu yaşayalım."

Geri çekilip benden uzaklaştı. "Benim yaşadıklarımı yaşamadan ne hissettiğimi anlamayacaksın. Ve beni anlamadığın sürece de sağlıklı bir ilişki sürdürmemiz mümkün olamayacak."

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin